14 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

14 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Maliye Yatırımların yükü Her —memlekette vatandaşlar, vergi adı altında Devlete kazançlarının bir kısmını devrederler. Devlet ver- giler yolu ile topladığı paraları çeşit- Hi işlerde kullanır. Cari masraflarını bunlarla yapar.. Yatırımların ehem- miyetli bir kısmını bunlarla finanse eder. Vatandaşın elde ettiği gelirlerin bir kısmını Devlete bırakması çeşitli şekillerde Olur. mur veya işçinin vergisi, maaş ve ücretini alırken, ser- best meslek sahiplerinin vergileri, yıl- lık kazançlarına göre, vermek zorun- da oldukları beyannamelere dayana- rak, vergi daireleri tarafından tahsil edilir. Bir kısım vergiler de vatan- daşlar hususi ve resmi hizmet fayda- lanmalarında bulunurlarken, bir mal alım satımı yaparlarken ödenir veya tahsil edilir. Bazı hallerde vatandaş vergi ödediğinin farkında bile ol- bir çok vasıtalı vergilerin karakterıstıgıdır Memleketimizde devletin tahsil et- tiği vergiler dört ana gurupta topla- nabilir: 1 — İrat ve servet vergileri 2 — Muamele ve istihlâk vergi- leri. 3 — Tedavül vergileri ve harçlar. 4 — Tekel gelirleri ve diğer ge- lirler. İrat ve servet vergilerinin başlıca- ları Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Esnaf Vergisi ile Servet ve Intıkal Vergisidir. Memleketimizde Gelir Kurumlar vergısı ve bunlarla bırlıkte Esnaf vergisi 1950 yılından itibaren tatbik edilmeye başlamışlardır. Bu hâdise bir vergi reformu olmuştur. Bilindiği gibi vergi ödemede ve al- mada dikkat edilmesi gereken başlıca iki ana prensip verginin umumi ve âdil olmasıdır. Verginin genelliği hiç bir irat ve servetin vergi dışında kal- maması, vergide adalet ise alınacak vergının irat ve servetin miktarına yani İktidara göre alınması demek- tir. Gözönünde bulundurulmaları ge- reken bu iki prensibin memleketimiz- de hiç bir zaman tam ve kâmil bir şe- kilde tatbik görmediği bir hakikattir. unun bir çok sebepleri vardır. Bun- lar arasında yenılmelerı cidden za- mek istiyenleri olduğu gibi halledılmelerı hiç de zor olma- yanlar mele ve Istıhlak vergılerı de başlıca üç guruba ayrılı Gümrük vergisi; Muamele vergısı, vergisi. Tedavül vergileri ve Harçlar 'guru- bu ise damga resmi rçlarla, bunlara mümasil devlet gelirlerini i- çine alır. Bu dört ana gurup altında topladı- ğımız vergileri başlıca iki guruba ir- ca etmek kabildir: Vasıtasız vergiler, vasıtalı vergiler. Biz birinci gurubu vasıtasız vergiler, diğer üç gurupta yer alanları da vasıtalı vergiler sa- yıyoruz. Fedakârlıkta Vasıtasız vergi iler mevzuunda mem- leketimizde zirat gelirden vergi a- lınmamakla pek büyük bir haksızlık devam edegelmektedir. Genellik pren- sibinin büyük mikyasta zedelenmesi- ni haksızlık saymak yersiz değildir. Adalet prensibinin ise hemen hemen hiç nazarı itibara alınmadıgı vası- talı vergilerimizin durı a bir atmakla kolayca anlaşılabılır. Vası- Istıhlak adaletsizlik Ankara da para basacak makineler Bir de pahalılığı AKİS, 14 OCAK 1956 bastırabilsek talı vergiler, biraz evvel belirttiğimiz gibi, bir hizmet veya mal satın alır- ken fiyatla birlikte odenırler İkti- darı takip etmeye veya ona uymaya hiç müsait değildirler. Gelirleri ara- sındaki fark ne kadar büyük veya küçük olursa olsun herkesin kesesine aynı miktarda yük olurlar. Bu yiik" zengin kimseler için nisbi önemi, he- men her zaman, fakir bir kımse İçin olan öneminden çok azdır. Hele bu vergiler vazgeçilmez derecede zaruri mallar ve hizmetler Üzerine konmuş- larsa meydana getirecekleri adalet- sizlikler de o derece artmış olacak— tır. Bugün memleketimizdeki maalesef budur. Aşağıdaki tablo bu- nu açıkça göstermektedir. Vasıtalı ver. Vasıtasız ver Yıllar 9o nisbeti 9o nis 1950 34,4 65,6 1951 22,4 77,6 1ASA 24,7 75,3 1953 28,0 72,0 1954 20;8 66,8 1955 34,6 65,4 (Tablo, İstatistik Genel Müdürlü- ğünün yayınla ığı 18 numaralı Aylık Bültene göre hazırlanmıştı h rakamları, ilk altı aylık hasılatın ikinci altı ayd da aynen tahakkuk edeceğı farazıyesıne göre hesaplan- mıştır.) Tablodan açık bir şekilde görülü- yor ki, £Devlet harcamalarının yegâne finansman vasıtası olan vergi hasıla- larının büyük kısmı vasıtalı vergiler- den gelmektedir. Vasıtalı vergilerle vasıtasızlar arasındaki nisbet son bir kaç y n beri ikinciler lehine yük- selmekte ıse de el'an bu nisbet 1/2 gibi açık bir adaletsizliği ıfade eden bir seviyede bulunmaktadır. Vasıtalı vergilerin kolay elde edilmesi, zirai gelirler vergilenecek yerde butçe a- çıklarını kapatmak, hesapsız yatırım masraflarını karşılamak zarureti, durmadan, geniş kütlelerin — sırtına üklenen vasıtalı vergilere gidilme- sinin başlıca sebepleridir. Bilgisizce yürütülen politikalarla kazancının sa- tın alma kabılıyetı her gun iraz ha azalan, her gün biraz daha az is- tihlak etmek zorunda bırakılan va- tandaş, vasıtalı vergiler yolu ile de katlandığı fedakarlığın boşa gıden bir şey olmadıgına hıç olmazsa ina- nabilmeli değil m Enflâsyon ıazyıkı Bütçenın tümü üzerinde müzakere- cereyan ederken memleketin çeşıtlı iktisadi ve mali meselelerine el atılmıştır. Enteresan sualler sorul- muş, fikirler ortaya atılmıştır. Her fikrin muhterem olması gerekir. Doğ- ru, yanlış, eksik veya tam herkes fikrini söylemeli, soyletebılmelıdır ki, bunlar arasından nisbeten en doğrıı olanmı tayin etmek kabil olabilsin. ikir muhteremdir derken el- bette, uluorta, düşünülmeden söylen- miş ve ortaya atılmışlar kastedilme- miştir. 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: