16 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

16 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuan Sene: 3, Cilt: VII, Sayı: 110 Rüzgârlı Sok. Ovehan Kat: 3 Daire: 7 PVK. 582 — Ankara Tel: 15221 (Başyazar) 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş Neşriyat Müşaviri Metin TOKER İmtiyaz sahibi ve fazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN Umumt Neşriyat Müdürü : Hamdi AVCIOĞLU Teknik Sekreter : M. Nevzat ÜNLÜ Karikatür ; TURHAN x Fotoğraf : Hüseyin EZER Osman ÖZCAN . ASSOCIİATED PRESS TÜRK HABEBLER AJANSI Klişe : . Doğan Klişî ATELYESİ Müessese Müdürü : Mübin IOIGiR Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 34 lira İlân Şardarı : 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lir. Kapak içi 300 lıra metın sayfaları Sant m 41 Dizildiği ve Basıldığı Yer : Yeni Matbaa — Ankara Denizciler Cad. 23/B. Basıldığı tarih:14.6.1956 Kapak resmimiz: Cihad Baban İki aşk arasında -Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları eki, resmi makam sahiplerini Pk uk düşürebilecek, — onlara gosterılmesı gerekli saygıyı sarsa- vadisleri kendi gazetelerine bildir- meleri yasaktır da Türkiyenin dı- şında Türk basınım topyekün kö- tülemek vatandaşlar için hak, mil- letvekilleri için de vazife mıdır" Bilhassa milletvekilleri için vazife midir ki iktidarın orsanı, D.P. nin İzmir milletvekili Nuriye Pınarı hizaya davet edecek bir tek satırı esirgemiştir? Zafer gazetesinin böyle mevzularda ne derece has- sas olduğunu bilmiyen yoktur. Bi- zim hakkımızda bir yabancı gaze- tede en ufak tenkid yazısı çıktı mı, yahut C.H.P. nin Genel Sekreteri .B.C. nin mikrofonunda kendisine Türkiyede radyoda konuşmak hak- kının verilmediğini belirtti mi Za- fer gazetesinin başyazarları kor- kunç bir yaylım ateşi açarlar. Böy- la davranan satılmıştır, alçaktır, vatan hainidir, yahudi ajanıdır, su- iniyet erbabıdır. Böyle davrananın maksadı, Türkiyeyi küçük düşür- mektir. Biz, kendi işlerimizi kendi aramızda hallederiz. Dışarıya çı- kıp da jurnalde bulunmak, bıze ya- kışmaz. Fakat günlerdir bakıyoruz, Za- fer gazetesinde Nuriye Pınarın ağ- an dünyanın en büyük ajan- a yeryüzünün dört köşesine ya- yılan parlak fikirlerden bir tek sa- tırla dahi bahis yok. Nuriye Pınar, ayağının tozuyla Amerikaya var- dığında gazeteciler etrafım sarı- yor. Bütün Amerika için, Türkiye- de cereyan eden en mühim hadise basınla alakalı kanunlarda yapı- lan tadilat ve konulan tahditlerdir. O bakımdan muhabirler sayın mil- letvekilinin fikrini öğrenmek isti- yorlar. Sayın mılletvekılı de Türk gazetecilerinin tahsilsiz, kültürsüz, sorumsuz çocuklar oldugunu SsÖy- lüyor ve bunların şereflere, itibar- lara tecavüz ettiklerini belirtiyor. Amerikalı muhabirlerin — ağızları bir karış açık kalmışsa, mazur görmek lazımdır. Buradaki o "tah- silsiz, kültürsüz, sorumsuz çocuk- lar" dahi bir Amerikalı milletve- kili gelip de kendi memleketinin basınını kötüleseydi şaşıp kalmak- li görmüşlerdir. Ama her halde hiç birinin kulağı Nuriye Pınarın ag— zından çıkan sözler neviinden söz- leri duymamıştır. Bu bakımı D. P. nin İzmir milletvekili basın tarihinde kendisine bir yer yap- mıştır ve her halde unutulmazlığı sağlamıştır. A ma doğrusu istenilirse, kabaha- ti dışarda sarfedilen o sözler- den ziyade, içerde sarfedilen bazı başka sözlerde aramak daha doğ- ru olmaz mı? Nuriye Pınarı tanı- yanlar onun hangi saikle böyle ko- nuştuğunu anlamakta elbette ki güçlük çekmemişlerdir. Sayın mil- letvekili, partisinin yüksek kade- melerinde esen havaya kendisini intibak ettirmeye daima itina gös- termemiş inidir? Bizim kanaati- mizce Başbakan Adnan Menderes gazetecileri son zamanda yaptığı şekilde kotulememelıydı Bizim kanaatimizce Başbal Adnan Menderes hakimleri bir gece yarı- sı Meclis kürsüsünden itham etme- meliydi. Gazetecilerden de, hakim- lerden de şikâyeti olması son de- rece tabiiydi. Bizim de kendisin- den şikâyetlerimiz vardır. Ama o nasıl kendisi hakkındaki tenkidle- rin bir muayyen şekilde, bir mu- ayyen seviyede yapılmasını isti- rsa - ki bunda haklı olmadığını söylemek imkânsızdır - aynı şekil- de kendi şikâyetlerini de iltibasa mahal vermiyecek tarzda yapma- hydı. Bakınız, iltibas nasıl vuku buluyor? Bakınız, Menderesten fazla Menderesciler ne yolda be- yanat yapmaya başlıyorlar? Yarın, bir başka milletvekilinin Ameri- kaya gittiğinde kendisine hâkim- lerin tekaüde sevkedilmesi hadise- si sorulduğunda "bırakınız onları. bizim hakımlerımız tahsilsiz, kul- tursuz, sorumsuz, partızan kimse- lerdir"” diye cevap vermıyecegın- den emin olunabilir Mesele, Turkıyede yolıı açma- maktır. Bir hükümet başkanının, istediği kanunları Meclise getirir- ken taraftarları arasında bazı zümre ve meslekler aleyhinde bir hava varmış hissini yaratması şart değildir. Hattâ kendisini o zümre ve meslekler mensuplarının aleyhındeymış gibi göstermesi da- hi zararlıda*. Su dakikada Adnan Menderesin Nuriye Pınar tarafın- dan düşünülmeksizin — sarfedilmiş sözlerden dolayı memnuniyet duy— duğu akla gelebilir mi? Ama sözlerin kaynağının, kendisi tara- dan memleketin dahilinde söy- lenmiş başka sözler olduğunu his- setmesi elbette ki Başbakanı daha fazla üzecektir. Adnan Mendere- sin Başbakanlıktan başka D.P. Genel Başkanlığı sıfatı vardır. O sıfatla D.P. milletvekili sayın ba- yandan izahat istemesi ve gelecek izahat karşısında bir vaziyet al- ması son derece faydalı olacaktır. Bunu yapmasını kendisine hara- retle tavsiye ederiz. D.P. içinde bır çok kimse, his- lerıne kapılarak "yalan mı söyle- miş" diye düşünmüş olabilir. Yalan mı, bilinmez. Fakat bizce tama- miyle yanlıştır. Türk gazetecileri Nuriye Pınarın tarif ettiği kimse- ler değildir. Zaten bugün, bahis mevzuu hadise karşısında sorula- cak sual şudur: "Doğru mu yap- mış?" Bunun cevabını en ziyade se:)ahıyetle D P. Genel Başkanı ve- İ AKİS td Saygılarımızla

Bu sayıdan diğer sayfalar: