15 Mayıs 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24

15 Mayıs 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ün gece balodan sani dörlte evlerine Gm üneş, Bedeli kapalı camlardan ya” tak odasına sıziyordu. Karı koca ikiside derin ve tatlı kulin idi. Telefon çaldı. Semih Arcan telefonun sesini duyunca uyandı ; kolları “arasında Sarhoşluğun ve yorgunluğun tesirile ai mışıl uyuyordu. Onu, canı gibi seviyor du. Eşinin ufacık bir rahatsızlığına bile tahammülü yoktu. Onu incitmeden e mak, ona yn verecek sözlerden, hü yaltan dalma uzak kalmak suretile anla nın İcdakerlığnn yapmak yegâne emeli idi Düşmanlarına dahi fenalık etmekten iç- tinap eden Semili Arcan, hayatta ilk defa sevmişti. Kendisine bu büyük temiz aşkı verende Belkis olmuştu. Onu ilk tanıdığı m hâlâ ö şiddeili aşkla seviyordu. aşk onun hayatı idi. Sevgilisini ardan ii SEs- Size yataktan kalktı. Telefonu açtı. birde kendisini bir iş için a- cele m Bu davet herhalde mühim bir para temin edecek kârlı bir işti. Gitmeli idi. Zengin değildi. Zengin olup Belkis'i yaşatmak ihtiyacında idi. Sante baklı, Saat dokuz... banyosunu ya: parak giyindi. Evden çıkmadan evvel ya- tak” odasına uğradı. Kumral saçlı, inci dişli sevgilisi Belkis uyanmıştı. Ruhundan kopan bir ihtiyaçla sevdiği m © Belini yanaklarından öp- — Dün ye ce içmek için çırpinıyor- dun, sarhoş oldun. Bak içkinin tesirile dudakların çatlamış. Hem biliyorsun ki al- 7 sana yaramıyor sevgilim... ne diye içtin Belkis Rd mal geceyi tekrar” hatırlayınca kalbi Şehlâ bir bekçi dilme çalışarak : — Ben de bilmi mi orum — Sebebsiz mi Asabı im “Hele ruhu ve kalbi tediğini bildirmemek için yalana müracaat etti: — Balodaki kadınların gözü hep sen- de idi. Seni kıskanıyordum. Sanki onlarla meşgul olacakmışsın gibi geliyordu. Sar- hoş olursam hem kendimi unutacağım ve hem de sen ai daha fazla meş- gul olacaksın, diye Bu yalanı, pi e şedil bir acı ruhunu kaplamışlı. Semih Arcan'ın keh- disini çok sevdiğine inanıyordu. Bu yü- lanı mecburen söylemişti. Baloda geçen- leri itiraf ne Kadar imkânsızdı. Ölmek da- ha iyi idi. Hikâye: ALAN G Yazan: Handan ACUN Bayan Handan Acun Semili Arcan, Belkis'in bu sözü üze rine kalbini e bir teessürle kaşları- ni a gmek, hâlâ sevgime inanmıyor- mili Benim için hayatta yegâne kadın sensin. Böyle yersiz düşüncelerle kendini üzdün... Susmuşlardı, biribirlerine bakışıyorlar- dı. Her ikiside bu derin sessizliğin için- de kalblerini dinlediler. İkisinin de gözle- rinde teessür renkleri vardı. Semih Arcan Belkis'in gözlerinde giz- lenen bu il okumuştu. Bu teessü- rü gidermek istedi: — Belkis; böyle düşünçelerin tesirile üzülmeni sana yakıştıramıyorum, Kıskanç- lık bu sevgiyi tahrip eder ve bu saade- timizi yıkar. Şuna inan ki. seni, kendim- den daha fazla seviyorum. Eğer sen ol- masan yaşamak benim için affolunmaz bir günah olacaktır Kocasının bu sözü ruhunda hiçbir akis yapmıyordu MR bu sözleri dinlemiş gibi kabul eder — Dediklerin pek ei Üzülmiye- terli dedi, Halbuki, kalbi an başka bir sev- gilinin a du. Belkis! öy. e üze- rine Sala. Arcan onu istekle öp Ayrılırken — Sen, üyü. Ben öğleyin eve gelmi- yeceğim. Mi biliyorsun ki suvareye davetliyiz, gitmeliyiz. Bu sefer beyaz tu- valetini gey. Saat 8 de hazırlan, gelip se- ni alacağım, diye ayrıldı. * #4 Genç kadın kocası gittikten sonra bi. raz olsun kendine gelememişti. Ruhu hâ- lâ sarhoş ve yorgundu. Yataktan kalkmak istedi, kalkamadı, vücudü adeta bereler içindeymiş gibi sızlıyordu. Sırt üslü yattı, gözlerini kapadı. Dün geceyi bütün ür- yanlığıyla yaşamak ihtiyacında idi. Hem seviniyor ve hem de müteessir oluyordu. Kafasını istilâ eden hâdiseler, yalan pro- pagandadan daha gürültülü ve karışıktı, Çölde yolunu kaybetmiş bir beyaz insan gibi ne yapacağını Timi bir zavallı idi. Derin derin nefes alıp, narin ve dol gun göğsünü parçalıyacak gibi çarpan kalbine hâkim olmak istiyor... Ruhunu bir çendereden daha fazla bir kuvvetle sıkan üç kuuvet kendisine dün gecedenberi öyle hâkim ki... Feryat edip hüngür hüngür ağlamak istiyor. Ne oluyordu! Kendi de bilmiyordu. Şu an çektiği ıstırab mı, se vinç mi ne idi? Solgun ainpe yanaklarının üstüne göz- yaşları akıyordu. Bu gözyaşları biraz şu urlu düşünebilmek imkânını verdi. Evleneli üç ay olmuştu. Evlenmekle saadeti bulamamıştı. Semih Arcan, keüdi- sine oldukca refah içinde bir hayat veri- yordu, bir dediği iki olmıyordu, keşki bu istekleri olmasaydı da gönlü şen olsaydı. Yalniz yaşayamazdı. Evlenmek mec- buriyetinde idi, Ailesinin tahammül edil. mez tahakkümü, muhitin dedikodusu için de yaşamaktansa evlenmek daha iyi bir hayat olaca emil Arcan, etrafında kendisine ilânı aşkeden gençlerden daha ciddi, daha te- miz kalblisi idi. Ruhunun nabzını dinli- yor vi a sükütun verdiği tedaviyi yap- maktan başka çare bülâmıyordu. Bu sessizlik içinde evlilik hayalı en iyi yaşaması olmuştu... Yaşamak için ar- tik kalbi çarpmıyor ? Yalnız, kendisini ha kikaten riyakâr olmıyan hakiki bir aşklı seven Semih ii acımakla teneffüs imkânını buluyor gece kei ab gitmemiş ol tvde ne bilsin Yatağından Sıçdadı Gardrobun için» den bir kulu çıkardı. Kutuyu anahtarla açlı. Kendisini ebediyen seveceğini res minin üzerine yazmış fotoğrafı aldı. Elleri titriyordu. Resmi öpüyordu. Bu fotoğraf kendisine ilk aşkı tattıran Şakir Nedimindi. Fotoğrafa nemli ve ıstıraplı gözleri daldi Bitti. Şimdi mazinin aşk dalgalarile göi- lerin birleştiği aşk ufklarına uzanıyordu. On altı yaşında idi. Şakir Nedim kom şuları idi. Ailece tanışıyorlardı. Gene böyle bir ilkbahar günü idi. Mehtaplı bir gece de Şâkir Nedim onlara gelmişti. Evde -tesadüf bu- Belkis'den başka kimseler yoktu. Şakir Nedim bü yalnızlıktan pek memnun olmuştu. Çocuk hirçınlığını mu hafaza eden Belkis'e kaç aydanberi his setiliği sevgileri bir türlü söyliyemiyor dü, Korkuyordu. Belkis aşkını reddeder

Bu sayıdan diğer sayfalar: