14 Ocak 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

14 Ocak 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

seri açıkları ile çalıştıkları havadan oynadıkları görülmektedir. Ekserıya rakıp muhacimleri müdafaalarının ü- zerine çekmekte ve mukabil hücum- da bir anda şemsiye gibi sahaya da- ğılmaktadırlar ki, bu kati neticeye gidiştir. Kulüpler Fenerbahçede mühim kararlar Bir — masa etrafında toplanan yedi şahıs iki saat kadar suren hara- retli bir konuşmadan sonra bazı ka- rarlar üzerinde anlaşmaya vardılar. Hâdise, geçen hafta pazartesi akşa- mı Kadıköyünde Fenerbahçe kulü- bünde cereyan ediyordu. Toplanan yedi şahıs 5 Haziranda umumi hey'e- tin teveccühü ile idare hey'etine ge- tirilmişlerdi. Vakıa bu adet dokuzdu. Ama iki idareci - Osman Kavrakoğlu ve Raif Dinçkök - toplantıya katıl- mamışlardı. Ağır vazifeleri, çok sev- dikleri - kendi ifadelerine göre - ku- lüplerinin mukadderatını tayin ede- cek olan bir toplantıya gelmelerine mani olmuştu. İstanbul milletvekili Zeki Rıza Sporel'in başkanlığında top- lanan idare heyeti azaları ilk iş ola- rak antrenör Markoş'u vazifeden af- fettiler. Daha sonra bazı oyuncuların lakayıt hareketleri üzerinde durul- du. Buna karşı da zecri ve sert ka- rarlar dı. Markoştan boşalan antrenörlüğe eski şöhretlerden Fikret Arıcan'ın getirilmesi uygun görüldü. Alınan kararlar içersinde en fazla ga- ripsenen Markoş'un vazifeden affı de- ğildi. Bu gayet basit Ur mesele idi. Antrenör arzulanan randımanı vere- memişti. Onu değiştirmek elbette ki, vazifeye getirenlerin bir hakkı idi. Esas garipsenen şey, Fenerbahçe ku- lübünün çöküntüye gitmesine herke- sin seyirci kalması idi. Bu basit ka- rarlar bir cemiyetteki sukutu ve ba- tağa gidişi önlemeye kafi değildi. Bu- nun için daha başka çareler aramak, şahıslar üzerinde değil, prensipler ü- zerinde durmak icap ediyordu. Ama bunu anlayacak ve yapacak kimdi?.. Yeni ifşaat: İdare —heyeti hararetli toplantısını bitirmişti. Kulüp lokaline dolan ga- zeteciler havanın hakiki mahiyetini öğrenmek için çalışıyorlardı. Fakat tam bu sırada hiç beklemedıklerı bir sürprizle karşılaştılar. 1965 esin- de "Hususi organızasyon yolsuzlu- ğunu ortaya atarak senenin adamı 0- lan Muhittin Bulgurlu 1956 da bir yeni bomba patlatıyordıı Bu doğru- sunu söylemek icap ederse otekınden daha da tesirli idi. Bulgurlu : "Fe- nerbahçe idare heyeti — azalarından Rüştü Dağlaroğlu'nun, Fenerbahçeli futbolcu — Lefter Kuçukandonyadıse İtalya'ya transferinde dört sene ev- vel Liret olarak ödenen "On doku: bin" lirama Merkez Bankasına dek- lare edilmeden kulüp kasasına yatırıl- mış olduğunu" açıkladı. "Ayrıca bu ihbarın Maliyeye de e yap pılmış olduğu- nu ve Müfettişlerin işi tetkik ettikle- rini" sözlerine ilâve etti. Bu mevzu AKİS, 14 OCAK 1956 Basketbol ligleri Raydan çıktı hakkında konuşan Daglaroğlu "ken- disine tanımadığı bir adamın Türk parası vermiş oldugunu İtalya'ya git- miş olmasına rağmen oradan Liret almadığını" söylüyordu. Taraflardan hangisinin haklı olduğunu tayin et- mek, elbette, bize düşmezdi. Yalnız Fenerbahçe kulübünün mühim karar- lar aldığı bir sırada bu ifşaatın alel- acele yapılmış olmasının bir sebebi ol- malıydı. Evet, doğrusu istenirse bü- tun nazarlar Fenerbahçe idare heyeti- nin alacagı kararlarda toplanmış ol- duğu için bu ifşaat efkârıumumiye- de buyuk bir akis bulmadı. Buna se- bep ıse, Hürriyet gazetesı muharriri Adnan Akın'ın haberi daha — evvel duymuş olması ve aynı akşam ıdare heyeti toplantısında Zeki Rıza Spo- rel'e sorması idi. Bunun üzerine Bul- gurlu vaziyeti bütün gazetecilere a- çıklamak lüzumunu hissetmişti. Fenerbahçeliler Cemiyeti bu işler Fenerbahçe kulü- bünde huzur denen şeyi ortadan kaldırdığı bir sırada, — geri bıraktı- tığımız haftanın pazar akşamı bir na- kım Fenerbahçelı muteşebbısler tara- fından Fenerbahçelıler adlı bir ce- miyet kuruldu. O gün saat 17.00 su- larında Sıraselvilerdeki lokalde Ba- sın mensuplarına Cemiyet Başkanı Nasuhi Baydar Cemiyetin gayesini açıkladı. Böylece bir müddettenberi ortalıkta rivayet olarak dolaşmakta olan Sözler nihayet gerçekleşiyordu. Bütün İstanbul gazetelerinin muha- birleri lokale gelmişlerdi. Hattâ bu bir basın toplantısı olmasına rağmen Beşiktaş kulübünün Umumi kaptanı Sadri Usoğlu da orada idi. Bunu ba- zı - mütecessis demek daha doğru olacak - gazeteciler muhtelif şekil- lerde manalandırdılar. Başkanın ko- nuşmasından anlaşılan şey bazı şa- hısların cemiyetin kurulmasına mua- rız oldukları idi. Acaba bunlar kimdi ? Bu hususta bir şey söylemekten ka- çınılıyordu. Yalnız cemiyet, iddia e- dildiği gibi Fenerbahçeliler arasında arzulanan bir tesanüdü temin edecek mi idi ? Geçen senelerden miras ka- lan hizipler arasındaki buzları eri- tebilecek mi idi? Keza her müraca- t eden azaya kapısını açacak ve parasız da olsa - onu hak sahibi e- decek mi idi? Hem sonra büyük ma- li külfete giren müteşebbisler cemi- yet tutunduğu takdirde bu paralarını geri alacaklar mı idi? Ve işin daha orijinal olan tarafı başka semtlerdeki Fenerbahçeliler de ayni İsim altın- da bir cemiyet kursalar bu Fenerbah- e camiasını kaynaştırır mı, yoksa büsbütün birbirinden uzaklaştırır mı idi? İşte zihinleri kurcalayan bu su- aller bütün İsrarlara rağmen maale- sef alâkalılar tarafından tatmin edi- ci şekilde cevaplandırılmadı. Şimdiki, halde cemiyet a fazla birşey söylemeden işi zamana bırak- mak herhalde ihtiyatlı bir hareket olurdu. Basketbol Lig maçları Onbeş günlük bir tehirden sonra geçen hafta cumartesi akşamı Spor ve Sergi Sarayında beş yüze ya- kın bir meraklı kütlesi önünde Bas- ketbol lig maçlarına devam edildi Tehirin alâkanın körlenmesine bep olduğu pek ala söylenebilirdi. Ikı haftalık ayrılık kulüpler arasındaki rekabeti de söndürmüştü. Halbuki ge- çen sene bu zamanlar basketbole gös terilen alaka çok fazla idi. Bu, saman- la ilerliyen bir sporda duraklamamız manasına mı geliyordu? Evet demek davayı halletmezdi. Bilinen bir şey varsa Sportif Oyunlar Federasyonun- daki ihtilaflar ve bazı şahıslatın kap- risleri, asrın sporunu girdiği raydan dışarı atmaya kâfi gelmişti. Onu tek- rar yerine koymak ve gideceği isti- kameti tayin etmek umulduğu kadar kolay bir iş değildi. Gecenin ilk ma- çını Beyoğluspor ile Teknik Üniver- site yaptı. Denk kuvvetlerin müca- delesi olan maçı neticede Beyoğlu- spor 50-41 kazandı. İkinci karşılaş- mayı Karagücü ile Vefa yaptılar. Ka- ragücünün 55-45 galibiyeti ile sona eren müsabakadan sonra gecenin çe- tin maçları başladı. Kadıköysprola Fenerbahçe arasında yapılan üçüncü karşılaşmayı Fenerbahçelıler Gökşin'- in canlı oyununa rağmen 64-48 ka- zandılar. Daha sonra, Modaspor -Da- rüşşafaka arasında yapılan karşılaş- mayı Modasporlular," 52-48 gibi pek az bir farkla, galip bitirdiler. N. S. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: