20 Ekim 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

20 Ekim 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B A SI N Adalet AKİS hakim önünde akimlerin ortada oturanı sanığa döndü ve: '— Son söz olarak söyleyecek bir şeyiniz var mı ?" diye sordu. | Sanık ayağa kalktı ve "var efen- dim" dedi, sonra Önünde duran zarfın içinden kâğıtlarını çıkardı. Suali so- ran hakim Ankara Toplu Basın Mah- kemesinin reisi idi; il Guneşoglu du Sanık 1se Metin To- niçin esaslı bir müdafaaya lüzum görmediklerini izah etmiştı , Eski vlet lu vafa— çirdiği ağır bir hastalık yüzünden son celseler katılamamıştı. Sahir Kurut- luoğlu demişti ki ” — Bir sene on ay küsur günü id- rak etmiş bulunan bu dâvada huku- ken söylenmemiş iç bir cıhet kal- ıştır. a ve ife miş olduğumuz — fikirleri tekrardan TİZ. hukuki prensible- a hey'etinizce göz önünde tutulacagına esasen kani bu- lunmaktayız. Bir iki nokta üzerinde kısaca dü- şündüklerimizi telhis edersek: 23/11/ 95 tarihli ve 252 sayılı Devle Ba- kanlığı başlığını taşıyan dâv, - cılmasına muvafakati bıldırılen yazı lan tâdat ve tasrih etmemiş bulun- maktadır. Israr edilmesi hususunda fikirleri - mizi arzederken, temas ettiğimiz gibi, Ankara C. M.U. liği dahi huzurunuza dâva olarak getirdiği bu mevzuda, Akis mecmuası nüshalarının ihtiva eylediği hangi yazılardan dolayı ta- tayin etmeyerek, u- mumi bir lisan ile müsaade istemiş bulunmaktadır. , Bir hukuk müessesesi olarak, şi- kâyetten farkı olmayan muvafakatin suç unsurlarını ihtiva eylediği iddia olunan her bir yazı hakkında sarih bir ifadeyi taşıması iktiza eyler Bu ıtıbarladır kı hukuken, i kati da değildir. Resmi kayıtlara geç— 4 miş ye Devlet — Bakanlığı Arşivinde bir nüshası resmen saklanmış, Devlet Bakanlığının muvafakatidir. Halbuki fiil. şâhsa müteveccih ve şahıs aley— hine, işlenmiş suçlardan olduğuna gö- re, bir makamın değil, "şahsın muva- fakatinin inzimamı, kanaâtımızca za- Bu 1t1barlad1r ki, yine kân usulu dairesinde ıstıhsal n açılmasına esas teşkil eyleyecek bir muvafakat mev- cut bulunmamaktadır Bunlardan ayrı olarak ve muhake- mesini iki seneye yakın bir zaman içersinde rüyet eylediğiniz suç, inan- dığı bir fikre sadık kalan bir yazarın, müdafaa ettiği tezden ibaret olup, kı- saca ifade edılmek lazım gelirse bir fikir suçu Bo ulmu lunmasına g hukuk çerçevesi da fikir ve fikir suçları sinde mütalea etmenizi istirhama hâk kazanmış bulunuyoruz. Mahkümiyete — esas teşkil eyleyen fiil ile, 80 inci maddenin tatbikini is- tilzam eyleyen fiilleri yekdiğerinden tefrik ve sadece kendi hudut ve şu- dairesinde mütalea eylediği- man, bilhassa (Kâğıt Üzerinde DeVır) başlığını taşıyan yazıdan gay- ri, suç teşkil eyleyen makaleler ma- tufiyet ve delaletleri bakımından mü- dahile müteveccih olduğu — kabule şayan görülemez. "Nitekim bu husus, beraat kararınızda tayin ve tasrih edilmiş bulunmakda idi. Bir yazının cemiyette, fikir suçu olarak, suçdan zarar gördüğü iddia olunan şahsı incitmesi ve gadre uğ- ratabilmesi, cemiyetin ekseriyeti ta- rafından bu mânada telakkıye müsa- Sahir Kurutluoğlu Mirabeau — gibi mümkün olduğu kabul edilebilir. it ve anlaşılması takdirde suç olarak kasdimizi, angi Za- hiri delillerle tayin etmiş olduğunu anlamakda müşkilât çekdiğimiz bedi- hi ve derkardır Bir başkasının anla- olmadığımıza ve istidlallerle böyle bir neticeye varmanın da hukuku rencide edeceği muhakkak bulunmasına göre bu ölçüler, 1çersınde bahis mevzuu yazılarda, bir suç şemmesı vardır de- nemeyeceği bedahetıne inanmış bulu- nuyoruz Geriye (Kâğıt Üzerinde Devir) baş- lığını taşıyan ve ilk bozmada buna taallük eyleyen, ıtırazların reddi se- bebi ile, artık üzerinde münakaş dilmesinin mümkün olamayacağı nok tasına temyizen ilişilerek, suça mev- zu teşkil eylediği kabule müsait bu- lunan yazıya gelince: Bu hususda da ısrar istediğimiz diğer celsede, lerimizi — bildirmiştik. Simdi yukarda bahsettiğimiz hudut içinde hitap ederek, Mirabeau'nun bir sözü- nü hatırlatırım: Mirabea "Bir insanı yok etmek bir hayatı Bir fikri yok etmek, ahrip etmektir" der. Bir usül sebebi ile, kanaatlarınız ve ve takdirleriniz bizi mahkumıyete doğru sevk etme m ve istika- metini almak mecburiyetinde kaldı- ğınız takdirde, takdir — ölçülerinizde Mirabeau'nun bu sözleri de bir parça olsun yer alsın. Hadisemizde — varsa, usül ve şekil bakımından bir tek suç Vardır deni- lebilir ki -kanaâtımızca o da yok- tur- bu suçda da sıfat ve hizmete yer Verılmemıştır Sıfat ve hizmetin ha- ricindeki meselelere teveccüh edil- miştir Kanunların kat'i olarak sınırlaya- madığı suçlarda, bu hududu tayin hükmetme mantığı ve uzun yılların, adalet tevziinde sizlere — yerleştirdiği nasafet hisleri ile mümkün olacaktır. Bunda da fikir itibarile, adalet itiba- rile ve binnetice cemiyetin nef'i iti- barile elbette ki fayda vardır Kararınızda bu ölçüler içersinde kaldığınıza ve — kalacağınıza her an- man inanmış bulunuyoruz. Bu müda- faalarımız kabule şayan görüldüğü takdirde, fikri manen mahküm etse- niz bile, kanunun te'cil ile bahşettiği tenkil yolunu istimal suretile madde- ten ayakda tutmuş olursunuz. Su ağdur, kanun ve delil elınızdekı dosyadadır Takdir sizlerindir." Metin Toker konmuyor Sahir Kurutluoğlunun konuşmasın- dan sonra müdahil vekili söz al- mak istemişti. Fakat bu talebi usüle aykırı olduğundan Tredde uğramıştı. Sanık avukatının müdafaasını sanı- ğın son sözü takip ediyordu. Nitekim Metin Toker reisin daveti uzerıne ko- nuşmaya başladı ve dedi AKİS, 20 EKİM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: