8 Ekim 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

8 Ekim 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OLUP BİTENLER açıyordu. Hizipler kuruluyor, parti zayıf düşüyordu. Halbuki eğer merkeziyetçi bir sistem kabul edilirse, hır - gür'e lü- lmaz, lider «rahat» çalışırdı. Ha- kikaten Genel Merkez, her şeyden evvel «rahatlık» peşindeydi ve unutuyordu ki emokrasiler devlet adamlarının rahat ettikleri rejimler değildir. Tıpkı mekteplerı ıstemeyen maarif natırı gün D. sevk ve ida- YURTTA efa çeksin, bakınız işler nasıl gül gibi idare edilecekti! Mukabil hazırlıklar Fakat D. P. içinde ekseriyet bu fikir- ve bu niyette değildi. Bilâkis a- demi merkeziyet isteniyor ve bilhassa hükümet işleri ile parti işlerinin birbi- rinden ayrılmasını derpiş eden bir teklif hazırlanıyordu arti Genel Başkanlığı i- başbakanlık aynı şahıs üzerinde birle- şemiyecek bakanlar Genel İdare Kuru- luna alınmayacaktı. Bu suretle hükümet üzerinde parti murakabesi tesis edilecek- ti imdi fiilen, hükümet üzerinde bir murakabesinin bulunmadığı orta- daydı. Bilâkis, her şey Genel Başkanın, elindeydi ve bir çok şey, Genel Başkan tarafından Partinin Genel İdare Kuru- luna haber dahi verilmeksizin yapılıyor- du. Bütün kuvvetin tek elde toplanması demokratik rejimin ana prensibini ihlâl ediyor ve bunun neticeleri görünüyordu. Büyük Kongre, gidişi durdurabilmek için son fırsattı ve bundan sonra pek geç kalınacaktı Evvelâ parti irinde demok- ratik bir sistem kurulabilmen, her şey nizamıyla cereyan etmeli, günlük ilham- larla idare ortadan kalkmalıydı. Zira bu- nun sonu yoktu. Ş parti Teşkilâtın sesini aksettirecek — olan delegeler, bulundukları yerlerde halkın . den nasıl soğuduğunu, şikâyetlerin arttıgını görüyorlar, biliyorlardı. Partile- rini kurtarmak için tek çâre, başa kim get irilirse getırılsın ciddi bir murakabe- kurulmasıydı uvvetlerin tek elde to planmasıyle kabıl olabilirdi. Hal- buki partinin bugün idaresini deruhte edenler halen yükselmekte olan itiraz seslerini bile imkânsız hale getirmek isti- z —. yorlardı. akat Kongrede, gidiş şiddetle mücadele edecekler çıkacaktı ve bunlar alâkayla dinlenecel Zira bahis mevzuu olan partinin ıstıkbalıydı Parti- nin ve memleketin... Bayat bir taktik P. içinde şimdiye kadar pek çok kullanılmış bir usul, yeniden ortaya çıkarılıyordu. Bu, birlik ve beraberlik sesleriydi. Öyle bir hava yaratılmak is- teniliyordu ki sanki Genel Merkezin mu- halifleri, partinin düşmanlarının âleti- dirler, onların oyununa gelmektedirler. «Aman biri leşelım, aman tesanüd göste- relim...> Bu telkinler, bir muayyen hi- zip tarafından alabildiğine yapılıyordu 6 ama, gözler artık açılmıştı. Mesele, par- tinin demokratik rejimin hakiki düş- manlarını bulup çıkarmaktı. Bir çok imse, şu kanaati yaymaya uğraşıyordu: Atıl hedef, Demokrat Parti iktidarını yıkmaktır, bir defa bugün başta olanla- rı yıkarlarsa gayelerine varırlar; dikkat e- delim, başımızdakileri vermeyelim! Kongrede de bu nevi konuşmaların yapılacağından, bir zaman Meclis gru- bunda olduğu gibi kürsüye gazetelerle eni desteklıyorlaı'mış gibi bir hava yaratıl- maya çalışılacağından zerrece şüphe yok- tu. Fakat bu sefer, o türlü gayretler pa- ra etmeyecekti. Zira tehlike çanını çalan- lar, Demokrat Partinin en temiz, en dü- rüst, en idealist unsurlarıydı. Onları it- ham etmek, gülünç olmak demekti» A- dama : «— Sen onlara bırak, sadede gel, sa- dede..." diye bağırıverirler, <«partiyi asıl sen batırıyorsun» diye mukabele edive- rirlerdi. Bu gibi sesler Meclis gurubun- da yükselmemiş değildi. Büyük Kongrede açıkça ve — mertçe bir hesaplaşma olacak, partinin mukad- deratı tayin edilecekti. Hükümet Kabinede tadiller Gecen — hafta içinde radyolar yeni bir ismi, dinleyicilerine duyurdular: Fah rettin Ulaş. Fahrettin Ulaş, Adnan Men- deres kabinesinde Devlet — Bakanlığına getirilmişti. Aynı esnada Devlet Bakanı em Menderes de İç İşleri Bakanlığı- na avdet ediyordu. Halen iş başında bulunan Mende- res kabinesi 2 Mayıs seçimlerinden son- ra kurulmuş ve Türkiye Büyük Miillet Fahreddin Ulaş 65 inci Meclisinden o tarihte, o şekliyle itimat almıştı. Kabinede ilk değişiklik Fethi Çelilkbaş'ın İşletmeler Bakanlığından is- tifası ve Samed Ağaoğlunun onun yerine getirilmesiyle olmuştu. Bir müddet sonra Dış İşleri Bakan Vekiliğini Adna deres yapıyordu. Bunu Fatin Rüştü Zor- lu'nun Başbakan yardımcılığından istila- sı takip ediyor, Fuad Köprülü Başbakan Yardımcılıgına, Fatin Rüştü Zorlu Dış İşleri Bakan Vekıllıgıne getırılıyordu. Müteakiben İç İşleri Bakanı Dr. Namı Gedik kabineden ayrılmaktadır. İç İşleı'ı Bakanlığına Millif Savunma Bakanı Et- hem Menderes vekâlet edecektir. Daha em Menderes Milli vunma Bakanlıgından istifa — ediyorl Ethem Menderes Devlet Bakanlığına getirilip İç İşleri Bakan Vekilliğine tayin olunu- yor, Başbakan Yardımcısı Fuad Köprülü Savunma Bakan Vekilliğine ge- mılletvekılı Fahreddın Ulaş Devlet Bakan lığına konuluyor. Bizde ve başka memleketlerde İktidar — partisinin bünyesi içinde, ay- nı başbakanın idaresinde, bir kabi- nenin tabit ömrünü tamamlayıp bir di- ğerinin doğması daima kabildir. Garp a Gasperi'nin birbiri müteaddid kabineler kurduğu malümdur. O kadar ki, bir atalık İtalyanlar parlâmentoda De Gasperi'ye kendisinden başka halef bulunamadığını soylıverek lâtife ederler- di. Bizde, ayn ğbe ulmamış tır. 1951 dekı kabıne değişikliğinde <<61» lerin müşkülât çıkarmaları üzerine, da- ha kolay bir sistemin tatbikına başlan- mıştır. Kabine aynen muhafaza edilmiş, takat lüzum duyuldukça dahili uzuvla- rını yenilemek yolu tutulmuştur. İlk Demokrat Parti kabinesi kurul- dugund nberi geçmiştir. O tarih- e muhtelıf bakanlıklarda yapılan degışıklıklerın sayım 65 dir. Bu vazi- e göre, vasati olarak her ay bir tayin yapılıyor demektir. Başlangıçtan itibaren, kabinedeki yerini değiştirmeksizin mu- hafaza eden tek bir şahıs vardır. O da, bizzat Başbakandır. Kabine değışıklıklerınde mesuliyet mevkiine getırılen yeni şahsiyetlerin sa- yısı 42 di stifa eden vekillerden yalnız üç tanesi, kısa veya uzun bir ayrılık dev- resinden sonra tekrar iş başına davet e- dilmiştir. 20 defa da, kabine azasının bir kam an dıgerıne nakledıldıgı gorul- müştür. Vekâleten yapılan tayinlerin dedi ise, kolaylıkla tesbit edilebilecek gıbı değildir. Bunlar hatırda tutulamıyacak kadar çok ve karışıktır. AKİS, 8 EKİM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: