15 Şubat 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 16

15 Şubat 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tl CU MANTIK İLE KONUŞALIM. & Sabih ALAÇAM o Yazan; 93 sayılı Yarım Ayda bizim Niyazi Acunun Behçet Kemal Çağlar ile yap: tığı bir roülükat Beşrolundu. Niyazi Acunun tavsifine göre « gibi işleten? Behçet Kemal Çağlar, « kafatasının kafesine sokmuağa çalıştığı ilhamını * dünkü ve bugünkü edebi: yatımız hakkında varit olan sual üze- rine uçuruyor | & Sorgunuzun cevabı za- mana muhtaçtır * diyor ve “müsbet? cevap verebilmek için, niçin ve nasıl şair olduğunu * anlatıyor. Bl mü» cibe şu; Şairler, komşu kızlarına âşık alın ellerinden başka birşey hye onbeş yaşın ilhamını — Bizde şiir pek revaçta olduğu için — bütün Mİ istismare kalkıyor. larmışl.. 2 k mısraları yazanlar, ilk defa heca veznini kullandıklarından dolayı, haksız yere milli şair oluyorlar» içind, “istemeden şairliğe? sü'üklenmiş! Meseleyi fablil edelim: Sual: Dün. kü ve bugünkü milli edebiyat. Cevap ise! Miçin ve nasıl şair oldum! Öbjek- tif mevzu, su bjektif bir mukabele! Dünk e bugünkü edebiyatın çerçis vesi ii ili ve orada şiir kralı Florinalı Mazıma taş çıkartan bir eda sınız ? Değil dünkü, bugünkü; hatta yarınki edebiyatımızın basamağına adım atabilmek için daha yıllara ihtiyacı olan an bu setmesine, bu dar görüşün bu e asri şaştım! Olgunluğun, eskilerin tabirile “insan kâmil, liğin en basit kaidesi tevazu ve Lo Edebiyatımız- dan dem vurmak için, kendinden bah» setmek cesaretini gösteren bir şaire, 5 defa rastgeliyorum | Florinalı Na” n kulakları çınlasın! Şiir krallığına İmei lâyik görmiyor, bati kendisine liaht , bile bulamıyordu! Meğer, o da yanılmış: Değil veliahdı, hattâ rakibi bile varmış! Gelelim, şairlerin komşu kızlarına öşik olmalarına: Bu, yani âşık olmak, her insan için en tabit bir histir. Ama gönlü istiyen komşu kızına, istemiyen halasının kızına, on- ları da beğenmesin bir tesadüfle hiç tanımadığı bir kıza, battâ evli bir ka- dına da tutulabilir. Aşıkların içinde şair de vardır, muharrir de, çö € doktor da, Behçet Kemal Çağlarımız gibi mühendisler de, velhasıl bütün meslek . Binaenaleyh, komşu kızına, battâ berbangi bir kız ve kadına âşık olması okadar tabii ve beşeri bir duygudur ki, bundan dünkü ve bugünkü edebiyatımız konuşulurken bahse ne lüzum var? Bu söz şuna ben” ziyor: Şairler, yemek yerler; şairler, uyku uyurlar; şairler, arasıra başka eğ- lenceler de yaparlar. Âlâ! Hepimiz öğ- renelim, yeryüzünde bilmediğimiz ne- İer de varmış! “ Ellerinden başka birşey gelmiyen şairleri , birer birer gözden geçirelim : İşte Yahya Kemal, işte Abdulhak Hâ- mit, işte Tevfik Fikret, işte Namık Kemal, işte Abmet Hâşim ve saire... Bunların hiçbiri ne komşu kızlarına âşık olarak şiir yazmışlardır. ne de elle- rinden başka Sx gelmiyen insanlar- dır. Burada garip tezadıda işaret etmekten Mene dimi alamıyacağım. Sözle» rinin başlangı a dünkü ve bugünkü bl akmidğ söhretlerini yere çalmağa kalkışan Behçet Kemal Çağlar, az sonra, Namık Kemali vatan şairi eN göklere Bee Buna diyeceğim yok. Fakat, daha gıda da Abdulhak Hâmide ve Ak Hüşime, kıymet vermekte oldu- ğunu sö yliyor, © izmeti vataniye , için şair olan, şiiri “Vatan! Vatan, diye bağırmaktan ibaret sanan Behçet Ke- mal ll nasıl oluyor da Abdul. hak e ve Ahmet Faşime kıymet veriyor 2 Şüphesiz me Abdulhak Hâmit ve nede Ahmet İlâşim “haini vatan, değildir. Kemal ve Mehm zarak a ve öiörlte sahibi olmamış» lardır. e i bir tezat daha: İlk defa u i ayr a akid mn dolayı kıymeti vardır. O halde ilk defa eca veznini kullanarak haksız yere milli edebiyat çerçivesine girenler kim- lerdir? “Mehmet Emin'nin, üsbai sa- m Gi mi ? Ölçülü konuşmak lâzım | ebçet Kemal Çağlar'ın iddia Sid e “İstanbulda masa başına kurulup Anadoluyu tasvire yeltenmek , gibi bir moda da yoktur. Türkiye, Yu- nan kadimin “site, düsturu ile idare edilen : vatandaşları bu zihniyet ile ye- tişen bir memleket değildir. eği için,hepimiz için"tecezzi kabul e bir vatan vardır. Anadolu da be vatan» dır, İstanbul da vatandır, Trakya da , MA Me ve kurtuluş oktur. mektenlekim yurtbilgisi kitabını tavsiye ederim | Burada şunu da anlatmak istiyece- ğim: “Şairlik denen mevhibe, Behçet Kemal Çağlar'ımızın dediği gibi yalnız “ vatan ve millet duygusu ve sevgisi, ile tezahür etmez! Edebiyat, şiir olsun, roman olsun. Ne şekil ve tarzda olursa olsun, hayatın seyridir. Hayatın #ey- nde nasyonalizm, aş ıstırap; veye le servet ve asıl ferdi ve maşeri bütün duygu ve idealler vardır Onun için, edebiyatı, « şairin İ gibi » yalnız vatan ve millet sevgisi ve değil, böyle zanneden lerin “akı rakleri Miş kalpleri gatıl ve biir iz Behçet Kemal Çağlar AMIZ, Sully Bb ın Gi e Musset tye olan sayarsın ?İ Dâhi olmasaydın sana, alçak erdim... p Ve “gülerek ilâve ediyor: Bizimki- ler zannederim ki dâhi değildirler! Yani alçak, öyle mi? Bu çirkin isnadı, ben de Behçet Kemal Çağlar gibi gü- lerek okudum. Çünkü, Hâmidin de- diği gibi: “ beli li in olunur |,, Ayni zamanda, ortaya sözde aklıselim varmı, yok mu, arayalım. Fransada, her iki şairde ha yatta iken “birçok hayati yeni mesele ler ve dağdağalar, e ut bulunabilir. akat, bugün Türkiyede ei irleri; mize, mubarrilerimise “alçak, demrk için “dağdağa, mı ica dirsek lâzım ?! Memleketimizde, il Goğmla içti- mai bünyesinde, ben “dağdağa, olma” e ba gibi işliyen kafata- sında , ğa vardır. Fakat bu, ber halde ali anin dağdağası emmek de ğildir. Onu, şairin, anası, babası dü- şünsünler, bize ne?! ülâsa: Me ürken, ölçülü söz amtıktan uzaklaşmamak t adabı muaşeret kaidesi icabı olarak ie nezü»

Bu sayıdan diğer sayfalar: