15 Aralık 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 16

15 Aralık 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bibi Han yine güldü: — Güzel, buraya gelsene kiz! zayıl, çirkin bir adamın burnunu başörtüsü ile tıkayarak, girdi. Çekingen tavırla: — Ne istiyosunuz? diye sordu. Bibi ece e — Caninı istiyoruz, budala.. Buraya gelsene! Yiyecek değiliz seni, otur. zel, bir adım ilerledi ve tereddüt içinde durdu. Cadı, Gulemiliye dönerek: — İşte, gelinimin e ne kadar say- dığını kendin de gör Çubuğumu bile iie diye tem etti.Haydi kızım, hazırlayıver bakayım — Bilmiyorum ki... — Herşey biliyorsun, uğursuz kiz! Bibi Hanın evinde esrar içmek için oda kiralayan Gülemâli elini koynuna soktu, kaşındı ve: — Bibi Han, güzel halırın için ben bir çubuk daha içerim, diye geveledi. Bibi Han, esrarkeşin ağzından cubuğu NE ve Güzele uzatarak emretti: zelin yüzü ekşidi. dan gözlerini yumarak, ağzını yaşmakla simsıkı sardı, So içeriye daha iki kişi girdi. Çıkardıkları hırkaları başları altına yer- leştirerek çubuklarının hazırlanmasını bek- lediler. Riza Kuli sordu: — ai şehirde neler duydun Herşey iyi; yalmz O ali tereiğinden bahsediyorlar, — Aziz Hanı öldüren Onl mıydı? — Evet, Şeyhileri de yakalıyorlarmış. — Aman, ne yaparlarsa yapsınlar; tir- yakımiza dokunmasınlar da, Herkes telâşa düştü. zayıl esmer genç: — Esrarı da, beylerin ârazisi ile mal- larını a herşeyi ellerine geçirecekler- miş, Bu: pi Bibi Han ayaklandı: — Zaten nemiz kaldı ki? 10-15 inek- le elli baş kadar davar. Onları da alsın- lar... Ne yapalım. Esrara gelince: Riza Kuli, Meşhede ayda bir kere giderdi; bun- dan sonra iki kere gidecek, Tiryakımızı nasıl olsa tedarik ederiz. Bibi Han ayağa kalktı. Güzel de o bahane ile savuşacaktı, fakat Beyli eteğin- den tutarak, zorla arkadaşlarımın — birine çubuk hazırlattı. Öteki, zalen, daha evvel Köşede yalan fırlak gözlerinden hiddet püskürerek, onu tekrar yakaladı ve çimdikledi Arkadaşı sinsi sinsi güldü XX gelin hanım, kusurumuza liz. Doğrusunu bilmek istersen, buraya 18 hepimiz yalnız senin için geliyoruz. Yok- sa bu zıkkımı her yerde bulabiliriz. Esrarkeşlerden biri kısık sesiyle: — Ulan, Amada gevezesin.. Lâfın kısası budur, diyerek, kızın omuzlarına arkadan sarıldı. Bayli ile esmer zayıf arkadaşı, Güzele içirmek için, votka aramağa gittiler. Güzel, Durdunun kendini çağırdığını ei Fem adamı hızla itti ve oda- a ok een koştu. Yüzünde telâş- hı bir sevi ardi. — ak sana birşey anlalacı- gım, Bügün şehirden ikinci defa bize bir kadın geldi. Bana, elbisemin neden yırtık olduğunu ve kimin çocuğuyum, sordü. Ben de, öksüz olduğumu söyleyince, beni şehire, ee al oturduğu yere götüreceğin di. ideyim m ab Orada daha iyi- mi olur, ne der — e bil kdr 2.. Git canım, ek bette pit! mezi e iyi bakacağım SÖy- m — Abla, ii tatar kadın, mektebe de gideceğimi söyledi. Öyle e arkasından koşayım. Hoşça kal, Güzel ab — Allaha emanet ol kardeşim! Kadın, çocuğun başını okşadı. — Geldin mi küçük. Kime gittin ? — Ablan var mı? — Evet. — O neden gelmedi? — Bırakmazlar ki.. . Kadın bu sözlerin manasını anlamadı. — Küçük mü? Kaç yaşında? — On dört. — Ne yapıyor? — Çadırda çalışıyor, yor. Tiryakevimiz vardır. — Vah vah... Ablan da içiyor mu? ev işleri 'görü- ş — Hayır. — O halde niçin gitmiyor? — Zorla tutuyorlar? — Kim? — Bibi Han kar — Bibi Han sizin nenizdir? — Bu, uzun bir hikâyedir. Onu sonra anlatırım. Sen beni önce Kurdan kaçır. — dir Esrarkeşler evinizde saat kaç- ta toplanırlar — İkindiden sonra gelirler. — Bugün de gelecekler mi? — Tabii. — Esrarevinin sahibi kim imiş? — Bibi Hanla oğlu Baylı; Riza Kuli isminde bir adam da esrar getirip satıyor. * * Üç silâhlı, çadırın kapısında durdu. — Eller yukarı! Bayli pençe kaçmak isterken ya- kalanmıştı. Esrar keyfi çatanları aparlö- par toplayıp ölene Güzel de bunla- ra karışıp savuşacaklı; fakat Bibi Han ona sarıldı : — Dür kaltak, Oğlan nerede? Koca karı hem ie sırtına maşa İri EMCETEyE birisi, li Bu, esrar Salan Riza Kuli idi. Baskını uzaklar görünce Ha Bibi Hana: n de kaç. Bunlar artık bizi rahat Bilali dedi. nereye o kaçıyorsun hem kizin : * * han kavun bostanına taşındı. Bostanın ucunda nünde, dışarda, iki kadın yatıyordu. Genç kadın uyku arasında — Baba, baba! diye inledi. Bibi Han gelinini uyandırdı. — Ne oldun Güzel ? Rüyada ne gür. dün, ii inşallah 2. Sana Sofüyo- rüm, kız : Güzel, bir yalan atti — Hiç... oğlunu gördü Sonra, birşey hatırlamış gibi sordu; Şey. Baba Taşhan avulu nerede dir Meaba P — Neden soruyorsun ? — Dün iki kadın gördüm. Bali ae geliyorlarmış, yollarını kay- mişle Birşeyden şüphelenmiyen Bibi Han, Güzele, Baba Taşhan avuluna giden yolu tarif ett. Genç kız lâkayıt görünmeğe çalıştı; fakat çarpan kalbile, bu malümüli dinledi. İkisi, Güzelin uydurduğu rüyayi tabir ettikten sonra tekrar yattılar. #8 Rüyada, oBaylinin etrafında uçuşa rel Bibi Hanın tabirince bir haber di Fakat yalan hakikat çıkmıştı. Gec yarısından sonra avul ve esin köpek- lerini uyandırarak, bir atlı geldi. Bu, Bayli idi. Çok yorgundu. — Bu sefer ucuz kurtulduk anne Yalnız bütün vücudum dövülmüş gibi sızlıyor. Tiryakın var mi — Yok olur mu? Elbette var. Al kayım. Bibi Han, başörtüsünün kenarına bağlı bir esrar hapını çıkarttı ve Bayliye uzatlı, — Güzel, canım, bize bir (çay kar natsana kızım ! Güzel ateş yakıyor, bir yandan da: — Uğursuzlar !. Canımı çıkardıktan sonra “canım, kızım, âflarile gönlümü almak istiyorlar, Diye ia Koca karı göz kırpara — Güz el demin küçada senin başımı etrafında kurşunların uçuştuğunu görür ce, öyle korkmuş ki, bağırmasından uyai” dım. İnanma anam, bu ca değil, onun ii mineli birşeydir oğlum, öyle EE ben der hal; a haber, dedim. Belki b gece bile birşey duyacağız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: