5 Eylül 1942 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

5 Eylül 1942 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

t Kğ*_'gl_ııı | TABIHTEN Fi tutulması hakkında V4 'S:'_""'&l €u eski vaka, Hlej ket _* Mar, #dülmesine sebep olmuştur. V Beki "E eski Çin di e yazıl. Bdi kitapta rastlanmak. İğ ae “Ütten ibareç olaa bu ki N':ı"' Hiyan sülâlesindez. Bd “ı—___ww.m zama'nın Çin dil, ile yazıt . Yetebbü eçtikten sonru Hil l Ş% F ; £ t ş il f : i İ F E ğ Fi 1f Ksenofon “On binlerin #öerinde şöyle bir vaka ı—“— İran hükümdarı Dir © A aa MA gehrini — muhasara Bu Zaptına muvaffak ola . Nh Ssnada bir gün çüneş ta N, Kayboldu. t Bözden Bunün ©. MĞRİ sazılmış ahai kendileri: ae :W_ , Şehir ko. :Ğ:"'hm bu hâdisenin MMM Yili 10 mayıs günü <i, _l'—.,,:'*wmm. Bir gu, Mütddan 460 yi önceye İi SİDet tatulma hâdisesini daha - Fakal bunun günü 4 Bamemiştir. Kit .::Rıut olan diğer bir gü Mmumm önce 310 yı- olmuştur. n h deç 15 1836 da, 8 l2 Mayla iş —:'..'u::_“- 28 temmuz 1881 dr. G ve İ 1871 de, 19 ağımlas Törey 1 Kanunsan; 1880 da bi “Atu olmuştur. ha "Wkrıııdıı Diri 1M0 yı. Bünü olân güneş tutulma, | başka, mühim olarak. 3 | sar LA ,;ı?. .!!; | İ $ N | LA B | £ x ’/!?ı Ifl 7 z Ü, . | | Ü ğ l ! ! ! $ e çeT SAYFALAE;WŞ | Tarihte güneş tutlulmaları R. | bayvanların ne hal alacağını merkek eden bir Rus Babiti gunları anlatıyor: “Og bay dakika ünçe hayvanıma bi Kip hebir kenarında yürümeğe başla. dım, Birdendire hava kararınca atın De yapacağını merak ediyordum. At trktü, az kaldı ıkimiz de nehjrin larına gömülüyorduk.,. 1871 yımdakı güneg futulma hâa! se0ini rasgt etmek Üüzere Hindista.m Biden beyeli fenniye relsi * Profesön Lokyer ota halkiınm âdetlerinş Anik tıyori “ Küsut başlar başlamaz Hiğnd Ow | ma, ve ümera ve aslzadegüininden | velhasıl her sanıf halkından müteşek. * Kü bir kalabalık kale şekiladeki ra- | sathanemize doğru koşimağa Daşladı. lar, Btratı sardılar, Moğer Hinditcer mabutları Süryan güneşin Brabo udu eider garafından yavaş yavaş yı. golduğuna mütekit fsalşler, Bunun . çin orçalık kararmağa — başlayıacu, korkunç feryutlara başladılar. Bir ta Kun willer çalıyor, tüfekler atıyorlar. dı. Fakat bütün bunların hiçbir te . «iri gözükmüyor, küsut gittikçe artı. yordu. Ahalidek) heyecan tarif ka >ul #ümez bir dereceyi bulduğundan, ms. bude bir kurban takdim etmek Üzere orada buhnan kerestelere utey verdi- ler, Zabita güç halle büyük bir yaa. gisın Gnünü aldı, Güneş iyıklarını et- rafa salmağa başladığı vakiş Himdli. lerja yaygaraları kulakları sağır ede- cek bir hal almıştı. Kendilerince mıa. | buşlarımı kurtarmışlardı, , 1715 yilı güneş tutulmasını anlatan Delsi! e güneş tutulduğu vakit bü - | tün horozların birden sustuğunu, gi neş açılınca tekrar ötmeğe başladır. larını yazıyor, İngiliz riyaziyecilerin . den Mister Beyli de göyle diyor: *“Küsuf başlamadan evvel bir. sü. Tü kırlaagıç kuşunun uçmakta oldu. Bunu gördüm, Bir arâlık küşlar bâk- büçün kayboldular, Güneş açımca teh. rar uçmağa başladılar. ,, Novyorkta — Harajiton rasathaceni; müdürü doktor Petres 1869 yılr ağun tosunun yedinci günü vukua gelen gü neş tutulmasını anlaşırken — günla-. yazıyor: “ Haböş hizmetçiyem Yarın sast beşe çeyrek Kala tavukların — kümces girocekler, Dikkaş et. Ne yaparlaran ba söyle, dedim. Ertesi gün Habeş hayretler içinde yamıma geldi, Şaş . kın bir haldeydi. Mütemadiyen: — Tevukların kümese girecekteri. B| nereden biliyordanuz.. diye — soru- yordu. , |'Ticaret Vekâletinde - yeni teşkilât Harp ekonomisi dairesi kuruluyor, ticaret ateşelikleri kaldırılıyor Ticaret Vekâletinde yeniden ba- z değişiklikler yapılmaktadır, Bu. uu nazanen hariçteki ticaret ata- gelikleri kaldirümüaktadır. Ataşe. liklerin işlerini, ber memlekette konstolosdane veya sefarethanede. ki ataşe himemiyallorimiz yapa- caktır, Vekâlette bir de (karp ekonami. si dairesi) kurulmaktadır. Bunun reisliğine Necdet Arkin, müşüvir- lik'ere Faruk Sutter ve Hayret » lin Şükrü Şenozan getirilecektir, ümrüklerde mallar bugünden itibaren çıkarılıyor Şebrimizde bulunan Gümrük ve | dürlüğü, gümrüklerdeki mallarmı inhistrlar Vokili Raif Karadeniz, | çıkarmaları için bir kısım tacirle- tetkiklerine devam etmektedir. | ve mühlet vermişti. Mühlet bit- Vekil, bilhassa gümrüklerden çeki | tiğinden bugün ithalâta başlana. lecek malar mesclesj — etrafında | caktır. çelışmaktadır. Mımtaka tlearet mü- Esnaf cemiyetleri reislerinin İstanbul tevkifhanesinde mahkümlar atelyesi toplantısı İstanbu! tevkifhanesinde müh- ! Mmtaka ticaret ııLdurü şeh- kümları calıştırmak için bir atel- | rimizdeki -snaf “mı“;';ğnğîıui:; yenla açılacağı yazılrıştı, Haber | leriti dün Hearet — mildür aldığımıza göre atelyeler hazırlan | SAĞYArAk kendilerile görüşmüş - yaştır. Buzün saat 10 da mera. simle atelyeler açılncak ve Mmah- kümların çalıştırılmasına başlana- Caktır, Kanaf cemiyetleri reisleri, ayrı ayrı temail ettiklçri esnalfın ihti. yaçları hakkında ticaret müdü- Tüne izahat vermişlerdir. Dilekle- rin etası, esnafn Jâzım olan ham ve iptidaf madde ile malzemenin kolaylıln. teminij arasında toplan. maktayıdı. -— — ğ Borsa kanunu etrafında Ticaret odaları ve borsalar hak arn t Fırıncıların dilekleri Fırıncılar, tekrar belediye iktı. at ne müracant ede * rek, ekmeklerin ayrı ayrt tartıl - Mmamasında srar elmişlerdir. Fırın gıların sddialarına göre her ekme- Bin ayrmyrı nizami grumajda çık. masma fennen de İmküa yoktur, Bonun için (belediye Memurları, ekmekleri vüzer yüzer v zrammaktadır. Bu hususta görüş- mek Üzere dün ticaret bir toplantı yapılmıştır. odanmda ollişer tartmelı) d Bu takdirde, frrme y Almanyaya yeni bir işçi raz: olacaklarmı tekrar bildirmiş- kafilesi gitti lerdir. * vW 19, A — ön < Sisüalr “TEN zö66 / gehrinden — yeni — bir çi Nişan kafileaj Alman sanayi — merkezlerli- döğrü hareket otmiştir. Bunların tç;n de usta demirefler mevcuttur. Güsini eli İsveçte kış Stokholm, 4 (ALA.) — İsveçte kış başlamıştır. Memleketin her Fi gaseteci arkadaşlatımızdan fotoğrafçı Şükrü Saraçoğlunun kı. zi Müzehher ile topçu üsteğinen Yusuf Ertenin nişan töreni bugün Selimiyedeki evlerinde yapılacak- tır, Genç nişanlılara sandetler di- Harbin ilk başladığı günlerde, iki tarafın ayrı ayrı İki tezi vardı, Almanlar: — Yıldınm harbi! Diyorlar ve savaşı bir kaç ny ve Bihayet bir senede bitireceklerini söylüyorlardı. İngilizler: — Bu harp uzun sürecek ve biz zamanı müttefik olarak — kullana. ku! Hükmünü — veriyorlardı. Warbi An! ömrünü hesaplamak ba- Kımmdan İngilizler haklı çıktılar. | İste boğazlaşmatın dardüncü yılı na girdik. HAlA kan, kâlü yangın, ölüm, kıtlık ve harabeler içinde- yiz, Vaktiyle, yarın kadar yakın bir gelscekten kestkin sözlerle bah. sedenler de, dillerini yuttalar, Ar. ük herkes savaşın — nzün sürece- ginde birleşmiş bulunuyor, Hattâ bu felâkete bir hudut, bir sen ta- yininden de çekiniyarlar, İngilizler, ilk tahmin olarık (1948) demişlerdi. Bu - tahıninin düşünüş ve görüş haror nedir? Onlar, hangi mütülara dayanarak bunu söylediler? Bilmiyoruz.Fakat bügün haklı çıktıkları da inkâr o- dilemez, K Bu, onlarm birinei hükmü idi, İkincisi hakkında henliz yıllar, karar vermedi, Yan; İngilizler, ge çen zamanı, kondilerinç bir müt. tefik yaptılar mı? — Yapamadtlar w? Bu daha belli değil, Gerei 1940 da tek başmn — kal. mızlardı, Ondan — sonra hij memleketi kendi davaları i zandılar, Ordularını, donanmaları. mı kendi saflarında biriktirdiler, Amerika hârbe girdi ve andan da Zaman hadanası! gaşılacak bir hâdise daha oldu: Almanlar, Ruslarla savaşa tutüş- tular, Mihverin karşısındak? — düşman yığını, gitlikçe kabardı, Ruslar, bir hızıla patırdısız, gürültüsüz ba- Sılıp yatuları küçük — devletler ve bu arada umulmaz bir yılgmlıkla silâhmı bırakan Framsaya hiç ben- zemediler, Alıman orduları, her ka. rış foprağı kanlarile slatarak yü- rüdüler, y Fakat Rusya bu!.. Maritafa ba: kınca sarı boyadan adamın gözü kamasıyor, Bu dünya, yürünmek. le biter ml hiç? Zamanm Almanjara da kölelik ettiğini söyleyenler var, FPakat ses. Terb zayıf çıkıyor. ve mantıkları kuvvetli değil, Eğer Rusya da Holunda, Norvet Ve öteki mazlümlar arasına katıl. sa, 6 da silâhmı teslim etseydi, zaman Kerçekten Alman zaferine koşulmus korkunç bir kadana gii- rüstü olurdu, Buğday 2mbarı Ukrayna !e hem kendini besler hom de —dünyaya zahire satır, Bakü petrellerile bü- tün Almanyayı unltm duvarlı “Ziz- frid,, ler içina alırdı. Fakat İş böy- le çıkmadı. Cermen dehâsının bü. tön yarattıklarını Rusya yutuyor, Masirda her kımıldanışı, #vun ne. fes alışlar, durgun hazırlanışlar kovalıyor. Pasifiklerde de ilk bas. kın şaskınlığı gecti. Orada şimdi müttefikler hamledde. “Çin" Şler zaferdön zafere — koşuyor, Bu gi- ditle zamanın kime hizmet ettiği yakmda anlasılacaktır. HAKKI SUHA GEZGİN Türk gazetecilerinin Londradaki tetkikleri Londra, & (ALA.) — Britanova: Türk — gazetecileri Londranm bağrında açılmış olat yaraları ta- mamile görmüşler Ve yaraların çarçabuk sarılmız ve — kurutulmuş olduğunu uçak savar bataryaların çevre kontmlörüne ve kendilerine refakat etmekle olan Türk ataşe- militerine söylemislerdir. Bay Esmer arkadaşları nam'na tör alarak demistir ki: *“Biz, çekilmiş mtrrapları, uğra. nılmış felâket ve harabileri gör- dük fakat aynı zamanda İngilizle- rin yenilmez cesüretlerinin ve sar t&ilmaz azimlerinin delillerini de müşahede ettik.., 'Türk gağetecileri evvelâ Senpol Ve Jildhal doluylarındaki mahal. leleri sivaret etmislerdi. NİYAZI AHMED | leriz, ıım— yeni bir kanun projesti ha. İ tarafına kar yağmaktadır. Türk gazetecileri 18 bin — kişi- Yazan: ZEKİ MESUT ALSAN Bürün bunlar, Mustafanın düşüncesi ve hoyeli; cile ocağına, mahalk leye, ve mahdut bir muhite inhisar ettiği müddetçe, hayalın en büyük zetklerini teşkil ediyordu.. Kendisine namaz farz olmadığı zamanlarda, abdesisiz bile nemaz kılmak kolaylığına malikti.. Fakat görüş ve duyuş sahası genişledikten, abdesi ve gıw farz ol duktan sonra, veziyet değişmeğe başladı.. b MA 4 ... Mustafanın çocukluğundaki — dindarlığı, İnsiyaki denilecek — yekilde tabit bir dindarlıktı.. O, kendisini nasıl Mustafa diye, - biliyor, ve bunun üzerinde döşünmeğe lözum görmüyordu İse, müslümanlığını da o derece tabil görüyordu.. Zaten onun için, bu ilk devrede, din milliyet ile de bir. leşmiyti.. Türk,müslüman, müslüman da Türk demekii.. Peygamberin, Arop dili ile Allahin 1 bildirmesi, onun Arabistanda bu vazileyi görmüş olmasından ileri geliyordu.. O, duaları şimdi onlamasa bile, oku- ması arttıkça anlıyacak, ve mukaddes dili de öğrenecekli.. Her çoçcukta olduğu gibi, Mustafada da, din, ilk devrede, bir iman meselesi değil, içliimat! bir zarvretti. Dünyanın hayata hâkim olduğu bir muhitta, henüz muhokeme kudretini halz olmayan bir dimağ için, onun icaplarını kabul etmekten başka cıkar yol yoktu.. Yemek, İçmek gibi ilk ihtiyaçlardan sonra, onu meşgul eden en büyük mesele, cennet, cehen- nem davası idi.. Mustafa, müslüman doğduğuna şükreder, ve bunu tallin büyük bir Kötfu sayardı.. Müslüman, Allahın imtiyazlı kulu idi.. Bu imtiyaz yeryüzünde her hangi bir suretle tecelli etmese bile, ahrette mutlaka ede- cekti.. Asnl ebedi saadet orada idi.- Bu bakımdan Mustafa, müslümanların, hıristiyanlara, ve başka din sahiplerine karşı üstün olduklarını sonırdı.. din, dünya ve ahret hayatını da tanzim ettiği için, müslümen nizamına uyan bu ikl hayatın da hırleti- yen ve yahudilerinkinden daha üstün olacağına inanırdı.. — Mustoafanm görüş sahası, Zeyniye mektebinden ileri gilmediği, ve başka hayat şekil- leri-ile doğrudan doğruya temas ettiği müddetçe, bu iman — kendisinde kat'l bir hayat vmdesi olarak yaşamıştı.. N Fakot Mustafa, muhitindeki her çeşit hayat, her çeşit cemaet, her çe$it İmsan ile uzaktan, yakından tamaz etmeğe başlayınca, — bu üstünlük imanının, hic olmozsa dünyaya cit olan kısmında sorsınlılar duydu.. Mo- hallesinde ilöç dağıtan yedi kızları Çörmesiyle başlayan bu sarsınlı, ya- vaş yavaş çoğaldı.. Vakığ bu sarsınlılar ilk merholede onun Alloh ve din mefhumlarının esasına dokunacak derecede derin ve geniş değildi.. Fo- kot günlük heyetın ideresine taolluk eden dini kaldelerin, Oqıüyılıln_. muslümanları başka cemgatlara nişbetle yükselimiş olduğunu kabul etmek de biraz güçtü.. Her halda mevcol vaziyele göre ya bu kaideler, tavsiye- ler asaslarında bozuk idiler, veyahut doğru idiler de - bugünkü — müslü- Baalar onleri Enliyerler, yazkış tdibik ediyorlardı.. Ne da ola - mellce DA Mustafa, idadi mektebinde, arkadaşları Plöton ve Mikoll İle — din bahsinde de münakaşaya girişirdi. Mumtefa, İsa'yı hürmetle andığı, ve onu peygamber tanıdığı halde Plâton, ve Mikail Muhammed'i tanımaz. kardı.. Mustala, derdi ki: — İsa peygamber de ramanına göre insanlara iyi öğüller vermiş, iyi esaslar koymuştur.. Fakat sonraki zamanlar için bunlar kâfi gelmedi- ğginden Allah bizim peygamberimizi, yeni emirler, yeni esaslar bildirmek için göndermiştir. Plöton cevap verirdi: — Müslümtanlık dünya işlerine alt ne gibi yeni emirler, yeni escslar koydu?.. Belki Allah düşüncesi hakkında bizim ile sizin aranaıda ayrılık vardır.. Fakat dünyada yapılması İyi, yapılmaması fena denilen — bütün işlerde, aramızda büyük bir ayrılık var mıdır?. — Felsefi düşünce bakımından daha ileride olan Mikeil — Plâtonu , yaloncılığı, hirsızliği, sarhosluğu, — insan — öldürmeği, - ığı, hirsezliği, san u, 01 , Mnnı:r. dh"yohvır.. Buna mukabil, temizliği, insanların birbirleriyle iyi geçinmesini, fakirlere bakılmasını, büyüklere hürmet, kücüklere şefkat gösterilmesini de her din emretmektedir.. Bu bakımdan bir dinin, diğe- rinden daha üstün olduğu iddla edilemez.. Eğer iddia edilir, ve isbata kalkışılrsa, © vakıt din kitaplarından değil, doğrudan doğruya, din mon- suplarının hayatlarından dekiller getirmek daha muvefik olur.. Mustafa da, zaten çok akıl erdiremediği, ve sonraları "'vicdan me- selesi,, tolükki edildiğini öğrendiği mücerret akideler üzerinde durmak. tan, cenneti, cehennemi karıştırmakton çekinirdi.. İsbotı güc olan çeyleri ileri sürüp münakaşayı uzalmakta fayda görmezdi.. Zaten Plâton ile Mü- kail de o sahaya girmekten kaçınırlardı.. Onlar da nihayet hayat - üstün de balar Müneen müşahedelerine gelince, Murtafo, gördüklerinin, an- ladıklarının tesiri oltunda, Plâton ile Mikaile kendi dininin yüksekliğini isbat edecek mevkide olmadığını hissediyor, ve bundan eza duyarak mü- Ww M W AII.'NÜU- Sonra kendi kendine düşünüyordu.. Hayatın gidişine bakılınca, Aydındeki hiristiyanların ve hatf yiğu- dilerin bir ıı:ıımırm yüksek bir şeviyede yaşadıklar görü! uyc!ıı.. Holbuki memleket, ve devlet müslümanlarındı.. Padişaoh, Osmanlı dehi olsa, ayni zamanda halife Idi.. Daemek ki, İslâm esasları, İslöm kanunları ceri ldi.. Böyle olmasına roğmen, neden ölekiler, temizlik, zenginlik, bir- birlerine yardım, ekuyup yazma, ve birçok şeylerde ilerleme - bakımın dan üstün bir mevkide bulunuyorlardı?... Hottâ dinin emir veyo yasak etliği şeylere ricyet etmek hususunda bile, diğerleri daha dikketli görünüyorlardı. Hangi cemaet içinde daha gok sarhoş, hırsız, cani olduğunu kestirmek güç olsa bile, bu çeşit insan- “lara müslümanlar arasında da rostlanıyordu.. — Devomı var »— mün iltica etmiş olduğu bir sığınak örmüşlerdir. Bu sığınakta üstüst kormuş yataklar, bakkal dükkâr- arı, hava filtreleri bulunuyordu, Bugün ietihbarat nesaretiüde bir çaysziyafet) verilecek ve yarın Duvr ile Kanterburi riyaret edila cektir, Dilekler, şikâyetler: Edirnenin ekmekleri Edirneden yazılıyor: Buradn ek- mek son derece kumlu olarak çik- maktadır. Bu süzetle devam eder- 8e halkm böbrek ve kum hastalığı. na tutulacığından — şüphe edilke- mez, Burun ecbebi, fenni değir- mende idare etmediği ileri sürüle rek buğday övütülnemeealdir. Adi değirmenlerde övütülmüş buğday. - Jar da kuümlü öolüyormuş. Alâka- darların dilkat nazarını celbet - menlzi rica ederim, VAKFI: Hâdise vaki ve bir de- #örmenden ileri geliyorsa, bazı fe- dakârlrklar pahasına da olga ma- ballf belediyenin isi halletmesi halkm - sihhati bakımından Türüm- lu ve maruridir. ——— A [îyıı evvelki Vakıt ı 5 Eytüj gis Vilâdi Kafkasın istilâsı Moskovadan bildiriliyor: Ağustosun iptidasında Kazak va. bitlerinin kumandası ile hareket eşen geteler birdenbire gehri Setilâ etmiğ. lerdir, ıtıs 15,58 1840 2018 s04 VAKITA ABONE OLUNUZ

Bu sayıdan diğer sayfalar: