19 Şubat 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

19 Şubat 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

söylenemez. Muhalefet saflarında ©o havanın propagandasını yapanlar bile su anda tereddüt halindedirler Eğer istikamette bir degışıklık ola- caksa, unun evvela kabine değişik- liği ıle tezahürü icap eder. Hakıkaten bugünkü kabinede, dünkü retiyle - oynadıkları bilinen kimseler mevcuttur. Adnan Menderes onları sonra umumi efkar karşısına daha kuvvetli şekilde çıka- caktır. Tabii umi efkar, normal de- mokrasilerde olduğu gibi bizde de adam yerine konuluyorsa... Basın İşte kanunun mahzuru H avadis, Dünya gazetesinde — çıktı. Levi' bahsediliyordu. — Kimdi bu Levi? Bir yahudi tacir. İthalat ya- pıyormuş. Memleketin tenekeye en zi- yade ihtiyaç hissettiği devirde kendi- sine bir kaç defa üz tonluk teneke fakat ustad anladığında, — binip tayyareye kacmıç. Şimdi, Paris — civarındaki Enghien kumarhanesınde yüz binlerce franga kağıt çekiyormuş Haber burada bi tseydı, "alçak herif!" denilip gecilebilirdi. Fakat ha- yır. Gazete şunu ilave ediyor: "Nüfuslu politikacılardan birinin Levi ile sıkı dostluğundan bahsedi lmekte ise de bu zatın kaçakçılık ve a hadisele- riyle alakadar olup olmadığı bilinme- mektedir Bu satırlar, bütün bir ıktıdarı saibe altında bırakabılırdı, eğer ya gazetesini idare edenler ve gazete- lerin tabi tutuldukları kanunlar bizce meçlıul olsaydı.. Hakıkaten, yazıda bir “nüfuzlu politikacı" devirde böyle bir imadan timizi kullanarak — devlet fiyatla, — kurduğumuz i sattık" denilen bir yazıdan dolayı De- mokrat Partinin Meclis gurubu baş- kanı Hulusi Koymen tarafından, yazı sahibi aleyhine "bana ima var" dıye dava açılmıştır Şimdi, bir takım nü- fuzlu politikacılarımızın da Levi ile münasebatından bahsedilen şahıs be- nim diye Dünya mesulleri aleyhinde dava ikame etmeleri gibi garip bir hadise ile karşılaşırsak ağlamak mı gerekir, gülmek Halbuki gayet ıyı anlaşılmaktadır ki Dünya gazetesinin bir bildiği var- dır. Bahis mevzuu "nüfuzlu politikacı" AKİS, 19 ŞUBAT 1955 nın kim olduğunun da gazetece meç- hul bulunmadığı ortadadır. Fakat mu- harrir, bunu yazamıyor. Zira nüfuzlu politikacı eğer kendisini dava ederse, gazete yazdığının hakikat olduğunu is- pat edemez. Bursadaki davada sanık, azı ile Hulusi K ymeni ima etmedi- ğini anlatabıldıgı ıçın beraat etmıştır “nüfuslu poli- yazdığı takdirde derhal mah urdu. Müdafaa Sa- dedinde ne dıyebılırdı" Politikacının, m ne ısterse yapabilirdi. Leviyle karışık ve kirli işler de göre- bilirdi, hatta kaçakçılık ve kaçma ha- diselerini kolaylastırabilirdi de.. ve adliye yakasına yapışırsa ne ala. Aksi halde, başka demokrasilerin ak- sine basin mesele rtaya atamazdı. Gen demokrasılerde nufuzlu polıtıka- cılarııı, başının a kendil rini polis ve adlıyeden nasıl kolaylıkla Ahmet Emin Yalman Günahını itiraf etse kurtarmayı başardıkları da bilinen ha- kikatlerdir. Şi mdi ne oluyor? Gazete, Levinin ortagıııın adını yazamıyor. Ama ka- “nüfuzlu — bir olıtıkacı bahsetmesıne mani Levının ortağın nufuzlu politikacı" henin altına giriyor. Bunun faydayı sağlayacağını anlamak haki- katen müşkildir. Halbuki gazetecilere ispat hakki tanınsa, yanında davasını ispat ed zam para ce bile mul bah görülse bu mahzur ortadan kalkardı. işte Türkiye Büyük Millet Mecli- sine, Büt ü Burdur milletvekili Prof. Ç baş ve arkadaşlarının getirecekleri ta- dil tasarısı bu neviden mucip sebep- leri ihtiva etmektedir ve bu yüzden getirilmektedir. iki - teklif Meclıste Basın kanununun ele alın- ası iki vesile ile olacaktır. Ha- kıkaten, iki tadil teklifi hazırlanmak- tadir. Hatta bunlardan biri, Edibe Sa- OLUP BİTENLER yar tarafından Meclise tevdi edilmiş- tir. Edibe Sayar küçük kadınlara vukuunda nesrinin yasak tedir. Meclisin bunu k edeceğ den şüphe yoktur. Hakikaten Levinin ortağının ismi yazılmazken dokuz ya- smdaki bir masumun veya kaçırılan bir evli kadının gazetelerde teşhiri tec- viz olunamaz. İspat hakkı meselesının dalıa fazla YURTTA lehinde vaziyet umumi heyetinin de desteklemesı bekleniyor. tta sadece, ıktıdarın menfaatini düşünerek dahi tasarıyı Gümrük Diplomatik pasaport T am iki haftadır - geçen Salıdan bu alıya - iktidar partisinin Meclis gurubu bir, mesele ile meşgul bulunu- yor. İstedıgınız kadar akıllı olabilirsiniz, hadiseleri istediğiniz kadar iyi takip edebilirsiniz, iktidar partisinin Möeclis gurubunun neyle uğraştığını imkam yok bulamazsınız. Halbuki bu gurup, butçenın arefesınde iki defa toplanmış ve Güm - İnhisarla ar vekılını sıga “istifa et, istifa et!'" sesleri Mecli- sin emektar salonunun yüksek kubbe- sini doldurmuştur. mıştır bu vekil? Vatana mı halde nedıı' gün yin ki mebustan hiddetlisi, Bılecık mebusu Talat Oran çıktı. Tal t Oran, AKİS'in evvelki hafta gümrükteki ma- ceralarının hikayesini naklettiği me- buslardan biridir. Hikaye hatırlarda- dır: Büyük Mıllet Meclisinin Sağlık Komisyonu azaları, vaki bir davet üzerine bazı ilaç fabrikalarında tet- kiklerde bulunmak üzere — Avrupaya gidiyorlar. Tabii bunun için kendileri- hem pasaport, hem de günde 90 Türk 1lirası karşılığı döviz veriliyor. Mebuslarımız yabancı memleketlere gidişlerinde bu miktar üzerinden har- cırah ahrlar. Talat Oran, ihtimal fazla muktesid bir zattır. Harcirah ının hep- Belki otelin fenasında kalıyor, belkı lo kanta nın üçüncü fında yemek yi . Orası, elbette ken- disinin bileceği ıştır Netice şudur ki üstad döviz biriktiriyor. 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: