22 Eylül 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

22 Eylül 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ATÇILIK Yarışlar Dipsiz kile, boş ambar Oıumu zdeki pazar günü İstanbul yarışları sona erecek, Ankara Sonbahar At yarışları başlıyacaktı Bu yüzden Hipodromda "boya - ba- dana" faaliyetine hız verilmişti. Sa- bahları piste çıkan atların sayısı da çoğalmıştı. İstanbul yarışlarının so- nunu beklemiyen bir çok at sahibi, atlarını Ankaraya — göndermişlerdi. Ankaralı meraklılar, yarışların bir an evvel başlamasını istiyor ve sa- bırsızlanıyorlardı. Fakat Ankara ya- rışlarının, meraklıları sukutu hayale uğratacağı şimdiden — söylenebilirdi. Zira sayıları haftada üç defa yarış yapmaya esasen kafi ulunmayan yarış atları evvelâ — İzmirde, nkara ve İstanbulda koşa koşa turşuya dönmüş ve içlerinden bir çogu arızalanarak pistten ayrılmış- seb yarışla- rında seyredecegımız atlar ne kemi- yet ne de keyfiyet bakımından tat- min edici bır vaziyette bulunmuyor- lardı. Halbuki, senenin en alâkaya değer klâsikleri Sonbahar progra- mında yer alıyordu. Cumhurbaşkanı Kupası, Ziraat Bankası Koşusu, Jo- key Klüp Mükâfatı, Tarım Bakanlı- ğı Kupası, Çaldıran Koşusu bunların en mühimleriydi. Bu —koşularda az sayıda atın yer alması ve mücadele- nin mevzuu bahis bulunmaması me- raklılar kadar yarış idarecilerini de üzüyor olmalıydı. Meraklıları ve i- darecileri üzen nokta sadece bundan ibaret te değildi: İstanbuldaki müsa- mahasız muayeneler, dopingin en büyük ahırlara kadar girdiğini gös- termişti. Yarışlarda bir takım kirli işlerin döndüğü muhakkaktı ve işin fenası bu mevzularda birinci derece mesuliyet taşıyan — komiserler, hâdi- selere nüfuzda ve gereken tedbirleri almakta kifayetsiz kalıyorlardı. Bu işlerin şimdiye kadar bir düzene so- mamış olması, ister istemez bun- dan sonra da bir şeyler beklemenin yersiz olacağı kanaatını uyandırıyor- du. Doping Yarış sahalarımızın bitmek tüken- mek bilmeyen derdi dopirigti ve halen meriyette lunan nizamlar cesaretle değiştirilmedikçe bu mese- AT ve SPOR En doğru tahmin En iyi haber Çarşamba günü çıktı. Bütün bayilerde bulunur. AKİS, 22 EYLÜL 1956 lehin halline imkân yoktu. Doping cihanının başını, mesuliyetlerin sa- rahatla tayin edilmemiş olması teş- kil ediyordu. Bir hâdiseden hem ant- renör, hem jokey, hem de at sahibi mesul addediliyor ve işlenen bir suç- ta bunların hepsinin iştiraki var far- zediliyordu. Bu pratikte bir çok mah- zurlar doğuruyordu. Yarış nizamla- rının ruhuna ve tatbikatın ortaya koyduğu hakikatlara — göre, doping hadiselerinin mesulü — antrenörden başkası olmamalıydı ve olamazdı. İz- mirde oturan ve atlarını ehliyetli bir antrenöre tevdi eden bir W. Giraud'- nun, Tarsusta oturan bir Şadi Eliye- silin İstanbulda yarışan — atlarında "hasbelkader" — doping çıkıverince, hâdiseyle zerre kadar alâkaları bu- suretle atın diskalifye edilmesi hem bir masumiyetin cezalandırılmasına, hem de çok kıymetli safkanların -yetiştirilmesi için bunca emek har- canan safkanların- pistten ayrılması- na yol açıyordu. Çıkar yol Yarışçılıkla alâkalı bütün mesele- lerde olduğu gibi, doping meselesi de eder ve bu sayede değil, ancak iyi serler Heyetinin kapısına götürüyor- du. Bu heyetin muhtelif mülâhaza- larla dopıngın serbest bırakılmasına yanaşmıyacâğı biliniyordu. Halbuki dopingin serbest bırakılması hem bir- çok dedikoduyu, hem de bazı atçıla- rın haksız yere töhmet ve ceza teh- didi altında kalmalarını önliyebilir- di. Bundan başka birçok yarışçılar dopingin zararlarını bizzat muşah de öder ve bu sayede değil, ancak iyi bakım ve iyi idmanla muvaffakiyete Dopingin erişilebileceğini anlarlardı. Ankara Hipodromunda meraklılar Gözler lunmadığı halde — cezalandırılmaları revayı hak mıydı? Tek atla "yarış- çılık" denen bu zahmetli işe atılan diğer at sahipleri için de vaziyet bun- dan farklı değildi. Fakat nizamların sakatlığını anlamak için, doping felâ- ketinin büyük ahır sahiplerinin başı- na gelmesi icap etti. Doping hâdise- lerinde giderilmesi gereken bir hak- sızlık ta fiile mevzu teşkil eden atla- rın diskalifye edilmeleriydi. Bir ya- rışı kazanmasını kolaylaştırmak için kendisine doping verilen bir atın, bunda, ne günahı olabileceğini anla- mak cidden çok, ama pek çok güçtü. Bu suretle at sahibine ek bir ceza ve- rilmek istenmiş olabilirdi. Fakat bir çok zaman mümkün olmuyordu. Bu hiplerinin çoğunun bu gibi hadiseler- e alâkası bulunmuyordu . Alâkası bulunanların da suçluluğunu ispat çok zaman mümkün olmuyordu. Bu Yüksek Komiserlere çevrildi serbest bırakılması halinde bu muzır faaliyetin şimdiki kadar revaç bula- mıyacağı da ortadaydı. Hangi mülâ- hazayla olursa olsun bu serbesti; za- rarlı görülüyorsa, o takdirde yapıla- cak tek iş kalıyordu. Mesulleri ve me- suliyetlerinin hudutlarım açıkça çiz- mek. Doping hâdisesinden ancak ve an- cak antrenörler meül olmalıydı. Jo- keylerin ve at sahiplerinin mesuliyeti sadece sarih ve maddi delillerin mev- cudiyeti halinde mevzuubahis edil- meliydi. Hele atın diskalifye edilme- si gibi sakım bir usüle asla iltifat e- dilmemeliydi. nkara — yarışlarının — başlıyacağı şu günlerde Yüksek Komiserleri bek- liyen en mühim vazife nizamnamenin bu aksaklığını gidermek olmalıydı. Esasen bütün gözler ve ümitler de onlara çevrilmiş bulunuyordu. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: