16 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

16 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İŞARETLER Tenkidin kıymeti san'atkârın kor- kusu “ — Tenkit mutlaka faydalı mı * dır? “ — Mutlaka faydalı değildir. | “ —— Mutlaka zararir madır7. | “ v Mutlaka zararlı değildir. “ Hem zararlı olabilir. “ — Hem de faydalı. Fena tenkit, hir sistemi göstermi- yen tenkittir. Aklına eseni yapan, o Amorf ve müreccet bir okuyucu kütlesi ile sanat adamı arasında âdeta bir mevi dedi - kodu ticareti ile geğinen adamdan ne sanat, ne okuyucu, hattâ ne de kendi- si bir şey anlar. Bu adam insanlar | mabut arasında kilişe veya papas £'- bi bir fuzulidir. | Bu fuzuliliğini ancak zevzekliği gü- zel, hoş eda ile yaparak bir dereceye | kadar kendine sanat adamı süsü ve - rebilir, Ve öylece sanat perdesi altan” da kendini bu fena münekkit belki iyi bir ebedi okuyucu olabilir. Hattâ çok, pek çok ta okuyucu toplar. Dedikodu bilirsiniz ki, aslında gözel birşeydir. Bu cins yazı yazmak kolay yoldan muvaffakiyete ermek; istiyenlerin işi- içi utturmak asıl sanatkârın te - kan decaği bir iş değildir. Fakat dedikodu ile şöhret temini sanat yo - lundan gitmekten daha kolaydır. San- atla, dedikodunun — cebri zinasımdan doğan katır böyle bir soysuzdur. A gibi kulakları olan fakat merkep gibi inatçı mahlük kötü tenkit nevinin #8 heseridir. ir ii İyi tenkit, muharriri | bir sisteme, bir yola sürükliyen tenkittir. kadar. ötokritik has » sasına sahip olursa olsun, kendi ken: dini ne kadar sigaya çekerse çeksin | kendini hem yaratıcı, hem tenkitçi st- fatiyle mürakabe edemez. Nasıl ki, insanın bir pencerede o - kurup kendisini ayni pencerenin önün” den geçen insan gibi mürakabe etme *i mümkün değildir. ş Sanatkâra bir sistemi, bir yolu, bir usulü gösteren, ondan taşan yazıcıyı, sanatkârı sinesine sokmak için çalışan tenkit adamı cemiyette rol sahibi olan vazife gören insan demektir. İyi tenkit, dedikodu değildir. İyi tenkit, sert hakikatin bir sistem cephesinden görünüşüdür. Sistemi olmıyan münekkit olamaz. Onun için münekkitte güzel söyleme, dedikoduyu ballandırma meziyetleri yerine keskin bir mantık ve ondan ev- vel de bir görüş birliği isteriz. O za man bu tenkidin sanat | için faydalı bizmetleri olabilir. Dedikoducunun hiç bir yerde de » | vamlı yeri olmadığını bilirsiniz. Bu hakikati sanat sahatına da (kolayca tatbik edebilirsiniz. : .|.. Tenkidin, iyisi veya kötüsü hangi | çeşidi olursa olsun, çok zaman sanat adamı için hoş görünür bir şey değil- dir, Münekkitlerin asıl kuvveti burada- dır. Fakat sanat adamınm da kuvveti bütün bu tenkit vesilesi havasının üs- tünde asıl sanat âleminde yaşadığına inanmamasındadır. Sanata Nirvanaya | vasi olmak istiyen bir Buda rahibi gi- | bi kendini kaptıran sakiki sanat adar | ber münakaşa başladı. Fenerbahçe Ankara gücü, ile karşılaşıyor Ankaradan. şehrimize (o gelen Ankaragücü birinci takımı ile Fe- nerbahçe birinci takımı bugün saat ön altıda Fenerbahçe stadında bir maç yapacaklardır. Şimdi Anka» ragücü takımının kaptanlığını ya- pan Fenerbahçeli Alâettin Bey bu günkü maçta Fenerbahçe takımı - na karşı oynıyacaktır. ——— —————— Hâvagazı, su, elektrik saatleri Elektrik saatlerinin kiraları in- | mişti, Nafıa Vekâleti havagazı, su ve büyük elektrik saatlerinin kiraları hakkında da belediyeden malümat sormuş ve cevsbr veril - | mişti. Aldığımız mevsuk malümata göre, bunlar bakkındaki tetkikat | ta bitmiştir. Bir kaç güne kadar su, haya (gazı, büyk elektrik saatleri ücretlerinin tenzilât nis - beti de alâkadarlara bildirilecek- | tir. o —e— Trakyada yaban domuzu mücadelesi Trakya halkının da iştirakiyle yaban domuzu mücadelesine baş - lamıştır. Umumi müfettişlik İs - tanbul ticaret odasına müracaat e- derek avlanan yaban domuzları - nın deri ve etlerini ihraç çareleri - nin bildirilmesini istemiştir. İstan ! bul ticaret odası bu işi tetkik et-! mektedir. Japonyaya yapılacak ihracat hakkında Japonya ile aramızda yapılan ticari anlaşma üzerine tüccarları- mız ancak ihracat yaptıktan son- ra ithalât yapabileceklerdi.. Şim- di, tüccarlarımız yüzde kırk isbe- tinde bir taahhütname ile bir kefa- letname verdikleri takdirde ihra- cat yapmadan Japonyadan ithalât bileceklerdir. “Fakat ihracat yapmadıkları takdirde verdikleri yüzde kırk kaparo yanacaktır, 'mının dedikodudan, alaydan, nükte » det, kiskançlıktan ve yakut temellük- tan doğan sözleri duymaması gayet tabiidir. j Çünkü o hakiki hedefini, hedefi - İ nin muvaffakiyet noktasını keşfetmiş- tir. O kendi — yolundadır. O bilir ki, sanat eseri bir iki nesilden sonra & yakta kalabilen eserdir. Fani bir dedi- koducunun acaip lâfları suya bırakıl. mış bir çamur heykeldir. Su bastıkça © eriyip kaybolacak - Hakiki sanat adami sanatin tunç —— © Jile yazı yazmıştır. Hafta mecmuası aleyhine açılan dava Belediyenin manevi şahsiyetini sâhkir eder mahiyette bir yazıdan dolayı Hafta mecmuası sahibi İl - bami Safa Beyle yazıyı yazan Ser- ver Bedi Bey aleyhine açılan da- yaya dün üçüncü cezada devam €- dildi. Yazıyı müstear adla yazdı- gı iddiasiyle Peyami Safa Bey de mahkemeye celbedilmişti. EBele- diyenin vekili Rami Bey, davayı teşrih etti, ceza verilmesini istedi. Bundan sonra İlhami Bey dinle- nildi. İlhami Safa Bey, yazıyı ken | disi yazdığını, Hafta mecmuası - nın hem sahibi, hem neşriyat mü - dürü bulunduğunu, yazıyı yazar - | ken katiyen belediyenin o manevi şahsiyetini tahkir etmek ( fikrini beslemediğini söyledi Bundan son- ra Peyami Safa Bey dinlenildi: Peyami Safa Bey: — Server Bedi imzasının bana ait olduğuna dair tevatür vardır. Bu doğrudur. Fakat vaziyeti izah edeyim! Annemizin adı Bedia Ser- verdir. Annemiz bu imza ile bazı | kadın mecmualarına (da yazılar yazmıştır. Bilâhare biraderim bu imza ile İçtihat mecmuasında bazı yazılar yazdı. Bundan sonra uzun müd - det bu imza ile hayli roman, hikâ- ye ve fıkra yazdım. Fakat bu ara” da İlhami Safa Bey de o bu imza asındaki “Davacı kim,, başlıklı ya- zıyı ben yazmadım.,, dedi. Muhakeme, dosyanm vekilleri tarafından tetkiki yirmi eylüle kaldı. İki sene altı ay hapse mahküm edildi Beyoğlunda bir kahvede garson suçlu için iken müşteri Muharrem ile kavga çıkararak elindeki bardakla Mu- barremin gözünü gör eden Mu- zaferin muhakemesine ceza mahkemesinde devam edildi. | dün ağır Suçlu vekili suçun mahiyetini tahlil ederek bir kast olmadığını, müekkilinin beraetini istedi. Mah- | keme heyeti uzun bir müzakere- den sonra iki sene altı ay kararı verdi. hapis Kutu barı cinayeti Beyoğlunda Kutu barında ke - mancı Sami efendiyi öldürmekten suçlu Adilinmuhakemesine odün ağır ceza mahkemesinde devam edildi. Muhakeme, dosya mütale- a edilmek üzere i 44 « Şimdi bizim döktorlar kânse: rin mikrobunun olup olmadığı münâ- ia makamına | | Celâl Bey Ankaradan geldi, akşam döndü İktisat vekili Celâl Bey dün sa- | bah Ankaradan şehrimize gelmiş ve hususi bazı işleriyle meşgul ol - duktan sonra akşam. Ankaraya dönmüştür. Vekil Bey bugünler - de Ankaradan bir tetkik seyahati- ne çıkacaktır. Evvelâ İzmire gidecek, oradan Aydına, İspartaya, (o Keçiborluya geçecektir. dan Mersin, Ergani, Diyarıbekir, Mardin yolu ile Ankaraya döne - cektir, Bu seyahatlerde Veki beye on ki- şilik bir heyet de refakat edecek- tir. Vekil Bey seyahati esnasında İspartada gülyağı < fabrikasmın, Keçiborluda kükürt fabrikasının, temel atma merasiminde buluna - | cak; bu civardaki madenleri tet - kik edecektir. o Antalyada büyük su kuvvetleri görülecek, Manavgat | şelâlesi gezilecektir. | Zekâi Bey Trakya- dan döndü Bir müddettenberi Trakyada teftiş seyahati : yapmakta “olan i Milli Müdafaa Vekili Zekâi Bey, dün akşamki Edirne trenile şehri- mize gelmiştir. Vekil Bey istas- | yonda İstanbul kumandanı ve di- | ğer zevat tarafından © karşilan- | mıştır. —— Romanyanin Ankara elçisi Rormanyanın Ankara elçisi bir aydanberi mezunen bulunduğu i Paristen şehrimize gelmiştir. lim Yeni tramvay arabaları | Üsküdar tramvayları Alman «| yadan yeni arabalar getirtmiştir. | Bu arabaların dün bütün hat üze- rinde tecrübeleri yapılmış, araba- | lar gayet iyi işlemiştir. Diğer a- rabalar da geldikten sonra yeni arabalar işletilecektir. linki Perapalasta yangın Dün Perapalas otelinin kalori» fer dairesinde maden kömürleri - | İ nin tutuşması ile yangin çıkmış ise de hemen söndürülmüştür. e verilmesi için başka bir güne kal- dı. Bir hakaret davası neticelendi Abdülkadir isminde bir dilsiz, dilsizler cemiyeti (o umumi kâtibi Medeni efendiye hakaret ettiğin - den birinci sulh ceza mahkemesi tarafmdan üç gün hapis iki lira pa- ra cezasına mahküm edilmiştir. .»« Hattâ bu bahis'o kadar ilerledi ki, İstanbul halkının yüzde yirmisinin kanserli olduğunu bile iddia edenler $ — VAKIT Birinci teşrinin dör - | dünde Antalyada bulunacak, ora- | Bir elmas yüzük bulund Mahmutpaşada börekçi Bodo - sun fırınında börek yiyen Kemer Burgaz sıhhiye memuru Şevket. Beyin zevcesi Faika Hanım mus- lukta elini yıkarken altı taşlı bir. elmas yüzük bulmuş, Yeşildirek polis mevkiine vermiştir. | Görüvor? kaşayı kısa kesmek lâzim; iddin yüzünden bütün dünya lidir deyip işin içinden çıkabilirler! © SOHBETLER Daha fazla alsınlar “Son Posta” gazetesi, ecnebi mek teplerde yapılan irfan ihtikârmn önü- ne geçmek lâzımdır. e Bu mektepler halkın cebinden fazla o olarak senede 250 bin lira alıyor, serlevhasiyle şikâ- yete, feryada değer bir mesele ortaya attı. “Son Posta” ya göre, hayat geçen yıllara 'nisbetle yarı yarıya. ucuzla « mıştar. Hususi mekteplerde okuma ücretleri hayli indirilmiş. o Fakat bir Fransız mektebi 400 liradan 600 lira- ya kadar ücret almakta ve ilk taksit olarak, üş buçuk ay için de dört ayhle istemektedir... Fazla para alan yalnız bir mektep değildir. Ecnebi mektep » lerin hepsi böyle davranmaktadır. Yok yert alınan paralar hesap edilirse, se- nede 250 hin lira füzuli ücreti kasa - larina indirmiş oluyorlar. Binaena « leyh, Maarif Vekâleti bu ehemmiyetli meseleye el koymalıdır. Çok doğru, çok güzel. Fakat Maa- 16 EYLÜL YK m rif Vekâleti bu meseleye el koyması o © olmaz mı?.. Daha iyi olmaz mı?.. Filvaki, memleket çocuklarını İç- lerine alan bu müesseselerle Vekâle - tin uğraşması gerektir. Mademki e€- nebi mekteplerine kapılarını açık tut- mak salâhiyetini veriyoruz, malarına göz yummamalıyız. Bu noktai nazardan, “Son Posta” np mütaleasına ve dileğine doğru ve güzel derim. Fakat başka bir noktei nazardan düşünülecek olursa, Maarif Vekâletinin bu işe el koymaması da istenilebilir. Çocuklarını ecnebi mektebe ver mekte ısrar edenlerin, bu müessesele- rin irfan ibtikârı yaptıklarma akılları ermez ıni?.. - Buna alkol muhakkaktır. Onlar bile bile aldanı - yorlar ve nihayet bu fahiş ücreti ve- remiyecek hale geldikleri zaman, üc « retlerin indirilmesi için teşebbüse gi rişirler. Amma ecnebi mektep ücret- İ leri fahiştir diye, çocuklarını o mek - tepten almağı düşünmezler. Buna verilecek bir cevap vardır: Çocükları — bir kere orada başlamıştır. Çocuğu alıp başka bir ye- re vermek doğru olmaz. Bu mazerete akar sular durur, Fa- kat ben: Madem ki, çöcuğünüzü ecne- bi mektebe vermişsiniz, öyleyse fazla para vermeğe de mahkümsunuz! Der. sem iğri mi söylemiş olurum?.. Ecnebi mekteplerini iflâsa mah küm edecek sebeplerden ; biridebu | yüksek ve fahiş ücretlerdir. Ecnebi mektep talebelerinin sayısı, para me- selesi yüzünden de her sene biraz da- ha azalıyor. Bir kaçı kapılarını kapa- dı, Geri kalanlar zor dayanacaklardır. Bu hakikat meydandayken ücret- N leri indirmeğe kalkmak, bu moktai na- nazardan —. doğru olmaz kanaatinde- yim. Bırakalım, daha fazla para ai sımlar, Selâmi izzet onların bu yolda haksız ve cüretkâr davran « erdirdikleri © © daha bir kaç sene © kanser-

Bu sayıdan diğer sayfalar: