8 Ekim 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

8 Ekim 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA AKİS - SAROL DAVASINDA SON SAFHA- Devlet Bakanı - Dr. Mükerrem Sarol'un (muvafakatiyle mecmuamız sahip başyazarı Metin Toker aleyhinde açılan hakaret dâvasının duruşmasına perşembe günü Ankara Toplu Basın Mahkemesinde devam edilmiştir. Celse açıldığında Metin Tokerin avukatları Reisliğe aşağıdaki istidayı vermişlerdir: Ankara Topla Basın Mahkemesi Reisliğine : Esas hakkında maruzatta bulunmazdan evvel müdafaa hakkına taalluk eden bir hususu mahkemenin tetkikine arz etmek istiyoruz: Uyulan bozma kararından sonra dâvanın siklet merkezi mecmuanın, suç unsuru görülebilen lak yasan olarak, 13 kasım 1954 tarihli nüshadaki <«Kâğıt üzerinde devir» başlıklı yan üzeri oplanmıştır. eme b n hakkın- da evvelce bilirkişi tetkikatı yaptırmıştır. Bilirkişi, mezkür yazıda muvazaa iddiası mevcut olmakla beraber muvazaa vakiyse hakaret teşkil etmiyeceğini, muvazaa vaki değilse bu iddianın hakaret mevzuu olabileceğini söylemiştir. Neticede mahkeme, bilirkişinin yazıda muvazaa iddiası kabul eylemesini mes- net ittihaz ederek devrin muvazaaya istinat etmemesi aslolup esaslı hiç bir de- lile istinat etmeksizin gazetenin devrinin açıkça hakikat olmadığı beyan edil- mek suretiyle müdahilin itibarını kırmak hedefi takip edildiği kanatine var- mıştır. Ve filhakika mahkeme biç bir delile müstenit olmayarak muvazaa iddia e- dildiği kararda belırtırken gazetenın 11/10/1954 tarihinde Atıf Sakar'a devr e- dildiğine dair İst: ube müdürlüğünden gelen malümatın aksine olarak esaslı biç bır delıl elde edilmemiş bulunuyordu. Müvekkilimizin bu kere elde ettiği malümata göre C ncı şube müdürlü- ğünden bildirilen ve Türk Sesi gazetesinin 11/19/1954 tarihinden itibaren Â- tıf Sakar namına yapılmış görünen devir muamelesi, İ mamelekin devri şeklinde olmayıp hakikatte Dr. Mükerrem Sarol'un gazete ile alâkası kesilmeksizin yazıda adı geçenler arasında bir ortaklık tesisinden iba- rettir Ye Atıf Sakar namına yapılan devir ise şekil bir devirdir. Bu bapta met Oğuz Akal, Dr. Mükerrem Sarol ve Atıf Sakar arasında tanzim edilip Beyoglıı dördüncü noterliğinin 16/12/1954 tarih ve 20744/897 No. b tasdikiyle noterliğin resmi kayıt ve siciline geçen on ddelik mukavele mündericatına nazaran gazetenin harice karşı temsil salâhiyeti Atıf Sakara ait olup gazetenin imtiyaz sahibi olarak mumaileyh görünecektir. Ortaklar arasında hisseler eşit- tir. Mukavele on sene müddetledir. Bu müddetin hitamından evve ortakların ittifakıyla bozulabilir. Bu takdirde imtiyaz sahibi olarak görünen Atıf Sakar Türk Sesi gazetesi ismi üzerindeki haklan Dr. Mükerrem Sarol'a devr etmeğe mecburdur. Dr. Mükerrem Sarol gazetenin matbaasının sahibi ola- rak kalmakta ve bu matbaayı gazeteye günde üç yüz lira mukabilinde kiraya vermektedir. Şunu ilâve edelim ki bu mukavelenin esasen ne kanuna, ve ne âdaba mu- gayereti bahis mevzuudur. Ancak bu mukavele, dâva konusu yazının kararda- ki kabul suretine göre Dr. Mükerrem Sarol'a tevcih edilmiş hiç bir esaslı de- lile istinat etmiyen bir muvazaa iddiasından ibaret olmadığını ve aksine, yan- da belirtildiği gibi, devrin kâğıt üzerinde şekli bir devirden ibaret olduğunu gösteren resmi bâr vesikadır. Kararın istinat ettiği unsurun aksini ortaya koyarak yandaki iddianın ge- rek vukuf ehlinin mütalâa ve gerek mahkemenin kabul şekline göre her hal ve kârda cürüm unsuru ihtiva etmediğini tevsik eden noterliğin bu resmi kaydı- nın celbedilmesini müdafaa hukuku namına bivekâle arz eyleri: Talepten sonraki münakaşalar Sanık — avukatları Faik Ahmet Barutçu ile Sahir —Kurutluoğlu — tarafından verilen dilekçenin mahkeme reisi tarafından okunmasını müteakip Dr. Mü kerrem Sarol'un vekili söz almış ve talebin reddini istemiştir. Dr. Müker- rem Sarol'un vekili geçen celsedeki gibi Temyizin Metin Toker'in cezasının bir kısmını tasdik ettiği, bu bakımdan <«kâğıt üzerinde devir» başlıklı — yazı hakkında yeniden münakaşalara girrişilemiyecegi, zira ortada, bir kaziyei muh- keme bulunduğu iddiasını İleti sürmüş ve usul bakımından bahis mevzuu mu- kavelenamenin celbine imkân olmadığını söylemiştir. Dr. Mükerrem Sarol'un avukatı bundan başka <«kâğıt üzerinde devir» yazısında müvekkiline sadece mu- vazaa değil, başka, isnatların da yapılmış olduğunu, başka hakaretlerin de mevcut bulunduğunu ileri sürerek yenı ithamlara girişmiştir. Sarol'un - tı müteakiben bazı iddialarda bulun a Toplu Basını Mahkemesı- nin ilk hükmünü bozan Temyiz Üçüncü Ceza Daıresının «kâğıt üzerinde devir» başlıklı yanda başka imâlar da gördüğünü bildirmiştir. Bu suretle ” yalnız usul bakımından değil, aynı zamanda esas bakımımdan da sanık avu- katları tarafından celbi üslenilen vesikanın getirilmesini ısrarla istemiştir. AKİS, 8 EKİM 1955 Müddeiumumi muavini ise müda- hilin sıfatı dolayısıyla bir ispat hak- kının verilemeyeceğini ileri sürmüş, bu bakımdan sanık vekillerinin tale- binin reddini istemiştir. Dr. Sarol'un avukatına evvelâ Fa- ik Ahmet Barutçu cevap vermiş ve or- tada bir kaziyevimuhkeme bulunmadı- ğını ispat etmiştir. Faik Ahmet Ba- rutçu Temyizin hiç bir hüküm tesis etmediğini belirtmiş, yeni hükmü Ankara Toplu Basın Mahkemesının tesis etmesi' gerektiğini bildirmiş v usul bakımından mukavelenin celbi- ne mâni hiç bir hususun bulunmadı- ğını söylemistir. Sanık vekili duruşmanın ilk saf- hasında mahkemenin hakikatleri tes- bit için bir takım araştırmalar yaptı- ğım hatırlatmış, meselâ üri esi gazetesinin imtiyaz sahibi olarak ki- min göründüğünün İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulduğunu — bildir- miş, şimdi istenilen hususun da bu araştırmalara devamdan başka bir şey olmadığını bildirerek adaletin ancak bütün hakikatlerin ışığında tecelli e- debileceğini söylemiştir. Faik Ahmet Barutçu dâvanın ilk safihasında tamamile insani hislerle bu dâvanın açılmış okluğunun müdahil vekili tarafından bildirildiğini hatırlat mış, bu bakımdan dâvaya ışık vere- cek olan mukavelenamenin — celbine aynı vekilin niçin mutlaka mâni ol- maya çalıştıgını anlayamadığını ifa- de etmiştir. Müteakiben diğer sanık vekili Sa- hir Kurutluoğlu söz almış ve 'mahke- meden talep edilenin, ispat hakkı di- ye bilinen husus olmadığını tebarüz ettirmiştir. Sahır Kurutluoğlu Metin la suçlandırıldıgını bildirmiş, isnadın hiç bir delile isnat etmediğini ispatın iddiaya düştüğü halde bunun yapıl- madığını hatırlatmış, lenamenin celbiyle muvazaa isnadının bir hakikate dayanıp dayanmadığının! ortaya çıkacağını söylemiştir. Sahir Kurutluoğlu —hukuki — konuşmasında Türk Ceza Kanunundan da misaller vermiş, <isnat» kelimesinin — <iftira manasına geldiğini belirtmiş, ortada böyle bir vaziyetin —bulunması için atfedılen şeyın yalan olması gerekte gerekse Sahir Kurutluoğlu ıspat edil- mesi istenilen hususun Dr. olduğunu bilhassa kaydetmişlerdir. Mahkeme müdahlilin iddialarını ye- görmiyerek mukavelenamenin noterden celbini karar altına almıştır. OLUP BİTENLER

Bu sayıdan diğer sayfalar: