8 Ekim 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

8 Ekim 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OLUP BİTENLER YURTTA Dewey, firması önünde Avukata iş bulunacak meşgul olacağı hususunda ise henüz,bir açıklama yapılmamıştır. Fakat bir hukuk firması ne iş yapar? İki ihtimal En kuvvetli ihtimal Dewey'in Ameri- ka'dan talep ettiğimiz krediyle meş- gul olması ve bunun teminine çalışma- Bir çok memleket, Amerika'da bu neviden mümessiller tutmuştur. Ancak onlar daha ziyade nüfuzlu şahsiyetlerin yakınları arasından kendilerine avukat veya vekil seçmişlerdir. Dewey'in bizim fişlerimizle canı gönülden ve açıktan a- çığa alâkalanması pek güçtür. Zira De- wey nihayet bir Amerika Cumhurbaşka- nı adayı, Türkiye ise yabancı bir dev- lettir. Mesleki mecburiyetlerin dışında Cumhuriyetçi adayın Türkiye'ye hususi İ yapar — görünmeyeceğine şüphe yoktur. İkinci bir ihtimal Dewey firmasının Amerika'da aleyhte yapılan neşriyata . Hakikaten bir zim anladığımız mânada vazifesi müvek- kilinin haklarını mahkemelerde de koru- maktır. Tenkid hudutlarını aşan neşri- yat varsa onlar hakkıında mahkemeye müracaat düşünülmüş olabilir ki Ameri- ka'da avukat tutmamızın bir sebebi bel- ki budur. Ancak bunun akla pek yakın gelmediğini kabul etmek lâzımdır. Zira Amerika gibi basın hürriyetinin pek ge- niş mânada alındığı memleketlerde ora avukatlarının - hele siyasi hüviyetleri varsa - gazetelere karşı yabancı devletle- rin menfaatini korumakta tehalük gös- terinivecekleri şüphesizdir. k hükümetimiz, gerekse Dewey firma Türki- ye'nin talep ettiği 300 milyon doların a- lınabilmesi için mi çalışacağı yolundaki sualler karşısında bir cevap vermemeyi tercih etmiş, sadece Türkiye'yi hukuki bakımdan temsil edeceklerini ve onun haklarını — koruyacaklarını bildirmiştir. Bundan da anlaşılmaktadır ki firmanın neyle meşgul olacağı kesin olarak tayin edilmemiştir. Zaten firmaya ödenen pa- 10 ra da öyle fazla bir şey değildir. Bu da- ha ziyade icaba göre iş yapılacağınım ve onlardan dolayı hükümetimize hesap çı- karılacağının delillidir.. Amerikayla git- tikçe artan münasebetlerimiz karşısında orada müdafaa, edilecek hukuklumuz e- hemmiyet kazanmaktadır. Bu bakımdan bir firmayla anlaşılması iyi olmuştur. C. H. P. Bursa'da toplantı Bu haftanın sonunda Bursa, — heye- canlı ve alâka uyandırıcı günler ge- çirecektir. Cumhuriyet Halk Partisi Mec- lisi, mutad toplantısını Örfi İdare hu- dutlarının dışında yapmayı tercih etmiş ve kongre mahalli olarak Bursa'yı seç- miştir. Böylece, aynı zamanda turistik mahiyet alan kongre konferanslara bir yenlisi ilâve edilmektedir. Parti Mec- lisi azalarının, ateşli müzakerelerin hara retini güzel Bursanın kaplıcalarında ko- laylıkla söndürecekleri tahmin edilebilir. Niçin Bursa, niçin Örfi İdare hu dutlarının dışı? Bunun sebeplerini keş fetmek için pek fazla zekâya lüzum yok- tur. Örfi İdare hudutları içine şamil ol- mak üzere bir takım yasaklar konmuş- tur. Bazı mevzulara dokunulması men edilmiştir.. Halbuki bu hudutların dışın- da takvid yoktur ve olamaz. İhtimal ki Cumhuriyet Halk Partisinin Meclisinde her şeye temas edilmek istenilmiş ve top- lantılar gizli olmakla beraber sonda bir tebliğ yayınlandığından Bılrsa'ya - gidil- mek suretiyle bu tebliğde görüşülenle- rin tam icmalini yapmak imkânı temin olunmak gayesi güdülmüştür. Ancak Ör- fi İdarenin bulunduğu üç büyük vilâ- yetimizde çıkan gazeteler, eğer Cumhu- riyet Halk Partisinin tebliğinde Örfi İ- dare yasaklarının şümulüne giren kısım- lar varsa bunları neşredemeyeceklerdir. Mamafih tebliğ, bir vesika olarak kala- caktır. Ancak, bütün bunlar dün meçhul değildi. Örfi İdarenin yasakları daha ilk i. O h mhuri- racaat etmiş ve Parti Meclisi toplantısı- nın Ankarada yapılabilmesi için müsaa- de talebinde bulunmuştur? Zira Cum- huriyet Halk Partisi tarafından — böyle bilr müracaat yapılmış ve komutanlık ta- rafından gerekli izin verilmiştir. Şimdi, izin alındıktan sonra tası tarağı toplayıp Bursa'ya gitmek Cumhuriyet Halk Par- tisi Merkezinde işlerin enine boyuna düşünülmediğinin açık delilini — ortaya koymaktadır. Parti, bir defa daha aynı şekilde hareket etmişti. Bir kaç ay evvel, parti münasebetlerinin son derece olduğu bir sırada İstanbul teşkilâtı Spor ve Servi Sarayında bir toplantı yap mak için vilâyete başvurmuştu. Fakat vi lâyet binayı verdiği halde, bir takım su- ve kimseyi ınandırmayan sebepler ileri sürülerek toplantıdan vaz geçilmiş- ti. İhtimal ki o zaman vilâyetin Spor ve Sergi Sarayını, Demokrat Partinin emri- ne verdiği halde Cumhuriyet Halk Par- tisine vermeyeceği tahmin edilmiş — ve mazlum vaziyette görünmek için böyle bir manevra çevrilmişti. Siyasi partiler bu gibi hareketler yapamazlar mı? Elbet- te ki yaparlar. Ama, hazırlıksız bulun- mamak ve komik vaziyete düşmemek i- çin de tedbirler alırlar. Simdi de Cum- huriyet Halk Partisi Meclisinin Örfi İ- tarafsız vatandaşta ciddi bir tesir yap- mamaktadır. Toplantı veri olarak Örfi İdare hudutlarının dışı seçilebilir- di ve ihtimal ki böyle davranmak d doğruydu. Ama, önce müsaade isterin al- mak ne oluyor? İktidara <«plânlı ol, prog ramlı ol» diye ihtarlarda bulunan bir partinin evvelâ kendi ic işlerine bir ceki düzen vermesi her halde faydadan hali değildir. Meclisin meseleleri Parti Meclisi Bursa'da toplanacağına göre, bütün memleket meseleleri e- le alınacak ve Parti mesulleri tarafından son iki ayın siyasi hâdiseleri hakkında delegelere malümat verilecek demektir. Bunların nihai tebliğde de bahis mev- zuu edilmesini beklemek lâzımdır. Bu a rada bazı temaslar hakkında da açıkla malarda bulunulması kuvvetle muhte meldir. Böylece muhalefet partisi bir müddetten beri hâdiselerin zoruyla çe kildiği inzivadan çıkmış olacaktır. Cum- huriyet Halk Partisi Meclisinin toplantı- sını Demokrat Partinin büyük kongresi takip öleceğine ve onun adeta hemen arkasından Türkiye Büyük Millet Mec- lisi açılacağına göre siyasi hayat ekim a- yı içinde yeniden canlanacak ve ihtimal ki kızışacak demektir. iyasi havanın bilhassa Büyük Mıllet Mechsınde şiddet kazanması haddini bulması beklenir. Çünkü, bü— tün meseleler, muhalefet tarafından ce- vaplandırılması istenilen bütün istifham- lar kürsüye getirilecektir. Bu istifhamla- rın iktidar tarafından cevaplandırılışta- ki tarz daha ilk günlerde siyasi havanın karekterini verecektir. Görünüş odur ki, hava sert ve şiddetli münakaşalı olacak- tır. AKİS, 8 EKİM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: