November 9, 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

November 9, 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rüşmenin Zarureti ortaya çıkmıştı. Nitekim vilâyette — Hayreddin Erk- men ve Abidin Potuoğlunun da iş- tirakiyle yapılan toplantıda aksi is- tikamette yeni bir ka!l Hakikaten, D P. müzakere yapmamıştı ki onun ağzın- dan cevap verilsin. Hatta Grubun bir. başkam, bir idare heyeti dahi yoktu. D. P. milletvekilleri seçim- lerden sonra bir tek defa toplanmış- lar, Cumhurbaşkanı, Meclis Başka- nı, Başkan vekilleri, idareci üyeler adaylarını seçmişler”, sonra dağılmış- lardı. Hal böyleyken, Grup adına ibr tebliğ neşretmek milletvekilleri arasın da hassas çıkacakları rencide edebilir- di. Bunun iyisi Grubu hafta sonunda toplantıya çağırmak, meseleleri orada izah etmekti. Nitekim hemen o ak- şam radyoda okunan tebliğde Gru- bun halihazır durumu tetkik ve ge- reken kararlara varmak maksadıyla toplantıya davet edildiği bildiriliyordu Başlayan telkinler İ stanbuldaki toplantıdan bir gün sonra D.P. nin-Ankaradaki organı Zaferi İstanbuldaki organı l—lavadısı açanlar her iki gazetenin, kendi viyeleri dahilinde bir telkini yapma— ya başladıklarını gördüler. Hedefin D. P. azaları kimsenin tereddudu yoktu. Hükümet çalışamaz hale getirilmek isteniliyor- du, tedbir almak lâzımdı! Bu İeit- motive'in eskı D.P. milletvekilleri 1— çin bir yeniliği yoktu. İcra organ teşrii organa bütün antıdemokratık tedbirleri böyle aldırtmıştı. Muhale- fet hükümeti çalışamaz hale getiri- yordu: Basın kanunu lazımdı.. Muha- lefet hükümeti çalışamaz hale getiri- yordu: Toplantı kanunu lâzımdı. Mu- halefet hükümeti çalışamaz hale ge- tiriyordu. Secim kanunu lâzımdı. Şim- di aynı nağmeler kulakları doldurma- ya başlar başlamaz, bu haftanın orta- sında Ankara sıyası çevreleri "Ta- mam" dediler, "yeni antidemokratik tedbirler peşınde koşuluyor". Acaba olduğunda hiç. Grup, hükümeti çalışabilir hale getir- me yolunun antidemokratik kanun- lar olmadığını hala anlıyamamış mıy- dı ve bir tek milletvekili çıkıp "Ya- --, biraz da, şu milletin arzuladığını reyiyle ifade ettiği sistemi, usulleri denesek demiyecek miydi? Doğru hafta ıçınde Ankarada D. P. mil- letvekıllerıyle temas fırsatını bulmuş olanlar o bakımdan fazla nikbinlik sebebi bulamamışlardı. . adayları elekten geçırılerek tesbit edilmişti. Gerçi buna rağme Meclis çalışmalarına iki hafta fasıla verilmesi Grupta güvenilir kimselere bir nabız yoklaması yaptırılması ga- yesini de güdüyordu. Ama buna rağ- men, hele şu ılk günlerde Genel Baş- kanın Gruba hakim olmasını yadır- gamamak lâzımdı Tesbit edilen taktik B üyük D.P. idarecileri seçimlerden sonra nasıl bir vaziyet alınacağı hususunda son derece müteredditti- ler. Adnan Menderesin sinirli olduğu görülüyordu. İdeal arkadaşlarından üçü, Fatin Rüştü Zorlu, n Kala- fat ve Namık Gedik aşırı sertlık ta- raftarıydılar. Bilhassa Emin Kalafa- ta bir şeyler olmuştu. Başbakanı mü- temadiyen ifrata itmeye çalışıyordu. Hattâ bir kısım beyanatıyla müstak- bel hükümeti dahi angajman altında bırakmaktan çekinmemişti. Genel Başkan mütemadiyen onlarla bera- ber olduğundan, muhtemelen bu tesir- lerin altındaydı. itidal taraftarı yordu. Meclis lerın 1çındeyd hafta içinde — Ankara siyasi çevreleri İktidarın ilk başta bir şid- det rejimini deneyeceğini tahmin edi- yorlardı. Menderes V. ükümetinin o zihniyetteki ihsanlardan kurulma- sı sürpriz sayılmıyacaktı. Bunların içinde Takrir-i Sükün kanunundan bahsedenler dahi vardı. Şiddet yo- luyla ne kadar sükünet temin edile— davrandığı hissedili- aşkanı da aynı his- Barlasın Tevkifi eçen haftanın sonunda Cuma sabahı, sütçülerle çöpçülerden başka kimselerin görünmediği Caddesinin hemen basındaki bir apartma- nın 4 numaralı dairesinin kapısını çalan iki kişi, kapıyı asan hizmetçiye, ev sahibini görmek istediklerini söylediler. nik caddesindeki apartmanın 4 numaralı, dairesinde C.H.P saatlerde Selanik Parti Meclisi üyesi, eski — Ekonomi larından Cemil Sait Barlas otururdu.. kapıda görün Savcılıkta kendisinin tevkif edildiğini söylediler. P. Parti Meclisi üyesi ve e iki polis nezaretinde bir taksi içinde Tevkif hadisesinin üzerinden dört saat 13 de C. H. doğru yola çıkarılmıştı. bini öğrenmek istediğini bildiriyordu. Ama o bu telgrafa bir cevap verildiğini AKİS, 9 KASIM 1957 Bir kaç dakika karşısındakilerin polis olduğunu ve duyan olmadı. daha sokaklarda Sela- ve Ticaret Bakan- sonra e hemen hazır- den bu yana YURITTA OLUP BİTENLER bilirse, o kadarı kar sayılacaktı. Zira bunun, uzun vadeli bir politika ola- mıyacağını, şiddetin söktürülemiye- ceğini en müfritler bile seziyorlardı. Ondan sonra bir takım manevralar- la yumu a yolu açılabilir, normal hayata avdet edilebilirdi. Sinen siner, sinmeyenle anlaşılabilirdi. O zaman Menderes V. hükümeti yerini Men- deres VI. hükümetine terkeder, sert- liğin ve şiddetin mesuliyeti yeni yeni Göktürklerin sırtına bırakılarak on- lar tasfiye olunur, hattâ | Ahmet Emin Yalmandan "İşte Ad- nan Menderes bir defa daha hatadan döndü, zaten bu onun en büyük vas- fidır..' tarzında — başmakaleler - bile beklenebilirdi. Nitekim bu haftanın başında An- karada, gazetecilerin elinde bir ka- nun taslagı dolaşıyordu. Rivayete gö- re P. Grubuna böyle teklif yapı- lacaktı. Teklifte Meclis müzakerele- rinin dahi yazılmaması isteniliyordu. Ama gazeteciler, bunu, "Muhalefet çevrelerinden temin etmişlerdi. Ne var ki Zafer gazetesinde Çarşamba günü büyük basın mütehassısı Veli- beyin üslübunu pek andıran bir üs- lüpta bir fıkra çıktı. Muharrir, tas- lağı pek beğendiğini bildiriyor, ağ- zından adeta ballar akıyordu. Aslın- da meselenin üzerinde ciddiyetle dur- mak dahi i Zira İktidar çevrelerinde planlar hazırlanıyordu ama, kuvvetli bir Mu- halefet de bu hafta içinde Ankarada boş durmuyordu. D. P. nin taktikle- rı ziyadesiyle iyi şekilde kavranmış- Üstelik ortada, 1957 seçimlerinden Vvel mevcut bulunmayan bir yeni faktör vardı: Millet, hangi rejim i- çinde yaşamak azminde — olduğunu hiç bir tereddüde mahal bırakmaya- cak şekilde ifade etmişti. Aksi isti- kamette ilerlemeye çalışmanın ne u- zun, ne kısa vadeli hiç, ama hiç bir faydası yoktu. mid, bu hakikatin D. P. Genel Başkanı tarafından görülmesindeydi. C. S. Barlas Adanaya goturuldugutaksıde "Bu da geçer...”

Bu sayıdan diğer sayfalar: