13 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

13 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER. cak katılabilirlerdi. Hür. P. hemen mutabakat istiyordu. Hatta, bir de tarih koymuştu. 30 eylülden sonraya kalacak cevaplar nazarı itibara alın- mayacaktı. 80 eylülden evvel — gele- cek cevaplarda da "buldugunuz bü- tün çareler pek mükemmeldir efen- dim" denilmezse, Hür. P. nde hidde- tin uyanacağını bir hafta sonra her- kes anladı. Hakikaten C.M.P. teklifi pek cid- dıye almamıştı. Genel İdare Kurulu 12 Ekimde toplanacaktı, o zaman teklif görüşülecekti. Buna mukabil Muhalefet partileri arasında işbirli_ğini samimi surette istediğin- Kurulunu, müteakiben de Parti Mec- lisini toplantıya çağırmış, Hür. P. nin muhtırasını müzakereye — koymuş, menfi olmayan bir de cevabın zama- nında verilmesini sağlamıştı. Fakat cevapta, tabiatile, "bulduğunuz bü- tün çareler pek mükemmeldir efen- dim" denilmiyordu. C.H.P. nin de kendisine ait mülâhazaları, teşkilâtı bakımından mükellefiyetleri, nihayet fikirleri ve kanaatleri vardı. Hür. P. her halde kendisini parlak fikirlerin ve doğru kanaatlerin inhisarcısı ad- detmiyordu. C.'H.P,.nin cevabının bir tek manası mevcuttu: Prepsip itiba- rile işbirliğini biz de zaruri buluyo- ruz, teklif yapmanız yerinde olmu tur, oturup konuşalım! Cevabın bun— an daha müsbetini düşünmek, ancak amatorlugun delilini teşkil edebilirdi. Halbuki Hür. P. nin İstanbuldaki merkezine, -Recep Pekerin evi-, sanki bir bomba düşmüştü. Ateşli hatıpler derhal Anadoluya çıktılar ve C.H.P. ye ver yansın ettiler. O hatipler ki başka bir partinin lideri, Osman Bö- lükbaşı. Hür. P. ne tarizde bulundu- ğunda "Muhalefet partileri birbirle- rini kötüle memelidirler" diye feryat etmişlerdi. Ateşli hatiplerin başında Genel Sekreter İbrahim Öktem ve Turan Güneş geliyordu. Ama bun pek basit ve pek çocukça bir sebebı vardı. Aleyhtekiler ve lehtekiler ür. P. nin ilk muhtırasının hazır- lanması kolay olmamıştı. —Hür. P. işbirliği fikrini İttifak halinde be- nimsemıyordu urucular arasında görüş ayrılıkları vardı. lçlerınden bir kısmı ötekileri . nin kuklaları olmakla suçlandırıyordu Kanaatle- rince işbirliği. Hür. P., nin gelişmesi- ni güçleştirirdi. D.P. mütemadiyen Hür. P. ni İsmet Inonuyu yeniden İktidara getirmeye çalışmakla — it- ham etmiyor muydu? C.H.P. ile iş- birliği yapmak bu ithamlara hak ver- dirirdi. Böyle görüşlere karşı, en zi- yade iki kurucu cephe almıştı: İbra- him Öktem ve Turan Güneş. Gerek İbrahim Öktem, gerekse Turan Gü- neş memlekette İsmet İnönüye ve C.H.P. ye karşı bir husumet olduğu 1ddıasın1n hayal mahsulü olduğunu belirtmişler, bilhassa Turan Güneş bunun aritmetik delillerini vermiş € nin son derece kuvvetli oldu— ğunu belirtmiş, iktidarı almak için 6 Kapaktaki politikacı Dr. İbrahim Öktem 1954 seçimlerinin — arifesinde, yoklamaların yaklaştığı o ha- raretli günlerde, Bursa D.P. il teşkilâtı — listesine — Memleket Hastahanesinin Başhekimini de almak için-bir hayli gayret sar- fediyordu. O tarihlerde Bursa Memleket Hastahanesinin Baş- hekimi, Operatör İbrahim Ök- tem'di. İbrahim Öktem çok ma- hir bir operatör olarak şöhret yapmıştı. Yurdun en uzak kö- şelerinden, onun neşterinden şifa aramaya — gelenler oluyor- du. Hakikaten onun zamanın- da Bursa Memleket Hasta- haneai intizam ve temizlik ba- kımından diğer devlet hastaha- nelerde örnek olacak bir hale gelmiş ve hastalar için çile dol- durulan, eziyet çekilen, bir yer olmaktan çıkarak derde. der- man bulunan bir şifahane ol- muştu. Böyle bir başhekim dün yanın neresinde olursa olsun elbette sevgi toplardı İşte Bur sa D.P. teşkilâtı, bu sevginin mahreki olan operatorü almak- la listesine kuvvet kazandıraca- ğını biliyordu. Nitekim adaylıgı kabul eden İbrahim Öktem, yoklamaları rahatça atlıyarak, 1954 seçimlerinde Bursa mil- letvekili olarak B.M.M. ne gir- di i. Bundan 52 yıl önce Kara- man'da hali vakti yerinde bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gözünü açan İbrahim Öktem, 1954 seçimlerinde milletvekili seçildiği ana kadar fiili politi- kaya fazla bir alâka duymamış, u saha ile ilgilenmemişti.. Fakat müilletvekili seçilince mesleğim bir yana bırakıp politikanın içine girmek zo- runda kaldı. Hele "İspat hak- kı" tasarısına imza koyması ve onu takip eden hadiseler, Hür. P. nin kurulması onu polıtıka— nın tam ortasına itti ve orada bıraktı. 1954'ün sevgili başhe- kimi kendini bir anda bir mu- halefet partisinin genel sekre- teri olarak politika girdapları- nın tam ortasında buldu. Vazi- fe cidden çok ağırdı, tecrübeye ihtiyaç gösteriyordu. Fakat İb- rahim Öktem de Hür. P. li bir çok arkadaşı gibi politik tecrü- beden mahrumdu. Bu tecrübe- sizlik zaman zaman kendim a- çığa vuruyordu -Geçen hafta Konyada olduğu gibi-. Hür. P. nin muvaffakiyet şan- sı tecrübe kadar aklı selime İhtiyaç gösteriyordu ve İbra- him Öktem ile arkadaşlarının bundan mahrum olduğu iddia edilemezdi. ışbırlıgımn zarurı bulunduğunu orta- Kendisini İbrahim Ök- tem hararetle desteklemişti. — Karşı tarafta bilhassa Ekrem Alican ve ar- kadaşları vardı Hem.unutulmamalıydı ki Hür. P. içinde bir kaynaşma, işin başından beri mevcuttu. Bir çok kurucu, bir kaç kişinin partiyi istedikleri yere sürüklediğinden — şikâyetçiydi. Bir zümre hakimiyetinin kurulmasına mü saade etmemek lâzımdı. Şahsi kırgın- lıklar zaman zaman tatsız neticeler veriyorduk Meselâ Feridun Ergin kendisini Hür. P ayrılmış sayı- yor ve toplantılara katılmıyordu. Yaz ortasında çıkan ihtilâf bir türlü ya- tıştırılamamıştı. Gerçi bunlar bir aile içindeki hır-gür mahiyetindeydi, a- lan iş. siyaset olduğundan herkes tedbirli davranıyordu. CHP. nin cevabı gelince, İbrahim —Öktem ve Turan Güneş kendilerini müstak- bel tarizlerin 1 numaralı hedefi ola- rak gördüler. Bundan kurtulmanın çaresi ise, Anadoluya çıkıp C.H.P. nin aleyhinde bulunmaktı. Nitekim başta Konya, bir kaç şehri dolaştılar ve Osman Bolukbaşının yaptığı gibi on- lar da C.H.P. nin ve şahsen İsmet İ- nönünün aleyhinde bulunmayı marifet saydılar. Hem de bu çok çocukça işi çok çocukça yaptılar. C.H.P. ne bul- dukları kabahat şuydu: İktidara gelmek istiyordu! Bir muhalif par- tinin iktidara gelmek — istemesinden daha tabii, acaba ne olabilirdi? Fakat nel Merkezinde, C.H.P. nin cevabma karşı partinin tutumu dahi: henüz resmen belli ol- mamışken iki milletvekilinin "Osman Bölükbaşı taktikleri"ne — başvurması iyi karşılanmadı.. İbrahim Öktem ve Turan Güneş muaheze edildiler. Karışık bir tebliğ Geçen haftanın sonunda Hür. P. mesülleri nkarada — Menekşe sokağının başındaki yeni — merkez- lerinde işte bu hava içinde toplan- dılar. Hatipler ateşlerini orada dök- tüler. C.H.P. bu kadar parlak fîkırlerı niçin okluğu gibi kabul, et- memişti, niçin işi rakmıştı? - Bu, bir suiniyetin ifa- desiydi! Zaten C.H.P. işte böy- i!, Hür. P. tek başına mücade- le etmelıydı Baksanıza İsmet İnönü CHP. liler hiç de uysal değil- lerdı' Düşününüz, Hür. P. mensupla- rı toplanıyorlar, o kadar emek vere- rek rejimi kurtaracak bütün tedbirle- ri -Herde' kurulacak Meclisin çalışma müddetine kadar- bulup ortaya koyu— yorlar da âlâ "görüşelim" diyor. Bu, nasıl olabılırdı? Bu garip ve demagojik mütalealan Fevzi Lütfi Karaosmanoğlunun aklı selimi dağıtamadı. Lider yalnız kal- mıştı. Halbuki Fevzi Lütfi Karaos- manoğlu müzakere talebinin naza- rı dikkate alınmasını istiyordu. Ni- tekim Bulvar Palas otelinin yanın- daki binada bu tartışmalar, cereyan ederken o, fikrini soran gazetecilere "Ben umıdvarım dedi. Ama ortaya çıkan, acaip bir tebliğden başka şey AKİS, 13 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: