31 Temmuz 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 21

31 Temmuz 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r SİHAY di. Hiş 1 önüne yabancı ağa fır- sunuz 'datarak: İyamım ! rafından Çene- i tahkir ınga ile deceğini sokmağa aşladı, erde sü- ine rağ- Vilyam 5 ii Bu vak'adan, Dam dönörlerden başka kimsenin baberi yoktu. Merdivenlerden inerek atına bindi. Ve bir anda gözden yok oldu. Vilyam yolda intikam aldığına seviniyor fakat, bir taraftanda kira diz gökdürtemediğine canı sıkılıyordu. Kendi kendine ; — Ne mükemmel bir kadınmış! Eğer, erkek olsaymiş bütün kuvvetile mücadele edecekmiş. Netekim, kadın olduğu. halde diz çökmedi, diye mırıldanıyordu. Vilyam bu teşebbüsüne girişirken, korkudan ağ- Isyacak bir kızla karşılaşacağını sanmıştı. Halbuki, kendini müdafaa eden kuvvetli bir kimse ile karşılaşmıştı. Bu hâdise bütün saraya yayılmış ve Vilyam'ın yakalanması için, her tarafa sü- variler saldırılmıştı. Fakat, süvariler boş dönünce, kızın babası Balduin sonderece asabileşmişti. Matilda, herşeye rağmen süküneti mu- hafaza ediyor ve babasının intikam ha- zırlıklarına lâkayd kalıyordu. Bu yüzden Narmandi hudutlarına asker sevkedilmiş ve harp başlamıştı. Harp neticesiz devam ediyordu. Her iki tarafta müthiş zararlara uğrıyordu. Bu işsbir nihayet vermek için, her iki tarafın murahhasları bir mütareke akdins karar vermiş ve toplanmışlardı. Üzlaşmayı müteakip Normandi Dükünün murahhası ayağa kalkarak Vilyam'ın iki memlek arasındaki dostluğu ilerletmek için, Matilda ile evlenmek istediğini söy- lemişti. Herkes hayret içinde kalrsıştı. Çünkü, her iki taraf murahhasları, bu iki gencin arasında geçmiş olan vak'aya va- kıftılar. Bu teklifin biras evvel imzalen- miş olan mütarekeyi yeniden bozacağın- dan korkmuşlard Baldnin, bu haberi kızına söylerken, hiddetinden bağrıyor, ortalığı yıkıyordu. Fakat, Matilda hiç kızgınlık göstermedi. iniz: — Normandi Dükü Vilyama söyleyi- niz Karısı olmağa razıyım, dedi Balduin hayret etti. Kızı, hiçbir şey söylemeden odayı terketti. Bu sarayı yeni evliler için hazırlanmıştı. Babası halâ ina- namıyordu. Nikâhları 1476 senesinde Ba- yeux kilisesinde icra edildi. Balduin niha- yet kızına niçin bu izdivacı kabul ettiğini sordu. Kızı : — Çünkü, Dükü o vakitler, bugünkü kadar iyi tanıyamıyordum. Beni babamın sarayına gelip dövmeye cesaret etmesi, bana, kendisinin ne kadar cesur bir kimse olduğumu isbat etti, dedi. Evlenme işleri sona erince, Vilyam bütün enerjisini memleket işlerine sarfet- meğe başladı. 1551 de hemşire zadesi o lan Edvar'dı ziyaretle ondan İngiltere tahtını tevarüs etmek için şifahi bir söz aldı. Böylece seneler geçti. O sıralarda, Edvard'ın kainbiraderi Haroldun tahta geçmek arzusunda olduğunu işitti Bu işi tam 1565 de keşfetti. Harold bir balıkçı gemisile Normadiya'ya hareket etmişti. Fakat, dalgalar kendisini Pouthien arazisi- ne sürüklemiş ve orada yakalanarak hap- sedilmişti, Vilyam tavassut ederek onu serbest bıraktırdı. Harold, Matilda ile Vilyam tarafından iyi karşılanmıştı Hattâ, yedi yaşındaki kızlarını bile kendisine vadelmişlerdi. Vilyam aynı zamanda İn- giltere tahtına tevarüs edeceğini söyliye- rek kendisine yardım etmesini de söyle- mişti. Harold ile, yapmak niyetinde olmadığı birşeyi vadetmekten bir zarar gelemiye- ceğini düşünerek bol bol vaitlerde bu- lunmuştu. İngiltereye dönünçe, Kral Ed. vard'ı çok zayif ve hasta bulmuştu. Ara- dan bir sens geçtikten sonra, Vilyam, Ed- vard'ın öldüğünü duymuştu. Orada olan- lar bu havadisi işittikçe, Vilyamın adeta şıldırdığını sanmışlardı. Haro'd'a haber yollayarak vaadini hatırlatmıştı, Tarihçiler, bütün muhalefetlerine rağ- men, Vilyamın İngiltereye giderek tahtı Harold'dan zorla almaktan vargeçirme mişlerdi. O çağlarda İngilterede batıl iti- katlara itimat fazlaydı. Bunlardanbiri de © sıralarda görünen kuyruklu yıldız ol- şi zamana göre, bu hükümdarın değişmesine ve müthiş kargaşalıkların zuhuruna delâlet ediyordu. Bu kuyruklu yıldızlar ve daha birçok tarıhi hâdiseler Matil'da tarafından müşhir Bayeux gerge- finde işlenmek suretile gösterilmiştir. Edvard'ın ölümünden sonra, yedi ay Vilyamın mücadelesiyle geçti. 300 gemi ve 60,000 kişilik bir ordu topladı. Ve bunların idaresini en muktedir kumandan- larin ellerine bıraktı. Herşey hazır olun- ca, Matild'a ve bütün sile efradiyle ayrı lığı pek acıklı oldu. Müthiş rüzgürlar es- meğe başlamıştı. Herkes bunun fenalığa alâmet olduğunu kabul ediyordu. Sahilde yeni ve güzel bir gemi görü- nüyordu, Geminin baş tarafında Vilya- mın oğlunun bir heykeli vardı Bir elin: de davul, diğerinde ok tutuyordu. Bu ge- mi, Vilyamın haberi olmadan Matılda tara: fından yaptırılmıştı. İsmini de Mora koy- muştu, En başta Vilyamın Mora'da oldu- ğu halde dönunma sahilden ayrıldı. Harold fena bir siyasetçi olmasına rağ- men, iyi bir muharipti. Lâkin gözüne isa- bet eden bir ok ile harp meydanında öldü, Fakat, Normandiyalılıra bir gün içinde on beş bin kişi zayiat verdirlti. muharebesinin büyük zararları, İngilizlerin fatla muharebeye tahammül etmesine mâni oldu. Londra yolu açıldı. Ve Vilyam oraya gitmekte hiç vakit kay- betmedi. Taç giyme merasimi (Westms'nter) ya: pılacaktı. Fakat, Normandiyalılar İngilizce, İngilizler ise, Normarca lisanından anlamı- yorlardı. Lâkin, tebessümün kelimelere ihti- yacı olmadığından, tebessüm, günün anlaş- ma vasıtası oldu. Çapalıların 30 Haziranı — Başlarafı 9 uncu sayfada — 1839 Mezunları ; Mektebi bitirdiniz, ii e hepinizi tebrik e lediğiniz âleme giriyorsunuz, bu alemde sizden evvel gelenlerin izlerini bulacaksınız, inkılâpların sadık is Kale iyi izlerde yürüyümüz, bu izi, bu gönüğ parıltılı izi, öncekiler, Atatürk inkılâp- larının aydınlığını en uzak, en büera yerlere götürmek için çizdiler, bu ay- dınlığı gönüllerinin taşkın alevile oya gibi süslediler, işlediler, bu aydınlığı sizler ve sizden sonra gelenler daha çoğaltacak, daha daha uzaklara götü- recek... Elinizde güneşten bir parça gibi göz kamaştırıcı ışıklar saçan bir meşale var, bir ışık yarışına giriyorsunuz, bu yarışta kazanmak büyük ülkülü, fazi- letli gençlerin hakkıdır, vatanın her- hangi bir yerinde olursa olsun, vazife aşkı ve heyecaniyle hiç dinlenmiyen, tükenmek bilmiyen bir nikbinlikle sendelemeden, sarsılmadan çalışınız, yatam hudutları içinde her yerin ışıklı bakışlı Türk yavruları hep birdir, siz- den evvelkilerin bıraktıkları noktadan başlamak, aydınlığı çoğaltmak, ve en kuytu köyleri, köşeleri aydınlatmak vazifenizdir, bu vazifeyi seve seve mk, yarının daha gürel, daha ve Türkiyesini vücuda getirecek- Mesut çocuklar, hür ve sağlam Türkiyenin evlâdısınız, ufukların dı gından bu memlekete gelen seslerde sadece saygı ve hayranlık var, bu 'gü zel yurdun işinde b'r gün doğacak olan “rönesans ,da sizin de hisseniz olmalı. Mektepten ayrılıyorsunuz, o mek- tep ki bugüne kadar ıl famlasız çalışmış, Türk kadınını alâkadar eden bütün inkılâplarda, ve netice olarak da Türk kadınının yükselmesinde öna- yak olmuş, eserini her zaman, heryer- den görülen bir hale getirmiştir. Bugün yetmişinci yılın eşiğindeyiz. Geçen altmış dokuz yıldan sonra ge- lecek yıllarda sayın Milli Şef İsmet İnönü'ün işaretlerinden Maarif Vekili Hasan Âli Yücel'in yüksek kudretle rinden aldığı ilhamla mektep, feyizli ve faziletli yolurida yeni bir hızla yü- rüyecektir. Vilyam, şahlanan muhteşem atının ü- zerinde görününce, halk sevinçle alkışladı. Vilyam tacı başına giydi, Lükin çok mü- teessirdi. Çünkü, çok sevdiği Metilda'sı yanında bulunamamıştı. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: