13 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

13 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kurtarmıştı. Fakat davetliler işin o kadar incesini farketmemişlerdi. Fa- sih büyük bir zevkle dinliyorlardı; zaten çoktan keyiflenmişlerdi. dan as sonra yeniden — şarkılara da- vam edildi, yeniden viski — kadehleri elden ele dolaştı Sanatkârlar arasın- da meselâ Sevim Çağlayan gibi yıl— dızların Bulunmamasına üzülen vetliler vardı. Bazıları kendısını ara- Vakit çok gecikmiş, — gece yarısı arkada kalmıştı. Sanatkârlara teşekkür edildi, bu arada bir, yaver kendilerine Celâl Bayarın C. B. mar- kalı sigaralarından birer paket verdi. Bu manevi kıymeti büyük bir hediye idi. Sanatkârlar hep minnettar kal- i dışarı çıktılar başkanlıgının resmi arabaları kendilerini bekliyordu. Şo- förlere her bir sanatkârı ayrı evlerine bırakmaları hususunda ta- limat verilmişti. Otomobiller köşkün dış kapısından çıkarken iki gazeteci ile karşılaştılar; bunlar hadiseyi duy- uktan sonra tahki Oraya onlar da Bakanlar Kurulunun toplandığım duyarak gelmişlerdi, li- mitleri çıkışta bir 'bakanı yakalamak ve ondan ne gibi mühim memleket meselelerinin görüşüldüğünü öğren- mekti. Fakat resini, otomobillerin i- çınde bakanlar yerine Ankara Rad- yosunun sanatkârlarım görünce ha- dısenın hakiki mahiyetini anladılar ve haberi ona göre verdiler. Nitekim sa- dece Dünya gazetesinde Çankayada Bakanlar Kurulu toplantısı değil, bir eğlence tertiplenmiş olduğu yazıldı. Böylece hadiselerin tahrif edilmeden de yazılmasının mümkün bulunduğu ortaya çıkıyordu. Eğer öteki muha- birler de zahmet etselerdi, hatta tah- minlerini tahkik lüzumunu duysalar- dı yanlışlık . yapmıyacaklar, basının yalan havadis verdiği yolundaki it- hamları kısmen haklı çıkarmıyacak- lardı (Meselenin ince tarafı başlıklı) Gerçi hadiseyi tahrif e muhabir— lerin de kendilerine g' ze- retleri vardı. Kara beklıyen bır çok Hayati memleket meselesının mev- cudiyetini biliyorlardı. — Bakanların Cumhurbaşkanı nezdine çağrıldık- larım duyunca da hemen yakıştır- ma bir havadis, yazmışlardı. Öy- le yâ, bu meseleler dururken Çanka- ya köşkünde başka ne görüşülecekti ? Gazeteleri de haber bekliyordu. Ma- sa başında yazılarını hemen yazıver- mişlerdi. ka ince tarafı vardı. Başbakan Ad- nan Menderesin boyle hadıselerde ne- kadar hassas olduğu cümlece malüm- du. O yokken Bakanlar durulunun Cumhurbaşkanının nezdinde toplan- masının manâsı bulunmaz mıydı? İş- te, Çoluk çocuk muhabirler bunu da- hi düşünememişlerdi. Maksatları ha- diseleri tahrif edip, tezvirat mı yap- maktı. İnşallah Başbakan Adnan enderes basın kında alınması lâzım gelen 'tedbirleri müdafaa eder- ken iki gazete muhabirinin bu hata- AKİS, 13 EKİM 1956 BASIN T.C.K.Madde:161 Harp esnasında âmmenin telâş ve heyecanını mucip olacak veya hal» kn maneviyatını kıracak veya vemetini azaltacak şekilde asılsız, müstenid havadis veya haberler düşman karşısında memleketin muka- mübalâğalı veya maksadı ayan veya nakleden veya milli menfa- mahsusa atlara zarar verecek herhangibir faaliyette bulanan kimse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. Eğer fiil: 1 — Propaganda ile veya askerlere tevcih olunarak işlenmişse, 2 — Suçlu tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa ver rılecek ceza Onbeş seneden eksik olmamak üzere ağır ha r ftil, düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse cezası Muebbed ağır hapıstır Harp zamanında düşman karşısında milletin mukavemetini tehlike- ye maruz kılacak şekilde kambiyoların tedavül kıymetini düşürmeye ve- ya resmi veya hususi kıymetli evrakın piyasası üzerinde bir tesir yap- maya matuf hareketlerde bulunan kimse Beş seneden aşağı üzere ağır hapis cezasıyla cezalandırılır. Eğer fiil suçlu olmamak tarafından bir yabancı ile anlaşma neticesi yapılmışsa ağır hapis cezası On seneden ve düşmanla anlaşma neticesi işlenmişse Onbeş seneden aşağı olamaz. zamanında âmmenin telâş ve heyecanını mucip olacak şekılde haber Sulh asılsız, mübalâğalı veya maksadı mahsusa müstenid havadis veya ler yayan veya nakleden veya milli menfaatlara Zzarar verecek herhangı— bir faaliyette bulunan kimse 6 aydan 2 seneye kadar hapis ve (500) li- radan (5000) liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. Eğer fiil, suçlu tarafından bir yabancıyla anlaşma neticesi işlenmiş- se hapis cezası Bir seneden, ağır para cezası (1000) liradan aşağı hük- molunamaz Yukarıdaki fıkralarda cürümlerin takibi izne bağlı olmayıp bu nevi cürümlere müteallik dâvalar umumi mahkemelerde görülür. larını misal diye göstermez ve Çan- kayada tertiplenen eğlenceleri bile kabine toplantısı diye bildiriyor, Cum hurbaşkanının nezdinde Bakanlarının memleket meselelerile uğraştığını ya- zıyor, hadiseleri yanlış şekilde akset- tiriyorlar, buna mani olmalıyız arka- daşlar demez. Nitekim yanlış hava- disin gazetelerde çıkması üzerine baş- Sami Coşarcan İddia makamı bakanlık aynı gün şu tebliği yayın- lıyordu: Başvekâletten bildirilmiştir: Dün intişar eden bazı İstanbul Gaze- telerinin Ankara muhabirlerine atfen verdikleri haberde, evvelki gece, Çan kaya Köşkünde Reisicumhurun Riya- setınde icra — vekillerisin toplantısı bu toplantıda iç ve dış po- litikaya 'ait bazı mevzuların goruşul— düğü bildirilmektedir. Reisicumhurun Riyasetinde bir kabine toplantısı ya- pılmadığı gibi, görüşüldüğünden bah- sedilen mevzular da bittabi tamami- le hayal mahsulüdür. Bu asılsız ha- berin tekzibine Anadolu Ajansı me- zun kılınmıştır Hakikaten son za- manlarda Çankayada geceler pek hoş ve faydalı şekilde geçiyordu. Yazıda kül olarak, Reisicumhurun ikâmetgâhı olan Çankaya köşkünde gazetelerin memleket — meselelerinin görüşüldüğü yolundaki haberin bilâ- hare Başvekâletçe tekzip edilmesin- den sonra heyetı vekileden bir kısmı- umumi e dirmekten ibaret ise de, yazının muh- telif yerlerinde ve bilhassa onundu sahifenin üçüncü sütununda "O gece Çankaya Köşkünde tertıplenen kafei- ne toplantısı değil, mükemmel bir eğ- i" ve onbirinci sahifenin birin- Köşkten sa- dece kadın okuyucularla saz sanat- kârları davet edilmişlerdi; — erkekler istenmiyordu. Kafıleyı gotürmek Ü- zere de köşkün Tresmi arabaları radyo evine gönderilmişti ve kapıda beklıyordu İki saz sanatkârı, kanuni Necdet Varol ve Udi Halil Aksoy Ö- zür dilediler. Gitmiyeceklerdi. Diğer- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: