12 Mart 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

12 Mart 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a doğru uzanan harıkulade yollar da, zenciler kadar . Muz en İyisi ve incirin en ırısı Antıqua da bulunur. “Jamaikaya" gelince — Miamiden 1.000 km. ötededir ve seyyahları cez- bedecek birçok şeye maliktir. Prenses Margaret buradaki meşhur at yarış— larını kaçırmak niyetinde değildir! "Ocho - Rios" lüks otelleri ile ta- nınmıştır. fakat oraya gıdenler muaz- zam Palaslardan zıyade minimini ve sevımlı "Kaygusuz" otelinden hoşla- Ama zavallı prenses kaygusuz degıl kı Londranın sisli havasından kurtu- lup kokulu, ılık bir hava teneffüs et- mek Margaretı muhakkak avutacaktır. "Caraibes" — adalarının — herşeyi fevkalâdedir denemez, meselâ hıfzıs- sıhha durumlarında birçok aksaklıklar vardır. Muzlara musallat olan sinekler insanları da rahatsız eder.. Sık, sık yağmur yağar, fakat bu daha zıyade, sağanak halındedır ve arkasından he- men hava açar. Adalar guzel, dağlar yüksektir ve şeker kamışı tarlaları vadileri doldu- ur. Vaktile Fransız hücumlarına karşı Prenses Margaret Derdini ummana döktü AKİS, 12 MART 1955 yapılmış surlar, gene çok eskiden kal- eğirm nler ve rastgele tepecikler uzerıne kurulmuş küçük balıkçı köy-" le , bu adalara hoş bir hususiyet ve- sorarsamz, gayet karışıktır. Birçokları beyazdır brçokları da, ıngılızlerın dedıklerı gıbı “potin kadar Hi en çok melezler mev- Ve her türlü gitar, — davul, kurdelelı kostumler şarkılar ve her— yerde bir çocuk neş'esi, bir bayram havası. aret bütün bu beyaz, siyah, sarı, geniş yüzlere gülümsiyecek ve belki de, bir başka zaman, bu aynı se- yahati yapmayı tasarlayacak fakat i olarak!.. kişi o Çocuklar Çocuklarınızı tanıyor musunuz? A Jlay etmek bir kuvvet denemesidir. Sabah karanlığı siz kahvaltıyı ha- zır edip sobayı kmaya uğraşırken, kapıyı açmaya koşarken, çocuklar bir- birlerine girerler. yaşındaki Ayşe, saçlarım tara- maya uğraşırken, 10 yaşındaki İhsan takılır: — Tıpkı Lana Turner'e benzedin doğrusu' üzünü yıkamasını öğren, de oyle konuş, terbiyesiz!. erbiyesiz sana benzer!. Bu sırada kavgadan hoşlanan, ) yaşındaki Zeynep, yavaşça ablasına yaklaşır ve onun saçlarını çeker. Ayşe İhsana duyduğu hırsla, Zey- nebi tokatlar, Zeynep agl İhsan küçük kardeşini korumak ıçın, ablası- nın ustııne atılır ve muharebe başlar Küçük ynebin erek, gelişigüzel tokatlar atması, babasının hoşuna gider, kahkahalarını tutamaz, İşte o zaman, siz çileden çıkarsınız. — Kuzum, şunlara yüz verme, bü- tün gun ugraşacak olan benim öylece, daha sabahtan evde buyuk bir tatsızlık başlar.. Çocuklar ekseriya birbirlerine ta- kılmaktan, birbirlerini kızdırmaktan zevk duyarlar... Evvelâ, bunun sebebi- ni aramak lâzımdır.. İhsan neden abla- sını kızdırır? İhtimal onun büyük ola- rak daha çok sözü geçtiğini veya daha çok beğenıldığını görüyor ve bu üstün- lül cadele ediyor.. Bir büyük kardeş te, küçüğünü kıskandığı için, onu alaya alabilir.. Erkekler kızlara olan üstünlüklerini denemek, bundan emin olmak için ekseriya onlara takı- hrlar.. Yani takılmak, alaya almak ekseriya bir kıskançlık tezahürüdür v hainlikten ziyade, çocuğun kendi ken- disine duyduğu — aşağıl duygusunu yenmek için baş vurduğu bir çaredır Şu halde kardeşlerine takılan cukları bu huylarından nasıl vazgeçır- meli?. Onlara darılmak mı, onları zalandırmak miı lâzımdır? Yoksa on- lara rica mı etmeli?. — Herhalde hiç- iri değil. Şunu unutmamalı ki çocuklar gü- rııltuye, patırdıya, annelerin bagırıp çağırmasına annelerden daha çok tehammillerdir an sıktıklarım go- KADIN İran hükümdarları ve çocuk Süreyyayı o güldüre bildi ce, memnun bile olurlar çünkü zaten başkalarına takılan çocukların gayesi, alâkayı üzerlerine cezbetmek, etraftakilerin zaaflarını ogrenerek bir üstünlük hissi duymak arzusudur. Bu vazıyete yapılacak yegâne şey alâkasız görünmek ve temamile bitaraf kalmaktır. Şayet dövüş ciddileşirse, iki tar: yırıp, hiçbir mütalâada bulun- madan, onları ayrı, ayrı odalara gön- dermektir.. Bu onlara yetecek bir ce- zadır. Fakat alaycı çocuğu, hakikaten iyileştirmek istiyorsak, — aşağılık duy- gusunu yenmesine yardım etmemiz şarttır. Meselâ ona, diğer çocuklarm alâkasını cezbedecek bir marifet öğre- tip, ona herkes kadar, hattâ herkesten daha kabiliyetli — olabileceğini — ispat edebilirsiniz. Kaynana D ünyanın her tarafında — kaynana mevzuunda yapılan — nüktelerin akkak bir esası vardır. Genç çift- ler ister kaynana ve kayınpederlerde, ister onlardan uzakta yaşasınlar kayna- na derdi hemen hemen hepsinin ha- yatına bir gerginlik sokm: Bu bakımd rahat çift herhalde hiç bir anneden, babadan doğmamış olan Adem ile Havva idi denilebilir. Bu bir türlü halledilemiyen dert, dünyanın hemen hemen her aılesmde bir çok tahribatta bulunmuş, hattâ iş ailelerin yıkılmasına kadar varmıştır. Ecnebilerin bu meseleyi halletmiş ol- duğu zehabına kapılmak hiç doğru değildir, çünkü yapılan istatistiklere göre âdetleri, an'aneleri, dinleri, lisan- ları ne olursa olsun her cemiyette bu dert mevcuttur. Gene, yapılan istatis- tiklere göre, kadınlar bu meseleden dolayı erkeklerden daha fazla bedbaht- tırlar assa yeni evliler için daha şii detlı olan bu derdin başlıca iki sebebı 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: