14 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

14 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Siz de benim gıbı zengin ve şık olabılırsınız Peron size yardım de- cek, sizi mesut edecek, derdi. Bu kadın senelerce, her gittiği yerde alkışlarla karşılandı. Memle- ketin her yerine heykellerini ler. Bir milli kahramandı. Bilhassa fakir halk ona adeta ibadet ediyor- du. Çünkü Evita çalışmak azmi ile yükselmiş insanların sembolü idi. Vaktıyle fakir olmakla iftihar eder- di, üğü zaman halk arkasından gunlerce ağlamıştı. Fakat işte diktatörlük yıkılınca, Arjantinin bu sevgili mabudesi de Ar- jantinin cüzzamlı kadını oldu. Bue- nos-Aires'e hâkim olan - muazzam heykelini, tıpkı eski cüzzamlılar gi- bi siyah bir bezle örttüler ve sonra 30 ton ağırlığında bir mermere oyul- muş olan bu heykeli, alaşağı ettiler! Heykelin inadı Onu yerinden indirmek kolay olma- mıştı. Evita sanki inat ediyordu. 50 amele ve 170 ton ağırlığındaki bir vinç, saatlerce çalışıp çabaladılar... ve nihayı inin cüzzamlı kadını yerını terkettı İş bu kadarla bitmemişti. Memle- ketin her yerinde, onun, irili ufaklı heykelleri mevcuttu ve yeni hükü- met, birçok ameleleri, bu heykellerin yerinden indirilmesi için vazifelendir- mişti. Bu işte, kısa zamanda ihtisas kazanan bir amele 10 dakikada bir büst söküyordu. Bu adam, sabah er- ken işe başlıyordu ve akşam, kam- yonu yüzlerce heykelcikle dolu ola- rak vazifeye nihayet veriyordu. Tabii bu yüzden ufak tefek hadi- seler olmuyor değildi. Bazı muhitler- de ameleler Evita'ya halen âşıktılar ve fabrikaların içindeki Evita büst- lerini, munakaşasız, terketmiyorlar- dı. at umumiyetle, bu komünist- ler tarafından tahrik edilen halktı. Diğerleri için, Peron gıbı Evita da çoktan tahttan düşmüştü Fransa Mendes - France ve kadınlar Mendes-France, seçimi kazanama- dı. Fakat bu imtiman bir kere daha gösterdi ki, o kadınların kalbi- ni kazanmıştır ve 6000 kadın için o, bugün bir jönprömiyedir. Seçimlerden evvel yaptığı bir ko- nuşmayı dinlemiye gelen kadınlar, konferans salonuna girebilmek için, kapıda saç saça baş başa gelmişlerdi. Salon erkenden dolduğu için, kapılar kapanmış ve gecikenlerin önce yal- varmalarına, sonra hücumuna uğra- yan polisler bir hayli şaşırmışlardı u arada bir ihtiyar kadının, başı ile tos vurarak polis kordonunu yarma- ya çalıştığı ve bir başkasının ayak- kabısının tekini kaybederek yalına- yak koştuğu görülm Mendes-France'ın rüyası bu ba- AKİS, 140CAK 1956 Mendes Fuance'ın dinleyicisi Topuk başa indi mi ? kundan tahakkuk etmiş sayılabilir- Madam Mendes - France nerede? Süt mevzuunu meclise getirerek bir çok annelerin minnetini kaza- Vincent du Vigneaud ve eşi Müddet yirmi saniye olmalı KADIN nan eski başbakan, bu muvaffakiyet yolundan yürümeyi ve kadınları cez- betmeyi düşünerek, onların bir çok dertlerine deva bulacak vaitlerde bu- lunuyordu. Sözleri sık sık alkışlarla kesildi. Salona giremiyenler, kapıda bekleşiyorlardı. Evet Mendes-France kadınları kazanmıştı ama az daha kendi karısını kaybediyordu. Hayran- larının hücumuna uğrayan politikacı bir an durdu. Etrafında bir şeyler a- ramaya başladı. Madam Möendes-France'ı kay- bettim, diyordu. Karıs, seçmenleri ile onu başbaşa bırakmıştı. Bir kenarda bekliyordu. İsveç Alimler eğleniyor Djünya cidden değişiyor. Eskiden İsveçte, Nobel Mükâfatı merasi- mi doğrudan doğruya, bir mükâfat tevzii şeklinde olur ve bu merasim- de, takdir ve tebrik kelımelerı bol bol kullanılırdı. Fakat neşelenmek, dan- setmek, gülmek pek kimsenin hatı- rna gelmezdi. Bu sene ise, aynı me- rasim İsveçte büyük bir neş'e ve coş- kunluk içinde geçmiştir ve il debiyatın en ciddi şahsıyetlerı bır talebe balosuna iştirak ederek, tale- belerden daha çok dansetmekte, mah- zur görmemişlerdir. Fakat bütün bu işleri başaran genç bir kız, İsveç prensesi Marg- rethe idi. Işık günü Klasik merasimden ve klâsik ziya- n sonra kimyagerler, fizis- doktorlar ve edebiyatçılar genç bir kızın gülerek — kendilerini dansa davet ettiğini gördüler. Bu, ilk dansını Stockholm'un en genç talebe- si ile yaparak, baloyu açan prenses M ethe idi. Ve bu ciddi şahsiyet- leri yakalayarak, bitip tükenmiyen ilk gençlik çağlarının neşesine doğru sürüklü- yordu. Bu neşe o derece etrafı sar- mıştı ki, fotografçılar Nobelin kim- ya mükafatını kazanan Vincent du Vigneaud'u, karısı ile dudak dudağa öpüşürken yakaladılar. Ve ertesi sabah davetliler, yatak- şılıyor ve kahkahaları atıyorlardı. Nobel mükafatı tevziinde yeni bir çığır açılmıştı ve herkes şunu bilme- liydi ki, ilim neş'eye mani değildi. Bi- lakis eğlenmek, çalışanların hakkı i- di. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: