16 Eylül 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

16 Eylül 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünyanın hiçk bir yerinde lekesi yada oldüğü kadar ileri gitmemiştir İ Yangın. yerinde | Dün şehrimize döner Erluğrul Muhsin Bey e mü doğdu, sonradan Sovyet Rusyada gördüklerini anlatıyor AR BEN eş <A” (Baş tarafı 1 iel sayıfadı) *wvel gazetemizde yazmıştık. Bu itibarla Muhsin Beyi bulmak, hem a seyahati hakkında, hem de “on ayrıltılar etrafında görüşmek lâzımdır. Saat ikiyi geçiyordu. Tepeba- #ındaki tiyatroya gittim. Bütün #rtistler sahneye toplanmışlar; teşrinievelin birinde başlıyacak ©- Yunun provasını yapıyorlardı. Muhsin Beye, görüşmek; iste - iğim haberini yolladım. Vapur dan çıkar çıkmaz, dinlenmeden disini hemen tiyatroya atan *ejisör, beş dakikalık bir prova İasılası arasında benimle görüştü: — Safa geldiniz üstat. Sov* Yet Rüsyada'ne var ne yok? Muhsin Bey büyük bir heye » “anla: — Sovyet Rusyada fevkalâde teyler gördüm. Sovyetlerin tiyat- to tekâmülü karşısında hayretler inde kaldım, dedi, ve sonra an- tmağa başladı: e yen Rusyadaki tiyatro ivallerinde bulunmak üzere et edilmiştim. Ağustos sonla” Yında gittim. Festivaller eylülün irinde başladı ve onuna kadar “ürdü, Festivaller geçen seneden İt cok memleketlerin tiyatro a - ları, sanatkârlar da benim Dibi #estiyallere davet edilmişti: Festivallerden maksat, Sovyet WYa tiyatrolarının tekâmülünü | e hamlelerini göstermek, ye * İten ve eserleri ibda eden sanat - körları tanıtmaktır. On gece sür e festivaller. ber gece ayrı bir liyatroda verildi. İlk festival Büyük operada ve- tildi ve “Prens İgör,; temsil edil di. İkinci gece Vahitankof tiyatro- tunda “İntervençiya,, üçüncü ge * *€ zene Büyük operada “Balet, dördüncü gece Yahudi milli ti- Yatrosunda “200.000” beşinci ge- “8 İkinci sanat tiyatrosunda Şeks- Berin “Ladam o Kamelya. s1, ye” dinci gece Küçük tiyatroda “Lub- iy Yardyaya,, sekizinci gece Kammerin tiyatrosunda “Optimi- i Pragöiya,, dokuzuncu ge- “© Çocuk tiyatrosu, onuncu gece Birinci" sanat” tiyatrorunda" Bo: İsö iştim. doğrudur. e yapılmağa Baklarımıştır. i söylemiştim. : Bu, çok doğrudur. | “Figaronun izdivacı,, | *serleri' temsil edildi ve bu on 'k sanat eseri karşısında be - him gibi bütün memleketlerden #elenler de Sovyet Rusyadaki ti- Yatro sanatinin yüksekliği karşı - *inda hayran kalmışlardır. Tiyat- .> sanati dünyarim hiç bir yerin de Bu kadar'ileri gitmemisir. Bu ilerleyiş dev adımlarıyla yürü - mektedir, Moskovada altmış tiyatro var- dir ve tiyatrolar her gece tıklım iklim doludur. Tiyatro görmek VUK kati bir ihtiyaç halini almış- » Mahallelerde tiyatro bileti sa- N yerler kurulmuştur. Hattâ Biz sok kimselere buralarda vere- “ve biletler satılmektadır. K Sn Busyada, tiyatro sana » Bi ilerletmek icin bir de tiyatro MİYersitesi açılmıştır. Üç, dört elik bir hayata malik olan ti- İ safında konuşamadım. , Yalnız ti- imı öldürüldü, araştırılıyor İzmirde Alsancak civarındaki yatro üniversitesinin bin-elli'tale- | yangın yerlerinde | iki günlük bir besi vardır. Hükümet büraya “bir | çocuk cesedi bulunmuştur. Zabı- buçuk milyon ruble tahsisat ver - | taca bu meselenin tahkikine büyük mektedir. Burası tiyatro rejisörü, | bir iyet verilmiş, “Alsan - direktörü, “artisti yetiştirmekte * | cak karakolunda getek çocuğu bi- dir. Üniversite, Sovyet .Rüsyada | rakan Hayriye “Hanım ve gerek henüz milli tiyatroları" “olmayan Ertuğrul Muhsin Bey., Özbekler, Kazaklar, Tatarlar gi- Bi milletlere sanatkâr verecektir, Sovyet Rusyadaki tiyatro sa » natınm. dünyanın hiç bir yerinde bu kadar. ilerlememiş olduğunu | Çünkü' orada : tiyatrolar; tiçaret kafasile idare edilmiyor ve bunun içindir ki yükeek,, ERMAK, EYE, İsa di , çocuk gayri meşru olduğu için i kaldım. demiştir, Hayriye Hanımın annesi uzun u - Zadıya isticvap edilmiştir. Ölü çocuğun annesi . Hayriye Hanım ifadesinde cürmünü tama- men inkâr etmekte, çocuğun kendisine, ait olmadığını söyle * mektedir. Maznun «Hayriye Hanımdan sonra ebe Hikmet Hanımın ifade- sine müracaat edilmiştir. Bu ha - nım demiştir ki: İ — Hayriye Hanım uzun zaman danberi hamile idi. Vazı hamil den sonra kendisini gördüm. “Be- ni neden çağırmadmız?,, diye sordum. * Hayriye Hanım ceva » ben: — Ah Hikmet hanım sorma, | böyle yapmak mecburiyetinde Bu ifadeye kârşı da Hayriye Hanım: — Hikmet Hanımla aramız ö- tedenberi açıktır. Bana garazen bu çirkin ifadede bulunuyor. demiştir. - , Hayriye Hanmın annesinin de #lerleyişin yegâne sebebi sanat- kârın, otejisörün, tiyatro gişesi ile müsterinin rlağile: alâkadar olmamasıdır, Sovyetlerin tiyatroları: böyle prova arasinda: tamamen anlat» mama imkân yok. - Başka bir gün uzunca anlatırım; siz yazarsınız.,, isiFilvake muhsin Bey, gördükle- rini anlatmak “ ihtiyaer içindeydi. Fakat dışarda kendisini bekliyen iş buna'mani idi. “Ayakta şu su» ali sordum: Ksmmerni tvatrosu müdürü ne zaman geletek? - Kammemii tiyatrösünün mü- dürü olan M.'Tarrof teşrinişanide gelecekti. “Fakat 6 ayda kendi tiyatrosunun yirmi dördüncü yılı kutlülanacağından seyahati kânu- nuevvel ayına kaldı. Bu şörmei sonatkâr memleketimizin misafiri olacak ve Sehir tiyatrosunda “Ji- rofle; Yirofla,,“ m sahnemizde korimalinr tatizim edecektir:""” : — Buradaki çalışmalarınız? - Prövalarimız başladı. ilk öla- rak Reşat Nuri “Dörtavi » yeski) den tercüme ettiği “Cürüm ve ceza, piyesi ile kiş temeille- rine başlayacağız. a odasından çıkmi$. sahneye doğru ilerliyordu: — Şehir tiyatrosundaki istifa: lar hakkında ne dersiniz? Muhsin Bey hemen cevap ver- di: — Geldim ve hemen başlamış olan provaları gözden geçirdim. Arkadaşlarla henüz bu husus et- yatro müdürünün de istifalardan haberi olmadığını duydum. Yekta Ragıp | zünder kendi ölümüne sebebiyet meseleden haberdar bulunduğu anlaşılmış ve onun da ifadesine t olunrmuşbur. « /Bu ha- nım: -— Evet, kızım Hayriyenin kar* nındaki şişkinlik epey müddetten- beri nazarı dikkatimi celbediyor ve kendisine soruyotdüm. Fakat bana hakikati söylemiyor, “Kar - nımda ur var.,, diyordu. Nihayet evvelki akşam” sancılandı ve ölü olarak bir çotuk doğurdu, de- miştir, i Hayriye Hanımla annesinin müyacehelerin yapılmış, Hayriye Hanımın mücrimiyeti tebeyyün etmiştir. Çocuğun cesedine memleket hastanesinde tabibi adli Şakir Bey tarafından: otopsi yapılmış - tır, Tahkikata devam olunmak - tadır. Bir bekçi kaza netice- sinde öldü İzmitte İhsaniye (o nahiyesinin Damlar mevkiinde muhacir Mus- tafa oğlu İsmail ibtiyatsızlık - yü- i vermiştir. ini beklediği mısır tarlasının | yanındaki kulübede çifte tüfeğiy- İle kafa tası © ve beyni tamamen parçalanmış olarak bulunmuştur. Hükümet doktörunun raporuna ve vanılan tahkikata nazaran İs - “mailin s#İ8kı her zaman azık ola- rak taşıdığı ye bu sebeple bir ihti- yatsızlık yüzünden ciftenin horo - zunun inerek kendi kendinin ölü- müne sebebiyet verdiği . sanlaşıl- mıştır, i ll dn İNNİ GİZİİ an öe arilde çel ad Sleek atü bulunan çocuk Horoz ziemeli için ... Denizlide Vilâyetçe tertibat alındı Arabalarda ucuzluk — Fab- rikanın yeri— Yeni elek- trik şirketi Denizli, (Hususi) — Şimdiki Denizli bundan 300 sene evel bü- yük bir şehir iken ve 180 bin nüfu- dehşetli bir hareketi arzdan şehir ahalisi dağılmış, bir kısmı şimdi oturdukları yerlerdeki bahçelere taşınmışlar, bir kısmı'da Ova köylerine ve yakın vilâyetlere göç etmişlerdir. “Bugün Denizli - nin nüfusu 17 bindir. Bütün vilâ- yette 262 bin nüfus ve yedi kaza vardır. Buradaki otellerde konfor ol - madığından hepsine han unvanı verilmiştir. Buda, adi han oda” larından otel odaları gibi ücret a- | lımmamak içindir. Evkaf idaresi | vali beyin himmetiyle yeni ve asri | bir otel yaptırıyor. e Lokantaya benzer yalnız bir yemek yeri var - ' dır. Şehir pek dağınık olduğundan münakalâtın kolaylaştırılması için kırk dört fayton, yirmi uzun araba işlemektedir. Bunlar beş kuruş - tan yirmi beş kuruşa kadar ücret alırlar. Birkaç kişinin bindiği u - zan arabaların ücretleri de adam başına ikişer kuruştur. Belediye- nin arabalar hakkındaki bu kararı halkı çok sevindirmiştir. Bu kara” rı arabacılar kendi aleyhlerinde | zannediyorlar, halbuki , bilâkis Tehleri: » Çünkü arabalar ne kadar ucuz olursa müşteriler de, o kadar çok olur. Nazilli fabrikasından şikâyetler İ Denizli vilâyetinin (4452) do - kuma tezgâhı ve bunlar yüzünden | geçinen yirmi bin nüfus (o varken Nazillide bir mensucat fabrikası- nin kürülmasının memleket için bir zarar olduğunu ileri sürerek şi- kâyetlerde bulunuyorlar, “Denizli- de su ile küvvei muharrike istih- sali kablar, otuz kuruş O yevmiye ile amele bulunabilir, madem ki fabrika yapılacaktı, bunun Deniz- lide yapılması daha muvafık olur- du!,, diyorlar. Denizli horozları Denizlinin horosları çok meş - hurdur! Bunların uzun ve gür s€s- lerini herkes bilir, bu borosların bir tanesi beş liradan yirmi beş li- raya kadar satılmaktadır. Vali Fu- at Bey çok azalmağa yüz tutmuş olan bu cinsin çoğaltılması maksa- diyle tertibat almış, bunlardan biroçk horos've tavuklar yetiştir - mek için fenni kümesler yaptır - mıştır. su varken Gazozlar Denizlinin gazozları içilemiye - cek derecede fenadır, Temenni e- deriz ki yaz ve kış halkın pek çok istihlâk eylediği bu faydalı meşru- batın bir yoluna konulmasına be - lediye dairesi himmet buyursun! iktisat bankası Iktısat bankası 927 senesinde yüz bin lira ile teşekkül etmiş ve bir sene sonra bu © sermayeyi iki yüz bin liraya çikarmıştır.. Hisse- darlar yedi sene içinde sermayele- rini aldıktan maada yirmi sekiz li- ra da kâr etmişlerdir. Banka bu sene hissedarlarına ancak (yüzde İ pek itlâfma memur İzmirde açılan yeni müze Cıvar harabelerden seçme mimari eserler getiriliyor Maarif vekâletinde İzmirde ye- niden tesis edilen ikinci müze ya- ni “Eski mimari eserler müzesi, için civar harabelerden getirilecek seçme mimari eserlerin. ; nakline faaliyetle devam edilmektedir. Bu nakliyatı bizzat müzeler müdürü Kantar ağası oğlu Salâhattin Bey yapmaktadır. Efez ve Ayasuluğ harabelerile Yatıkkale müzelerinden intihap e- dilen eserler kâmilen İzmire geti - rilmiş, yüz parçadan fazla olan bu kıymetli ve muâzzam eserler, eski mimari eserler müzesi olacak E- vangelistra kilisesi önüne istif © dilmiştir. Yakında müzenin tan - zimine başlanacak, işler devam j ederken diğer taraftan “da öteki harabelerden asarı atika "nakline İ başlanacaktır. Bunun için iki aydan beri Efez ve civarı nakliyatını yapıp bitir - miş olan müze müdürü Salâhattin Bey Aydın ve Söke civarının nak- liyatıma başlıyacaktır. Bu sefer gelecek eserler Piryan, Milet ve Didim harabelerindendir. İzmir müzeler müdürü Salâhat- tin Bey bu isi başarmak üzere refa- katinde Arkeoloğ mimar M, Ma- yer olduğu halde Sökeye hareket etmiştir. Nişanlı bir kızı kaçırdılar Tavasta belediye memurların » .dan Arap Mercan çavuş ileeski o bekçilerden Mehmet ve kardeşi E- min, silâhirolarak bağ arasındaki mahallelerde güya belediyece kö- edildiklerini söyliyerek dolaşmlarken zoraki A- i Tinin kızı Havane hanımın & er'ne atılarak zavallıyı zorla dağa çıkar mışlardır. Jandarma kendisini ya» kalamıştır. Diğerleri kacmıslardır. Kız, başka bir gence nişanlı imiş.. beş temettü © verebilmiştir. Son kânunların'faiz hakkındaki ahkâ- mından bankalar, umumiyetle mü- teessir oldukları için hissedarları: na artık bundan fazla kâr temin edememektedirler, Bu anonim'şir- ketinin başında bulunan müdür Nazmi Bey büyük bir” kavrayışla muamelâtı idare eylemektedir. Nazmi Bey vilâyette sevilmiş bir şahsiyettir. Elektrik Denizlinin elektriği birkaç şir « ket veya şahıs tarafından temin o Tunmaktadır. Çünkü belediye ta- rafından yapılmış olan tesisat şeh- ri idare etmemeğe başladığından bu gibi bususi şirketlerin odebu tenvirata iştirak etmelerine müsaa de edilmiştir. Şimdi vali Fuat Be- yin himetiyle şehirde 175 bin lira bir sermaye bulunmuş olduğundan pek yakın bir zamanda sudan kuv- vet alınmak üzere mühim tesisat yaptırılacaktır. Bu şirkete elli bin lira ile belediye dairesi, yetmiş beş bin lira ile İktisat bankası işti- rak edecek, ; üst tarafı halktan te- min olunacaktır; Elektrik santra- ma beşer yüz beygirli iki türbin konacak, çok ucuz cereyan verile- cektir. Bu tesisattan sanayiin de istifadesi hesaba mai ÖLMEK Batmaz şi vi j i

Bu sayıdan diğer sayfalar: