16 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

16 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HİTABET mayan bir yazı veya haber veya ve, sıka sahibinin Savcı tarafından bilin- mesinde ne fayda olacağını düşün- mek, hükümetin pek sevdiği bir ta- bırılie, maksadı mahsusu anlamak için di Boylece anonimlik hakkı denen ve matbuat ve haber alma hürriyeti- nin temel taşlarından biri olan bir müessese ortadan kaldırılmaktadır. Dikkate şayan olan cihet şudur ki, 1981 senesinde, bundan yirmi beş sene evvel, hükümet böyle bir selahı- yeti istediği zaman Encümen bu hi mü kabul etmemişti. O zamanki en- cümen hükümetin teklifini reddeder- ken diyordu ki: 'Teşkilatı Esasıye Kanuniyle müeyyet olan bu hürriyet tahrir esrarının kabulünü bir netıceı mantıkıye olarak iktiza ettirir." âtı Esasıye Kanununa Tria- yette 1931 senesine nazaran hangi durumda bulunduğumuzun ve mazi- den hüsnü misal bulmağa mecbur kalmamızdaki acılığın takdirini siz- lere ve Türk Milletine bırakıyoruz. sveç mevzuatını tetkik ettiği an- laşılan hükümetin bu memleketteki anonimlil akkına dair hükümleri mesküt geçmesi pek manalıdır. Çün- kü İsveç anonimlik hakkım en ge- niş şekilde kabul etmiş bir memle- nimlik hakkına dair batı memleketlerınden misaller vermeğe devam edelim İsviçre za Kanununun 27 nci maddesinde anonimlik hakkı aynı e- saslar dahilimle zikredilmektedir. Fransız Basın Kanunu ise imza- sız veya remizle yazılmış yazılarda suc bulunması halinde dahi neşriyat müdürünü, mesleki sır telâkki ettiği hususu yani yazanların ismini, açık- lamaktan men etmiştir. Bu gibi yazı- lardan dolayı maznun olarak mahke- meye sevki halinde dahi kendisini kurtarmak için neşriyat müdürünün yapabileceği hareket; müdafaa sa- dedinde ifşa etmek üzere müddeiu- mumiden müsaade istemek, ancak bu (müsaade verildiği takdırde suc mev- zuu olan imzasız yazı muharririnin adım mahkemeye bildirmektir. Cevap ve tekzip hakkı Bütün Türk matbuatı sadece bü- yük Ikınma hamleleri ve va- tan şantiyesi edebiyatı dışında, A- nadolu Ajansı bültenleriyle ıktıfaya mecbur edilmek isteniyor. Lâyihada- ki bu hükümler yanında hukukçula— rı hayretlere düşüren daha bir çok hükümler de vardır. Bunları mad- delerde tafsilâtiyle gosterecegız ir misal olmak üzere cevap hak- kı üzerinde kısaca durmamıza mü- saade ediniz. Cevap ve tekziplerden bahseden, tasarının 19 uncu maddesiyle cevap ve tekziplerin neşrinden evvel müd- jumumi kontrolünden geçınlerek gazetelere o vasıta ile gönderilmesi usulü ihdas edilmiştir. Müddeiumumiler, bu cevap ve tekziplerin suc mahiyetinde olun ol- madığım, kanunda yaralı şekil ve şartlara uygun bulunup bulunmadı- 18 ğını da tetkik ederek bir karara va- racak ve bu karar geregınce cevap veya tekziplerde münasip göreceği değişiklikleri yaparak — gazetelere gonderecektı u hal, hükümete bağlı bir me- mur olmak vasfı - hele böyle bir rol- de büsbütün galip olan müddeiu- mumiler yoliyle yalnız iktidar lehine nerelere kadar gidilebileceğini açık- ça gost bu madde ile müddeiumu- miler cevap ve tekzibin suç mahiye- tinin tayininde kat'i ve lâzimülinfaz bir karar mercii haline getirilmiştir. Buna rağmen maddenin son fıkrası cevap ve tekzipte suç teşkil eden bir mahiyet bulunduğu takdirde alaka- hlar için bir masuniyet tesis etmek mantıkiliğine dahi yer vermemiştir. ve tekziplerin kazat bir merci olmayan ve sadece adil bir sı- Turan Güneş çalışıyor İlim adamı fatı bulunan müddeiumumiler tara- an, neşirden evvel tetkik ve kont- role tabi tutulmasının Anayasamızın matbuatın neşirden evvel teftiş ve muayeneye tabi tutulmasını, yanı sansürü, katıyetle meneden 77 n maddesine mugayir olabileceği dahı tasarıda nazara alınmamıştır. Bu lâyihanın 30 uncu maddesın- deki gazete kapatma hü sayılı kanunun, yeni tadıllerıyle büs- bütün yaygın, büsbütün gayrivazıh, büsbütün tahrip edici durum cek elan suç ve suçluluk halleriyle beraber mütalâa — edilince, bilhassa muhalefet gafında gazetecilik yap- manın, fikri ve şahsi hürriyetler için de, servetler için de korkunç bir macera haline getirilmek istendiği anlaşılacaktır. İlâveten şunu arz ede- li , « Mmuhalefete meyyal basım maddi ımkansızlıklar cephesinden yıldırmak kasdiyle iktidar, politika- sını e şekilde tertip ve tanzim etmiş- tir ki, kağıt ve matbaa levamızı tah- sisleri ve resmi ilân tevziatında bü- yük payları kendini tutan gazetele- rin almakta bulunduğunu ve diğer ga- zetelerın neşre imkânlarım ir emnıyetsızlık içinde tutmak gayretini güttüğünü bu memlekette bilmeyen yoktur. Gazete kapatma mevzuunda ba- tı âleminden misaller vermek gere- kirse derhal söyliyelim ki; meselâ ne İşviçrede, ne de İngilterede boyle ceza mevcut degıldır Fransaya. gelince ancak çok ağır suçlar neti- cesi bir gazete kapatılabilir ve bu suçların da hudutları bellidir. Bun- lar (cinayet ve cürümlere teşvik, as- kerleri itaatsizliğe tahrik, milletin harp gücünü kösteklemek ve ordula- rın kuvvet maneviyelerini veya disip- linlerini bozucu veya amme huzuru- nu bozacak mahiyette haberleri sui- niyetle neşretmek) gibi devletin ta- mamiyetini alâkadar eden mevzulara münhasırdır. Derhal ilâve edelım ki 1944 yılında kabul olunan ka- nun hükümleri tatbik edılerek hıçbır gazete kapatılmamıştır Kanunumuza yemden — sokulmak istenen tahsıl şartına gelince, bu hü- küm, matbuatta fikirlerin ve kabili- yetlerin serbest münakaşa ve reka- betle kıymetlendirilmesi esasını bir tarafa bırakarak idari mekanizmama şartlarım aynı hiyerarşi zihniyetiyle gazeteciliğe de sokmaktan daha baş- ka bir manaya gelemez. Halbuki mo- dern idare ilminde dahi bu kabil şek- li kriterler bugün terkedilmeğe baş- lanmıştır..' hürriyetlerinin ayrılmaz bir parçası olan fikirlerim neşir hak- kım tahsil şartına bağlamağa çalış- mak hükümetin ricate ve geriliğe te- mayülünün, fikir hürriyeti hakkında bilgi sahibi olmadığının delillerinden birini teşkil etmektedir. Matbuat hürriyetinim düşmanları Daha 1822 senesinde" bir Fransız u, (Dupont de 1'Eure), mec lıste şoyle diyı "Mat! t hurrıyetının başlıca duşmanları, kabiliyetsiz nazırlar, se- lâhiyetlerini kötüye — kullanan me- , iktidarın millet hazinesinden besledıgı sayısız ajanlar, eski ve ye- ni sulistimallerin taraftarlarıdır. Hep et efkârı umumiyenin mürakebesin- den kaçmak mecburiyetinde oldukla- rı için matbuatı susturmak isterler." e bir mütefekkirin dediği gi- bi ehliyetsin hükümetler, büyük i timai meseleler karşısında onları an- lamak ve çözmek kudretim göstere- medikleri için matbuatı mahküm et- meli suretiyle kendilerim haklı gös- termeğe calışmışlardır. Bugünkü hukumetın durumu bun- dan zerreee farklı değildir. Tarihin gosterdıgı sonsuz misal- lere ve beşeriyetin bütün tecrübele- rine ragmen her devirde bazı insan- ların veya zümrelerin kendilerinde beşerde bulunması mümkün olmayan bara hususiyetler ve kabiliyetler veh- mettikleri görülmemiş bir şey değil- AKİS, 16 HAZİRAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: