20 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

20 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K A D | Cemiyet Modern kadın C emiyetimizde "modern" olmaya heveslenen birçok kadın Vardır Bunlar saçlarını seon modaya göre ta- rar, Dior'un yeni modellerını muvaf- fakiyetle tatbik ederler. Hareketlerin- deki serbesti, konuşurken seçtikleri kelimeler, zararsız olmakla beraber, cemiyetimize göre biraz falda- cüretli addedilir ve bu yüzden "modern" ol- maya heveslenen kadınlarımızın . ya- muhafazakâr tipte geniş bir kütle nazarı dikkati celbeder. Halbuki "mo- dern" olmak, yalnızca dış gorunuş ve bir gösteriş degıld n "Modern" olmak zamana uymak, onunla aynı tempoda koşabilmek, buyuk güçlükleri büyük bir zerafet, neşe ve espri ile yenebil- mek demekti Plâstik bir ruh adem ki plâstik devrinde yaşıyo- ruz, mutfağımızı kolayca temizle men plâstik malzeme ile teçhiz edebi- lir, birkaç saniyede yıkanıp birkaç dakikada kuruyan ve ütü istemiyen çamaşırlardan istifade eder veya evi- mizi iİç açıcı rahat koltuklar, işleri zevk haline getiren modern aletlerle doldurabiliriz. Ama, kolaylıkları neş'e ile kabul ederken asrımızın ka- dınlara getirdiği güçlükleri de, aynı güleryüzle — karşılamak durumunda olduğumuzu aklımızdan çıkarmama- lıyız. Yaşadığımız plâstik devri biz- en aynı Zzamanda, plâstik bir ruh 1stemektedır Yanı saglam fakat yu— ı 9dern kadın Üç vasfı var AKİS, 20 EKİM 1956 N Yirminci Asır ve Biz Bu hafta AKIS 1n Kadın sayfası okuyucuları öodern — kadın" hakkında" uzunca bır mallirte bu- lacaklar. Yazı titizlikle tatbik e- dilmiş testlere, uzun etüdlerin mahsülü olan muşahedelere dayan- maktadır ve bugün yalnız memle- ketimizde değil, dünyanın birçok yarlerinde kadın hakkında ileri sü- rülen muhtelif rivayetlere, ciddi- yetle cevap verebilmesi bakımın- dan ehemmiyet taşımaktadır. Modern kadının yalnız şekil ve dış manzara itibariyle yeniliklere Öözenen bir gösteriş meraklısı ol- mayıp zamanın büyük dâvaları i- çinde bütün varlığı ile yaşıyan, zamanın halledilmek istenen mü- him problemlerine emeğinden bir- şeyler katmaya çalışan, herşeyden evvel insanlığa, cemiyete, evine ve çocuklarına daha faydalı olmağa gayret eden cesur bir kadın ol- duğunu bu yazıyı okuyunca anlı- yoruz. Gene bu yazıyı okuyunca anlıyoruz ki, kadınları dış hayata atan, onlara insan haklarını ve hürriyetlerini bağışlayan devrimiz yaptığı işten hiçbir zaman pişman- lık duymıyacaktır. Çünkü modern hayata ıntıbakını yapabilen ' mo— humuna hiçbir zaman bu derece yaklaşamamıştır. Serbest, neş'eli, hafif bir dış manzaraya rağmen kadın hiçbir devirde bu kadar cid- di, bu kadar derin olmamış ve hiç- bir devirde büyük dâvaların üzeri- ne böyle titizlikle eğilmemiştir. Yalnız yazıda gözden kaçamıya- cak bir başka hakıkat gizlidir: Bu da modern kadının hayatta mu- vaffak olabilmesi için birçok cep- heleri olması icab ettiğidir. İşte yazının bu tarafı, çalışma hayatı- na atılarak para kazanan kadınla- rın ev hayatlarını ihmal edip bed- baht olacaklarımı kadınları sa- adeti ve huzuru kaybedeceklerını iddia edenlere bir cevap teşkil et- mektedir. Tek cepheli bir kadın "modern kadın" değildir. İsterse o kucaklar dolusu para kazansın, mesleğinin en parlak zirvesine u- laşsın. eğer entellektüel sahada gösterdiği muvaffakiyet yalnız bu sahada kapalı kalıyor, hissi ve pra- tik sahaya intikal edemiyorsa bu ka dın zamana intibakını tam olarak yanamamış kadındır. Onu vaktile yalnız kilerini kitleyen, evini te miz tutan, çocuklar ina güzel y mekler yedıren tek cepheli ev ka— dınından ayırt etmemize imkân yoktur. Olsa olsa o çalışma saha- sını — değiştirmiştir ve yalnız so- Jale CANDAN ğanı duvarlara — asmasını bilmek kadına nasıl saadet getiremezse, yalnız yazıhaneye gelen müşteri- nin itimadını kazanmak ta kadına istediği — şeyleri — veremiyecektir. Fakat bugün eyle bir kadın mev- cuttur ki zekâsını ve mantığını er- kek gibi kullanır. Fakat his saha- sında da zamana ayak uydurma- sını bilmiştir. En kuvvetli hisleri- ni kontrol edebilir; üzüntü ve ke- derlerini, sukutu hayallerini us- talıkla etraftan — gizleyip onlarla mücadele etmesini becerir. Fakat bunları yapabildiği için kendisini kalın bir hissizlik kabuğu içine ka- pamayı da asla aklından geçirme- miştir. Kadınsız ve hissiz bir ha- atın, manasım kaybedeceğini o herkesten iyi bilmektedir. İyi his- lerinden, aşktan, dostluktan, için- deki şefkatten ısınmak ve etrafını ısıtmak için istifade eder. Evi, mu— hiti, hayır cemiyetleri, memleket ve insanlık ondan bırşeyler bekle— mektedir. Modern kadının dört da- varı işte bu kadar genişlemiştir. O artık ne pedagojiye, ne memle- ket işlerine, ne de siyasete lâkayt kalamaz.. Sokakta dolaşan serseri çocuktan, bir rejim buhranından, hemcinsleri — arasındaki bir fazla lüks merakından biraz da ken sini mesul hissedecektir. Entellektüel ve hissi sahada bü- yük başarılar kazanan kadın aca- ba hep ciddi klâsik tayyörler için- de mi dolaşacaktır? Hayır onun üzerinde Dior'un son modelinin bir kopyesini görmek kimseyi mamalıdır. O boncuk satan portacının . önünden dahi bakma- dan geçemez. Çünkü onun hakiki bir modern kadın olması, yenilik arzusunu pratik sahaya da intikal ettirebilmesine bağlıdır. "İnsan bu kadar çok cepheli o- labilir mi?" suali akla gelebilir Elbette insan herşeyden evvel t mayüllerine, istidatlarına göre bır şahsiyet kazanır. Bir kadının en- tellektüel olduğu kadar pratik ve pratik olduğu kadar da hissi ola- bilmesi mevzuubahis değildir. Her kadın bu üç sahadan birinde daha fazla temayüz edecek, diğerlerinde az çok açıklar verecektir. Mesele U üç sahanın ve değişik cephele- rin mevcudiyetini kabul etmek, eksiklikleri bilerek boşlukları dol— durmaya çalışmaktır. Muhakkak olan birşey varsa modern kadının hayata atılırken bir hayli yüklen- diğidir. Fakat kadınlar alışveriş etmesini ve güzel birşey satın al- mak için ellerindekini — vermesini çok iyi bilirler. 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: