5 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

5 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Cumhurbaşkanlığı Birlik ve beraberlik u haftanın başında salı günü, saat 15.40 ta Türkiye Büyük Millet Mec- lisinin azaları, müzakereleri dinleyici 1o- calarından takıp Ğ mokrası yolundaki gidişini tamamiyle tasvip etmektedir ve kendisiyle — yüzde yüz beraberdir. Zira o saatte Meclisin başkanlık kürsüsünden Cumhurbaşkanı Celâl Bayar yıllık nutkunun şu cümlesi- ni söylüyor «— Son yılın hâdiseleri memleket bütünlüğünü yıkmaya, içtimai, iktisadi düzeni bozmaya ve memlekette anarşi yaratmaya matuf fiil ve hareketlere karşı büyük Meclisimizin kabul buyurmuş ol- duğu kanuni tedbirlerin isabetini teyid eylemiştir.» Cumhurbaşkanı Celâl Bayar bundan tam bir yıl evvel de, Meclis'in geçen ça- lışma devresini açarken, 2 Mayıs seçimle- rinden sonra kabul edilen ve bugün bir çok kimse tarafından antidemokratik ol- dukları mülâhazasiyle kaldırılmaları is- tenilen kanunların müdafaasını yapmış- tı. Bu iki «vaziyet alış», bazı zihinlerde hâlâ mevcut tereddütleri ve - bu tâbir bir kısım kimseler için kullanılabilir ü- mitleri ortadan yok etmeye kâfiydi. Baş- bakan Adnan Menderes'in her hareketi, Cumhurbaşkanı Celâl Bayat'ın tam tasvi- biyle ve muvafakatiyle yapılıyordu. Bazı işaretlerin ise doğrudan doğruya Cum- hurbaşkanı Celâl Bayar'dan geldiği hâ- diselerin iç yüzünü bilenlerin meçhulü değildi. Bir takım anlaşmazlıkların zaman zaman iki lider arasında gerginlik yarat— tığı gazetelere aksetmişti. Fakat görü yordu ki bunlar prensip anlaşmazlıkları değildir ve rejim, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın tasvip ettiği istikamettedir. Devlet Başkanının Büyük Millet Mec- lisinin yeni çalışma devresini açış nut- kunda hükümetin icraatını öveceğinden zerrece şüphe yoktu. Nitekim Cumhur- başkanı Celâl Bayar ağzına kadar dolu salona hitaben konuşmasına başladığında bu yolda sarfettiği bir kaç cümle kimse- nin garıbıne gitmemişti. Celâl Bayar şöy- le demiş <— Muhterem mebus arkadaşlarım, 1960 seçimlerinden beri memleketi- miz hürriyet ve demokrasi rejimi içinde üksek — direktifleriniz ve — mürakabeniz altında hareket eden hükümetlerinizin mütemadi çalışmaları ve milletimizin her gün biraz daha artan şevk ve gayre- ti sayesinde her sahada devamlı ve seri inkişaflar kaydetmektedir.» Salon hakikaten ağzına kadar doluy- du. Cumhurbaşkanlığı locasında siyahlar giyinmiş olan Bayan Reşide Bayar ve si- yah tayyörünün üstünde pembe bir şap- ka taşıyan bayan Nilüfer Gürsoy - Celâl Ü Bayar'ın kızı - bulunuyordu. Onların sağ tarafındaki loca askeri kuvvetlerin komu- nlarına, sol tarafındaki ise Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay başkanlarına, ayrıl- mıştı. ağıda, şıraların arasına iskemle- ler konulmuş, ama onlar da tamamile işgal edilmişti. 19 lar C. H. P. ye ayrılan sıraların yanında, fakat nisbeten dağınık oturuyorlardı. Zaten hareketin fiili 1li- derleri, Fevzi Lütfü Karaosmanoğlular, Ekrem Hayrı Üstündağlar, Fethi Çelik- başlar toplantıya gelmemışlerdı Bunlar- dan ikisi Ege'de, üçüncüsü ise vazifeten Strasburg'da bulunuyordu Sabık Bakan Dr. Mükerrem Sarol, bakanlığa getiril- meden evvel işgal ettiği yerdeydi. Yani, kürsünün hemen İhtimal karşısında... İht Celâl Bayar Teferruatlı bir nutuk ki eski âdetine devamı edecek, zaman Za- man muhalefet hatiplerine lâf atacaktı. Umıd ve temenni olunur ki bu harekete - eğer niyeti varsa - Kasım Küfrevi ko- nuşurken tevessül etmez. Sağlık Bakanı Dr. Behçet Uz 1948 senesi civarında o- turduğu yerdeydi: hükümete ayrılan is- kemlelerde! Farin Rüştü Zorlu da orada yer almıştı. Zaten hakanların hepsi top lantıda hazır bulunuyorlardı. Başbakan Adnan Menderes, Adalet Bakanının ya- nındaydı ve bazen konuşuyor bazen ö- nündeki kâğıda bir şeyler çızıyor bazen de tırnağını yiyordu, İsmet İnönü gel- memişti. Osman Bölükbaşı ise soldakı sı- raların hemen başında oturuyordu. Dev- let dairelerinin ileri gelenleri, onun he- men Önünde yerleştirilmiş iskemlelerdey- di Bunların arasında eski Kırşehir mil- letvekili Amiral Rifat Özdeşin Meclise hasretle baktığı görülüyordu. Cumhur- başkanının yaverleri, kürsünün iki tara- fında, ayakta duruyorlardı. Yukardaki 10- calar kordiplomatiğe ayrılmıştı ve Ş kapının Önünde biriken bayraklı araba- lardan anlaşılıyordu ki hemen hemen bü- tün elçiler nutku dinlemeye veya mera- simi seyretmeye gelmişlerdi. Hak ve vazife Cumhurbaşkanı Celâl Bayarın ilk cüm- lesi gibi biraz sonra ilâve ettiği i- kinci bir cümlesi de dinleyicilerin pek fazla dikkat nazarını çekmemişti. Cum- hurbaşkanı Celâl Bayar şöyle demişti: u sebeple sulh cephesi düşman- larmın her türlü fırsat ve imkânlardan istifade ederek bir yandan Türkiye'de iç- timai ve iktisadi sahada bozguncu bir haleti ruhiyenin yayılmasına çalışırken, diğer taraftan da Türkiye'nin sulh cep- hesi içinde mevkii ve itibarını taramaya çalışmalarından ve bu hususta büyük propaganda faaliyetine — girişmelerinden tabii bir şey olamaz. Bunlar, Cumhurbaşkanının vazifele- ri meyanında sayılabilirdi. Yani Başba- kan Adnan Menderes'le muhtelif mese- lelerde ihtilâf halinde bulunsa bile Dev- let Başkanının böyle konuşması icap e- derdi. Ama, gidişi tamamiyle tasvip edip etmediğini söylemesi hakları arasınday- dı. İşte bu yüzdendir ki başta bahis mev- zuu ettiğimiz cümle, saat 15.40 da Meclis kürsüsünden ifade edilince açıkça anla- şıldı 'ki Cumhurbaşkanı Celâl Bayar bazı kimselere nazaran antidemokratik vasıf- lar taşıyan kanunların «isabet» ine inan- maktadır. Bu kanunlardan biri de 6334 sayılı Basın Kanunudur ki, meşhur «is- pat hakkı» tasarısı bunun fiilen tâdilini derpiş etmektedir. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın son günlerin siyasi hâdiselerine temas edip etmeyeceği merak uyandırıyordu. «İspat- çılar» ın durumu hakkında, s«iskat hak- ka» mevzuunda bir fikir beyan edecek miydi? Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bu noktalarda teferruata girmedi. — Başka yerlerinde, inşa edilen «yeşil yem silola- T» ve «sıvat» ların miktarını bildirecek kadar teferruatla dolu olan kakımlarında umumi bir cümleyle tam mutabakatını ve Adnan Menderes'in gö- rüşlerini tasvip ettiğini bildirdi Mükemmel iktisadi vaziyet cumhurbaşkanı Celâl dan çizilen levhanın iktisadi manza- rası da son derece ferahlık ve inşirah ve- ricidir. Her şey, olabileceği kadar mü- i Cumhurbaşkanı Celâl Ba- yar'ın nutkunda ssıkıntı», «güçlük», «müşkülât» gibi kelimeler yer almamış- tır. Hayat pahalılığından ise dem dahi vurulmamaktadır. Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın iktisadi politikamız mevzuunda- ki fikirleri şunlardır: — Asırlar boyunca ihmale uğramış ve ıktısaden az gelişmiş bulunan meleke- timizin bir an evvel kalkınması, itimadı- Bayar tarafın- AKİS, 5 KASIM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: