15 Aralık 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 13

15 Aralık 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gördüğünüz adadır, Ben orada otururum. © Saraya vasıl olabilmek için kilometrelerce yol yürüyüp mehiri geçmem lâzımdır. Sahnedeki yakınlığa aldanmayınız. (Ka- mışları göstererek) bu köprü nehirin iki kıyısını birleştirir. Hayatımızın dönüm noktasını teşkil eden büyük vaka bu köp- i tünün üzerinde cereyan etti. O esnada, © ay ilâhesi, arzı soluk mavi ışıklariyle yi- © kiyordi i i. il Kung-Si — Ve şimdi,*muhterem mi- safirlerimiz, feci hikâvemizi, sizin önünüz- de bir defa daha canlandırac (Reveranslar yaparak sikle çekilir- ler. Kısa bir fasıla. Proloğun bittiği, bu- hurdancının sahnede dolaşmasile anlaşılır. Biraz sönra gong çalar: Birinci sahne © başlamak üzeredir.) l K sahneye girerek, imparatorun & sarayının etraftında dolaşır ve bahçe si- © rasımn üstüne oturur. - ung-Si — Gurup eden güneşin yu- ş muşak, pembe ışıkları içinde biraz olura- ni taklit cağım. Dadım, evde, dalgın uyuyor. Ba- (inerler, 9 bam, sarayda devlet işlerile meşgul! Belki, iz olark babamın kâtibi, zeki ve yakışıklı Çang'ın enir) yine ; yolu bu tarafa düşer. O takdirde ilâhlar- © dan, babamın işini uzatıp, dadımın uyku- SU e dilerim... (Çang sahneye g enç kiz, elini gözünün ” üstüne m iyice görmeğe çalışır.) Evet, evet, gelen o! Asil hayalini köprü- nün üstünde seçiyorum. Çang — Bu muazzam köprünün orla ine, sonra aha ince | beceriksiz mizin kir yerinde duruyorum. Ayaklarımın dibinde r bulmak nehir, ağır ağır akıyor. Ne o, sevgilim lerim. * bahçede oturuyor. İhtimal beni bekliyor. lâyık gör Hemen ben de iz gireyim. (Bahçeye © girer, Genç kız onu görünce ayağa kal * kar. Üç defa eğilerek biribirlerini selâm- larlar.) Ey ülkemizin en A çiçeği, 2 sizi a elmiyorumya? Kung-Si — Hayır, bilâkis! Fakat, muh- terem babam ve iyi dadım sizi burada görmekten hoşlanmazlar. es kendi erinin &f| di. gibi bi rn asil ve adar İik&| ng- — Ö halde, imparatorumun gü- ikâyemiziri zel kızı, benim buradan uzaklaşmamı mi urdanlığın | arzu ederler? n bittiğini Kung-Si — (Yüzünü yelpazesinin ar- kasına gizliyerek, düşünceli) tedbirli ve Ki hareket olurdu. — Hoş karşılanmıyan varlığımı gilinin re rek) güzü | derki Eladâni uzaklaşlırıyorum (Kalkar, gitmek üzen re > genç kızı selâmlar.) — (Telâşlı)- fakat, gitmeniz inberi, ilatılmıştır — Öyle ise, vazifem burada iki kumru yaşıyoru! Kung-Si — (Gülerek) şu değersiz bah- iemboliyiz. çemde oturunuz. et ederek ang — Bu harikulâde cennette olur- n ev bur m için verdiğiniz emre derin bir mem- nehrin k# niyle a ediyorum »wrilidir. | ik başlar. Genç e Çang'ın ya- köşesinde mind kalkar, danseder. Biraz sonra Çang da kalkar, birlikte ( dansederler. Müzik kesilince yerlerine otururlar. ung-Si — Sizi buraya aldığım için beni pek cesur ei galiba! Hattâ, en biraz da küstah. — Zavallı direğin böyle al- çakça bir fikri barındırmağa asla cesaret edemez. Kung-Si — Bugün çok bedbahtım. İlk- baharda, şeftali çiçekleri açınca, beni zen- gin Ki-Lung e isli haber aldim. Asıl m, onun genç ve yakı- şıklı ölün Söyledi fakat evden çıkar- ken, kafeslerin arkasından gözetledim, pek ihtiyar ve çirkin. babam maalesef yalan söylemiş. Yerde çiirüyen, buruşuk elmas lara la - Böyle bir fedakârlığa gökyüzü eş elm Kung-Si — Bu felâketin önüne geç- meleri için, (ikiside eğilirler) ilâhlara dua ettim. Ecdadımın mezarlarında tütsüler yaktım. Dualarım kabül edilmedi, cevap almadım. Çang — Dualarınız duyulmuştur, ey benim beyaz nilüfer çiçeğim, mütevazi isbatı işte karşınızda duruyor. Ecdatlarımın asil cesaretiyle o kadar doluyum ki, zavallı yorgun gözlerimi size kaldırabiliyor, hattâ Lüt- r görmediğinizi söyle- mek tenezzülünde bulununuz. Kung-Si — Hayır, sizi çok beğeniyo- rum. Fakat, Çang, zannediyorum ki, ailem sizinle evlenmeme asla, asla müsaade etmiyecektir. Çang — Biz de, kalbimin sevgilisi, onlarin ri kurnazlıkla kurlul- mağa ç e — Öyle birşey yaparsak, iki- mizi de derhal öldürürler. (Çang — Voksa, güzel Kungr-5i, korku, kara bir pervane gibi ruhunda titriyor mu? ung-Si — Korkmıyorüm. Kalbimin en derin köşelerine varıncaya kadar aradım, size karşı hissettiğim aşktan başka birşey yok. Çang — (Kalkarak) çılgınca bir saadet içindeyim. Ruhum, yükseklerde uçan bir himaye sine iltica ilk heyecanlı çarpışını ne zaman hissettin? cung-Si — Hayatınızı e koya- rak, yabani güllerin bi konuşmak için saatlerce Kk dadımın bağda Giad EMİ ay çiçeklerini eli şi kolu- u belime sardığınız gi den g — (Sarılarak) illede edin, kolum © saadeti bir defa daha tatsın. Kung-Si — Öğren olursa!, (Başım Çangın omuzuna dayar (İmparatorun gelişi, trampellerin sesile anlaşılır. Yine evvelâ trampet çalındığı duyulur, ve imparator girer. -Âşıkları gü- rünce, şaşırır, usulca arkalarına kadar yürür. Hiddetten vüzü tekallüs lie sang — Deredeki kugular gibi, siz ebediyen kalbimde yaşıyacaksınız. (İmparator, kızını, sert bir hareketle Çang'dan ayırır). İmparator — ( Çanp'a bağırarak ) bu etle Çang — (Sakin) güzel Kung-Si'yi se- viyorum.. onunla evleneceğim. İmparator — (Öfkeden titriyerek) du- yulmamış e Kung-Si — (Ağlar) ben de yakışıklı Çang'ı NE ondan başka kimse ile evlenmem. İmparator — Alçak, bayağı evlât ! Ben kimi istersem onunla evlenecek ve düğün gününe kadar hapsedileceksin. Kung-Si — (Ellerini kavuşturup yal- vararak) asil ve zalim pederim, İmparator — Sus, voksa seni âdi bir köle gibi Kirbntla rl (Çang'a) ve sen terbiyesiz, alçak kâtip, derhal defol, git! Eğer bahçemden içeri girdiğini bir defa o anda bâşinı wgiliniz, kafa- nızın yerlerde köpekler tarafından yenil- diğini seyredecektir. ing-Si. — (Babasının yanından kaçıp Çang'ı kapıya doğru iterek) Ne emen gitki, sevgili başın yerinde dursun Çang — (Alçak sesle) sl çiçek açmadan evvel, sana geleceği Kung-Si — Seni ekliieeğim il, li — (Ellerini çırpar ) hey, muhafızlar | Kung-Si — Çang, çabuk git, çabuk! (Çang evvelâ imparatoru, sonra kızı hürmetle selâmlayıp çıkarken, muhafızlar kılıçları ellerinde girerler, İmparato; hadi, derhal Porlbesine gireceksin, yürül. (Ağır ağır ve doğru yürürler. Buhurdanci & girer. sah- m kesif bir duman kaplar. Birinci petde bitmiştir. çalınca ikinci perdenin başlamak üzere olduğu anlaşılır. dJkinci Sahne (Uzun aylar geçmiştir. Kung-Si mal- besindedir. Çanğ'ın gözden kaybolduğu köprüye bakarak şarkı söyler.) “peftaliler çiçek aşmadan geleceksin bana, Çang, sevgilim Çang ! akarak bizi ayıran nehire, dağlara, Çang, sevgilim Çang ! Senden haber geliren suların. sesini din- diyorum ! Çang, sevgilim Çang! Mahbesimde seni bekliyor, bekliyorum ! Çang, sevgilim Çang !» Şarkının sonuna doğru, sesi teessürle kısılır, hasret ve kederden harap bir halde 18

Bu sayıdan diğer sayfalar: