13 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

13 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Churchill "Yakit geç değil!.” da bu merakın hiçbir zaman tatmin olamamasını sağlıyacaktır. Anneler ve çocuklar bir bebek, sıhhatli ve s olmak şartı ile, bağırtı- ları ve hareketlerı ile 1ç1nde u in- siyaki arzuları açığa vurur. O buyu— dükçe onun içindeki merak ve öğren- mek arzusu, yeni birşeyler yapabıl— mek, tekâmül etmek a aşkı o nis- pette büyür. Büyüklerin onu kolları— na alarak havaya kaldırmaları en büyük arzusudur. Fakat havaya kal- kar kalkmaz tatmin edilmiş olmadı- ğım hissettirir, dolabın üstüne doğru yeni bir hamle yapar veya yere indi- rilip, tekrar çıkarılmak ister. Ne ya- pılırsa yapılsın o memnun değildir; daima yeni arzuları, yeni merakları vardır. Büfenin kapağını açık bulur bulmaz derhal elini içine daldıracak, çanak çömleğ dışarıya çıkaracak— tır. Bulduğu her eşyayı elliyecek, mu- ayeneden geçirecek, her eşyaya yep- yeni bir vazife vermek 1stıyecekt1r Daha büyüyünce aileyi sual yağmu- runa tutacak, bir sualden başka bir sual çıkaracaktır. Tıpkı bir keşiften başka bir keşif, çıkaran âlimler gibi.. Evet çocukla büyük işler başaran a- damların kafa mekanizmasında mu- azzam bir benzerlik vardır:. Daima merak etmek ve suallerin peşini bı- rakmadan bir netice çıkarmak az- mi!. erhangi İşte annelerin çocuklarında en çok baltaladıkları bu hamleler büyükle- rin sürü insanı olmayıp birinci plân- da bir insan olmasını sağlamaktadır. Ne yazık ki anneler bu sahada farkı- na bile varmadan gocuklarına ilk 26 darbeyı indirirler. Saatin nasıl isledi- ğini merak ederek onu urcalayan çocuk muzur bir haylaz, bir eşkıya addedılır ceza görür. Çocuklara an- nelerin yaptıkları tavsiyeler daıma tehlikeden, fevkalâde — işler yapmak- tan kaçınmak, herkese benzemek ve mütevazi, "risksiz", emin bir hayatı seçmektir. Vakıa cemiyete intibak etmek şarttır ama, bu muhakkak sü- rünün peşine takılmayı icab ettirmez. İnsan bir gaye uğruna sürüden ay- rılmasını bilmelidir. Bu taktirde sü- rüden başka insanların bu cesur insanı takib edeceği muhakkaktır. Herkese benzemek, fakat daima her- kes gibi hareket etmemek.. İşte 1â- zım olan budur ve insanı büyük adam yapan şey de budur Çocuklarda dıkkatı çeken bu me- rak ve devamlı yenilik arzusu balta- lanmamak, bilâkis beslenmelidir. Dün yada gerek ilim, gerek edebiyat ve sanat, gerek siyaset sahasında mu- vaffak olmuş tek insan yoktur ki bu iki hisse birden sahip olmasın.. Me- rak ve terakki arzusu birleştiği tak- tirde, ihtirastan ço aha kuvvetli olur. Galilee muhtelif ağırlıktaki eş- yaları atıp onların düşüş zamanım not ederken ihtirastan çok merak ve öğrenmek azmi ile hareket ediyordu. Fabre da günlerce karıncaların yuva- sı Üzerinde, iki büklüm onların haya- tını tetkik ederken ve insiyak ile mantığı birbirinden ayırt etmeğe ça- lışırken birgün meşhur olacağını de- ği, elde etmeğe çalıştığı bir meçhul ol- şünüyordu. Tarihte 1sım yapmış bü- tün büyük insanlar "neden" sualini terketmiyen ve yeni cevaplara daima yeni sualler bulan insanlardır. Yeni meraklar er insanın normal işinin, normal faaliyetlerinin yanında merak etti ği elde etmeğe çalıştığı bir meçhul ol- malıdır. İnsan boş zamanlarını öl- durmege çalışacağına — kendisini bir merak"a vermelidir. Herkes gibi herşeyi basit gorunuşu ile değil, gizli tarafı ile görmeğe çalışmalıdır. Bir- çok insanlar yeni simalardan, fikirlerden korkar ve kaçarlar kat tesadüfen bunlarla temas temin- ederlerse bunları beğendiklerini, tam bir mutabakat halinde olduklarını gö- rürler ve fırsatı kaçırmamış oldukla- rına bin defa şükrederler. Böylece kar şılarına yepyeni fırsatlar çıkan, bu yepyeni fırsatlardan istifade eden bir çok insanlar vardır ki hayattan duy- dukları yepyeni bir zevki bu tesadüfe borçlu olduklarım itiraf ederler. İn- san yeni ve geçilmemiş yollara sap- tıkça, bu yollarda yeni keşiflerde bu- lunarak yürüdükçe yavaş yavaş ha- yata yeniden doğduğunu hisseder ve tıpkı annesinin etrafında dönen ço- " " cuk gibi "neden alleri yağmağa başlar. Çocuklarını eglendırmek için Karagöz oynatan bir kadın bu eski oyunun inceliklerini merak etmiş ve kısa zamanda bir sanatkâr merakı ile kendisini bu işe vermiştir. Kırk yaşından sonra ömründe ilk defa to- rununa bir küçük entari dikmek ü- zere dikiş dikmeğe heveslenen bir başka kadın, kısa zamanda, — gayet zevkli bir bebek mağazası açmış ve muvaffak olmuştur. Zaman ve yaş meselesi eni bir işe başlamak için zaman kıtlığı hiçbir zaman mevzuubahis değildir. İnsanın zevkle yapacağı herşey dinlendiricidir. Şunu da unut- mamalı ki umumiyetle hayatta bü- yük işler başaran insanlar zamam en kıt olan insanlardır. Harriet Beecher Stowe, altı çocuklu bir kadında. Ba- şını kaşıyacak vakti yoktu. Fakat mutfakta yemek hazırlarken, hesap kagıtları uzerıne bir roman yazma» a başlamıştı. "Tom Amcanın Kasa- sı' böylece meşhur oldu. Yeni bir işe başlamak için çok ih- tıyar olmak diye de birşey yoktur. unu Churchill'e ve Adenauer'e söyleyiniz, bakınız ne cevap alacak- Her ne olursa olsun insan doğar- ken içinde taşıdığı merak ve devamlı araştırma arzusunu hiçbir zaman terketmemelidir. Anneler çocuklarım daima herkes gibi hareket eden ro- botlar halinde yetıştırmemelıdırler Unutulmamalıdır ki, "yeni bir fikre doğru yöneltilen insan kafası hiçbir zaman eski dar çerçevesine döne- mez", İşte daha beşikte darbe yiyen insan inkişafının ilk şartı da budur. Moda Üç kadın tipi 956 - 57 modasının bir hususiyeti de yaşlı kadın mefhumunu ortadan kaldırmasıdır. Her kadın gençtir, is- terse daha da genç olabilir. Nede olmasın? Vaktile kadınlar 30 yaşın- dan itibaren yaşlı sayılmazlar mıydı ? Daima genç kadın Tip No: 1 AKİS, 13 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: