November 9, 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

November 9, 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M U S Skandallar Alkış yerine n galiz hataları tekrarlamaktan sadist zevki alan ve bunu ar- tık ıtıyat haline getiren Devlet Ope- rası, 1957-58 mevsimine geçen yıl- dan kalmış bir eserle, Bellini'nin "La — Sonnambula"sıyla — başlayıp, mevsimin açılış galası gıbı parlak bir olayın tesirini ve önem içe in- dirdikten birkaç gün sonra bu mev- sim repertuara alınan ilk yen ese- ri sundu. Franz von Suppe'nin adı ve sanı kalmamış adî opereti 'Boccaccio" Türkçe adıyla "Aranan Şair", için yenı ve "eser” kelimeleri burada ncak' bir cümle gelışı olarak kulla- nılmaktadır Mükellef bir opera zi- yafeti bekliyen seyırcılerı Devlet O- perası, böylece çurumu şalga la temsil edildiğini afişlerde ilân etmek, Devlet Operası Müdürlüğünün başka bir marifetiydi. Operetin sahneye konuşu, oyna- nışı ve söylenişi, mektep müsamere- sinden farksızdı Profesyonel sahne e çıkan o adamlar ve kad hıç mi tıyatro dersi gormemış- lerdı” O uydurma bale sahnesinde rol alan dansçıları Devlet Ki tuvarı nasıl mezun etmişti ? Böyle bir temsilin seyircilerine sinirden tik ge- lebilirdi. Aczin, ehlıyetsızlıgın, zevksızlıgın bu derece rtık "köt dutları içine gırerdı "Boccaccıo gı- bi bir maskaralığı mezarından çıkar- tıp Devlet Operası sahnesine yatıran bu nekrofilleri tenkit etmek hatta yuhalamak, yapılan işe fazla kıymet vermek olur. Opera Da Ponte'nin hikâyesi Cosi fan tutte, yahut Kadınlar Böy- le Yaparlar. Halen Devlet Opera- sında temsil edilmekte olan bu nefis AKİS, 9 KASIM 1957 İ K İ Mozart operasının librettosu, kadın- ların neyi nasıl yaptıkları konusunda ihtisas sahibi bir zat tarafından ya- Yalnız bu operada değil, , inü" ve "Don Gio- vanni"dede Mozartla başbaşa çalışan Lorenzo Da Ponte b k bir dahi ile işbirliği etmış olması saye- sinde tanınmaktadır. Aksi halde hiç- bir musiki ve edebiyat tarihçisi, bu adamın ilgi çekici hayatını araştır- mak . ihtiyacım hissetmiyecekti. Na- sıl olmuştu da bu sathi, değersiz şa- ir, bu tecrübesiz, bilgisiz tiyatro ya- zarı, Mozart gıbı bir bestecinin mu- sikisi ıçın en uygun çerçeveyi sağ- lamıştı? Böyle suale ancak şu cevap verilebilir: Belki Da Ponte'den daha iyi bir yazar, "Bir operada şiir, musi- kinin itaatkâr çocuğu olmalıdır" di- yen Mozart'ın arzusuna boyun eğe- mezdi. Genelevden İmparator sarayına orenzo Da Ponte, 1749'da Vene- dik civarındaki Ceneda bugün- kü Vittorio Veneto- kasabasında doğ- muştu. Asıl adı Emanuele Conegli- ano idi. Yahudi olan anne ve babası din değiştirince o da, kendisini Vaf— tiz eden papazın, Lorenzo Da Pon nin ismini aldı. Genç yaşındayken ka— tolik papaz oldu. Yakışıklı, zeki, ateşli bir delikan- zamanda imansız, perva- Sabahleyın biraz dua, öğleden sonra biraz kumar, ge- ce biraz kadın." Venediklilerin bu üç hayat kaidesinden birincisini Da Ponte ancak vazife diye yapar, ikin- cisine aldırmaz, fakat üçüncüsüne can ve gönülden kendini verirdi. Ve- nedikte San Luca kilisesinde papaz- lık yaptığı sıralarda, Angioletta Bel- laudi adlı evli bir kadınla metres ha- yatı yaşamaya başladı. Angioletta on yaşından beri fahişe hayatı yaşardı. Bir müddet sonra beraberce bir ge- nelev açtılar. Da Ponte, sırtında pa- paz cüppesiyle orada keman çalıp müşterileri eğlendirirdi. Gün geldi ki resmi makamların sabrı taştı. Da Ponte, ahlaka muga- yir hareketlerle ve "namuslu bir ka- dını kaçırmak" -namuslu kadın, An gioletta' ydı suçlarıyla itham edildi ve onbeş y müddetle — Venedikten sürüldü. Avusturyaya vardığı zaman Al- manca olarak, huduttaki — hancının karısıyla geçırdıgı bir gecede öğren- diği bir kaç aşk kelimesinden baş- ka bir şey bilmiyordu. Buna rağmen, imparatorun tiyatrolarının şairliğine talip oldu. İmparator ona, kaç tane piyes yazdığını sorduğu zaman, Lo- renzo hayatında belki ilk defa ola- rak namuslu bir cevap verdi: "Hiç, haşmetmeap' Bu c cevap ımparatorun hoşuna gitti. "İyi, iyi" dedi. mek ki bakır bir ilham perisine sahıp ola cağız." Bunun üzerine bakir ilham peri- si, vazifesine başladı. Yaptığı iş, baş- kalarının piyeslerini kesip biçip ken- dine maletmekti.Eserlerinden an- cak üç tanesi bir dâhinin eline dü- Da Ponte ismini ebedileştirmek bahtına eriştiler. Beaum rchaıs nın piyesi üstüne hazırlanan "Figaro", Mozart'ın fikriydi. "Cosi fan tutte"- nin kaynagı bilinmemektedir. "Don Gioyanni" ise, hem meşhur zampa- ranın maceralarını anlatan İspanyol piyesinin bir adaptasyonu hem bir bakıma Da Ponte'nin hayat hi- kâyesidir. Namussuzluk, ahlaksızlık Zina... ar, pervasız papazın ez- bere bıldıgı şeylerdi. Bazı mütehas- sıslara güre Da Ponte'nin ve Mozart'-' ın dostu bir başka meşhur zampara- nın, Casanova'nın, "Don Giovanni"- nin hazırlanmasında rolü rasının librettosunu nasıl yazdığını şu sözlerle anlatıyor: "Ev sahibimin onaltı yaşında güzel bir kızı vardı. İlhamım soğumıya başladı mı zili çalardım; o erhal odama gelir bana hararet verirdi." Bakkallıktan profesörlüğe mparator JoseFin ve ölümü üzerine Da Ponte yeniden beş parasız kaldı; Londra'ya gitti ve orada bir müddet kralın tiyatrosun- da Librettocu olarak çalıştı. 43 ya- şındayken genç bir kızla evlendi. "Bu yaşta, şayanı hürmet evli erkekler, metres tutarlar; bizim gibi adi mace- raperestler de evlenirler" — diyordu. "Aşağı yukarı meşur” beş çocuğun babası oldu. Fakat borçları durma- dan yükseliyordu, kurtulmanın tek çaresini kaçmakta buldu. New Yorka vardığı zaman yanında sadece bir keman, bir seccade, bir çaydanlık, bir sandık dolusu kitap ve bir kutu keman teli vardı. Orada bakkallık yapmıya başladı. Artık, "taçlı başlar için şiirler değil, sucuk ve kuru rikler için faturalar" yazıyordu. Gü- nün birinde, Columbia College'in ida- recilerinden Clement Clarke Moore ile tanıştı. Onun desteğiyle Manhat- tan Gençlik Akademısını kurdu. A- kademinin broşüründe, "kendisine e manet ve tevdi edilen gençlerin ah- lâkına bilhassa dikkat edileceği" ya- zılıydı. 1825 yılında Da Ponte. Co- lumbia'nın ilk İtalyan — edebiyatı profesörü oldu. DDaha sonra, teşeb- büs kabiliyeti sayesinde, New Yo k' un ilk opera binasının inşa edilme- sinde büyük rol oynadı. 1838 yılında 89 yaşındayken Öldüğü zaman New York operasının sanatkârları yatağı- nın etrafında göz yaşı döküyorlardı. Son dakikalarında yanına bir Katolik papaz çağırmıştı. — Anlaşılan nadim olmuş, cehennemde yelpaze bulun- madığını tahmin etmişti. Mozart'ın ,, Bahçelievler DÖRT MEVSİM ANA OKULU İYİ BAKIM - MODERN TESİSAT TEMİZ VE BOL GID Bahçeli evler 19 cu Sokak ANKARA TEL 334 25 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: