15 Mayıs 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 23

15 Mayıs 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ü. Sonra clısın Be. 1 yapami- mn gözyaşı aya ağla- ir acı ile nüthiş bir na isli, kıriyordu. i Onu içi: e yaptığı lâzımdı, iyordu, nuşak bir edi, sabah hhatin için ız bir şek Fakat yine dum, diye r. SEvgiye, cım yok. hiçbir şe erim niçin k şekilde, gibi olan i hissetti. o Ne olursa ararini ver edemezdi. ımıyacağığ Genç kadın ayağa kalktı. üstünden sürahiyi alarak bardağa bir ya su koydu. Birkaç yudum içti. Adet lerine nereden başlayıp, mevzuu ne “şekil, de ele alacağını ya edemiyormuş gibi bir görünüşü var — Liseden o çıkmaz, bir genci sevdiğim için ailemin arzusuna rağmen, üniversiteye devam etmedim... diye başladı. u çocuk, tanıştığımız ailelerden birinin Masanın “oğlu idi. Yakışıklı, zeki, konuşması tatlı bir delikanlı. Hukuk tahsil ediyordu, Mek- tebi bitirir bitirmez evlenecektik. Doktora mizi ailelerimize bildirdik. Bize itiraz eden olmadı, Nişanlandık. Bir çocuğun ilk ve kör bir aşkı ile onu sevdim Sevildiği- mi de sanıyor ve buna kuvvetle inanıyor. dum. Çünkü güzelliğimden emindim, Ar- kadaşlarımın arasında, hatta şehirler içinde bana rekabet edecek güzellikte hiç kimse- ç ay kadar devam etti. Yavaş yavaş telefon eltiği zaman hizmetçilerle, şimdi meşguldür, konuşamıyacak gibi cevaplar verdirmeğe kalkıştım, Bu kaprislerden ba- bamın haberi yoktu, Olsa kiyametleri ko- ve şüphesiz. Annem ise bana karşı & tanıdın - çok zaifti, Üzülmiyeyim sevdiğinden, onunla hayatını birleştireme- diği takdirde ölünceye kadar bekâr yaşa. yacağından bahsetti. Gururumun kırılma- maşı için aileme karşı yüzüğü eli iade etmekliğimi de tavsiye ediyor Bu kısa satırları bilemez e defa oku- dum, Müthiş onuruma dokunmuştu bu yazı... Birşeyler yapmak, onu tahkir etmek o Belki on tane mektup yazdım, Hiçbirini beğenmedim, Yırtıp attım. Bizim lügatte onu tahkir etmek için lâzım geldiği şekilde kuvvetli kelime bulamıyordum. Nihayet telefonu açarak bö midesiz bir adamdan henüz ilerlenmemiş bir adım atmadan ayrıldığım için fevkalâ- de memnun olduğumu, bu hususta kendi- mi tebrik bile etmek lâzım geldiğini söy- ledim, Beni dinledi, dinledi. Nihayet: bu kadar mı ? teşekkür ede- rim! diye telefonu kapadı, Görüyorsunuz, anlıyorsunuz ya ben ne kaba, ne şimarık, sırası gelince ne çekil- mez bir kızım. — İstağlirullah Behin, kendine iftira etme. İstirap, kıskançlık ve his insana herşeyi sar Söyletebilir. Mazur mek lâzım. — Hepsi da toplantılar yaparak e Behin yüzü ateşler içinde: — Neyse, diye sözüne devam etti. Yü- züğü ben gönderdim. Babam kızdı, beni payladı. Günlerce yüzüme bakmadı, Niha- yet annem araya girdi. İşler düzeldi, Çok geçmeden” onun Avrupaya gittiğini, bir müddet sonra da sevdiği kadının kocasın- ak ayrılarak onun hayatına bağlandığını uyduk. İtiraf etmeliyim ki önceleri çok üzül düm, Onu idareden âciz kaldığım, aşkıma eğin için kendi kendimi tel'in ediyordum, Ön yedi yaşında ve herkesin harikulâde gürel bulduğu bir kıza rekabet edebilen o evli kadına düşman kesilmiştim, Bir müddet önüme € göz koyan telâkki ettim. Vefasız nişanlımdan ve hayattan inli- kam almağa karar vermiştim. ei en- dim hakkında edindiğim kanaat ki, ben daha başka tarzda şile hiç te böyle densiz, saçma bir insan olm yacaktım.. İşsiz güçsüz, diledi iği şekilde le herhangi bir mes'uliyet hissi ta. ir kız için tekli eli oluyor. Niye: Şübe, intikam ne şekilde alınırdı? Şüphesiz ben de birçok roman okumuştum Filimler seyretmiş, etrafta olup bilen şey- leri dinlemiş, bazı hâdiselere bizzat şahit olmuştum. Gidip te nişanlımı elimden alan kadının yüzünü parçalıyacak, yahut nişan- lima tuzaklar kuracak değildim. En salim yol bir başkası ile evlenip mes'ut olmaktı. © kadar, o kadar mes'ut olmalı idim ki, benim saadetim önların fenalıkları karşı- sında dâima kuvvetli bir silâh gibi durmalı idi. Benim için yapılacak en makul hare. ket te bundan başka birşey olamazdı zaten, Beni günlerce asabi buhranlar içinde a bu feda ediliş hadisesini ya” vaş yavaş unutmağa, hayatı tekrar tatlı aklar kl görmeğe başlıyordum. İyi bir muhitim vardı. Arkadaşlarımla tenis iniyor, aramız- e yor, dansediyorduk... Gün geçtik diği- mi sandığım delikanlı aya ie siliniyor, içimde bıraktığı izlerden eser kalmıyordu. Ban ait hatıralar sür'atle varlığımdan uzak- a idiler, Gerçekten onu sevmediği- oyluğum ve genç kızlığımın ilk heye calar arasında ham bir hayale kapıldığı: i kabul edecek kadar muhakememi elime imi bulunuyordum, Bir akşamı dı. Arkadaşlarımla bizim evde toplanmıştık. Bir müddet muhtelif salon oyunları ile oyalandık. Radyoyu açtık, dansettik. İçimizden biri bir hafta evvelki balonun dedikodusunu ortaya attı. Bir müddet de orada gördüğümüz insan- ları dilimize doladık, Tuvaletlerin, dansla- rin ime yaptık. Sıra ona gelince Ah d biliyor musun senin ilk karın bana 0E ıstırap verdi. FN m Birdenbire rengi bo- zuldu. Bel — De Sie itiraza Ke diye onun kalpsiz birer insan olarak oyniyor, yü LE bisiklete bi konuşmasına fırsat vermedi, Sıra Nahideye gelince... Nükhet: « Muhteşem bir kadın doğrusul dedi, Belki ayrı ayrı tetkik edi- lince kendisinde kusur bulmak mümkün... şünde, hele konuşmasında mii önü herkesten ayıran bir mana . Ben bu kadını ay iyorum doğrusu. » Leman: * Toplantılarda çok az görü- lüyor 3 diye söze karıştı. Cahide; «Belki kocası kıskanıyor» diye ei n: e Yine başladın Cahide 3 diye ona çıkış « Nasıl da menfi Gy eh ve çabucak e veriverirsin, Eğer daha ziyade bir köşede baş başa yaşamağı ler. cih İN bu onların gayet iyi anlaş- in birbirlerin tatmin ettiklerini is- pat GE #Ne gibi anlaşma, ne gibi tatmin ediliş? diye tekrar başladı. Toplan- tılarda görülen kalabalığı hep anlaşmıyan, biribirini manen aç birakan çiftler mi teşkil ediyor ?3 Münakaşanın; çok defa olduğu gibi ikisi arasında yine bir dargınlıkla bi- teceğini hepimiz o anlıyorduk, Ben evsahi- bi olduğum için mevzuu değiştirmek iste- dim. Fakat Perran devam etti: « Karı ko- canın yekdiğerini tatmin etmeleri demek, his ve fikir bakımından tamamile uyuşmuş olmaları demektir. Öyle ein vardır ki, pekâlâ seviştikleri halde düşünce bakımın- dan his ok noktalarda biri yaban tree uyuşmuş olarak yaşamaları mu- hakkak ki güç. b keyliyettir. Neil iğ ret oradadır Perranın möranda Elia haz- medemeyen Cahide onun söz esli. «Kırk yıllık evli bir kadın ibi ki yorsun! dedi. Ortaya altığın b sele rıntılarını hangi tecrübelerle elde ettin ? rin icapları ile yanığı bak ide: «Mevzuu kâpam Cah il ie kadın hakkındaki kanaatımı söyleyeyim, Ben böyle mağrur, ken ii begi ei mu- bitin ll see ibi pozlar metinde köşede” yaşımağı ik dan ni Kadilardan hoşlanmam, Perran kıpkırmızı kesilerek 1 «Son söz- «İddianı kay» bettin o halde. Demek ki Nahide hanım- elendi kocasını kıskandığı için cemiyet hayatından uzak yaşamıyormuş ?s ide; Mazisinin Karanlığında yaşa- mak mazereti de olabilir» diye bir kah, kaha att GO zamana kadar sesini çıkarmayan Güzin ; «İleriye vardın Cahide» diye söze karıştı, «Senin bu kadına karşı eskiden kalma bir hid olabilir. Fakat bunn için- de saklamağa, muhütin hürmet ettiği bir kadına karşı sen zahiren olsa bile- saygı göstermeğe mecbursun,3 «Bu mecburiyeti asla kabul edemem.» — Arkası var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: