14 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

14 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hollandada ve Fransada enflâsyonun kötü sonuçları karşısında tedbirler ve çareler arayan hükümetler, ilk iş olarak yatırımları kısmak veya dur- durmak, tem istihdam politikasından vazgeçmek gibi yollara — başvurmuş- lardır. Bu tedbirler ise, bilhassa İn- giltere gibi tam istihdam politikası den, yani işsizliğin hiç olmazsa % 4-5 gibi düşük bir nisbette kalma- sını isteyen bir memlekette, işsizliği arttıracaktır. Esasen, başta Amerika Bırleşık Devletleri olmak üzere Ka- ve diğer bazı memleketlerde işsizlık gittikçe artmaktadır. Deniz ticareti, son derece kritik bir safha- dadır. Birçok gemi limanlarda demir- li durmaktadır. Bizde işsizlik hiç bir zaman tamamen giderilmemiş ve hat- ta azaltılmamışken, şimdi hüküme- tin yeni politikasının bu işsizliği ar- tırıp arttırmıyacağı merak edilmek- tedir. Bununla beraber, memleketin dış ticaretinin durgun bir safhada ol- ması, istihsal alanında da fazla ha- reket görülmemesi yanında yatırım- ların kısılması, işsizliği had bir safha. ya sokacağa benzemektedir. Ham madde yokluğu, endüstrinin tam ran- dımanla çalışmasına, esasen birkaç MESKENLERİ nomik ve sosyal olayların baskısıy- ladır ki, mesken meselesi ile ilgi- lenmek zorunda kalmışlardır. Me- selâ, İngilterede 19 uncu yüzyılın ortasına doğru en yüksek seviyeyi bulan endüstrileşme yüzünden şe- hirlerdeki işçi nüfusunun — artması sonunda, malsahipleri evlerin ya- nındaki bahçelere ve avlulara bile barakalar yaparak ve evlerin oda- larını daha da bölerek mesken azlı- ğından faydalanmanın yolunu bul- muşlardı. Fakat bir tek odada bir ailenin yaşaması gibi sağlığa aykırı şartlar yanında bu — meskenlerin havasızlığı ve güneşsizliği, su, ha- vagazı gibi medeni — vasıtalardan mahrum olması, buraları birer has- talık yuvası haline sokmuştu. Ve- rem, Kolera gibi hastalıklar fakir işçi mahallelerinde halkı kırıyor ve aynı zamanda şehrin hali vakti ye- rinde olan ailelerine yayılıyordu. Fransada mesken dâvası onse- kizinci — yüzyılın özelliği olan "sa- nayi ihtilâli'nden çok evvel başla- mıştı. Çünkü bir yandan nüfus faz- lası, diğer yandan da spekülâsyon yüz uııde arsa fîatlarının yüksel- mesi fakir halkın kötü mıştı. Böylece fakır işçi aileleri pis- lik, hastalık v tsizlik içinde yaşıyorlardı Bu duruma bir çare ulmak isteyenler daima olduğu gi- bi, hastalığı Portadan kaldıracak yerde onun belirtilerini ve tesirle- rin| azaltmağa veya bunları halk- tan gizlemeğe çalıştılar. Bu suretle meselâ Berlinde ondokuzuncu yüz- yılın ortasında "kışla" tipi evler mesken derdine çare olmak üzere inşa edilmiştir. Halbuki yapılacak iş hastalığın sebeplerini ortaya ko- yup bunlara çare bulmaktır. Maale- sef, bugün dahi dün nyanın birçok yerinde mesken proble mi ilmi bir şekilde ele alınmamış ve olayların a- kıntısı ile idare edilegelmiştir İşçi meskenleri davasının Batı- AKİS, 14 ARALIK 1957 da bile mesken polıtıkası içinde in- celenmemiş olm bir takını karışıklıklar doğmuştur. Bir müddet için şehirlerin dışında fa- kir halk ve işçiler için ayrı mes- kenler inşa edilmiş, sonradan da blok apartmanlar inşaatına hız ve- rilmiştir. Aynı karışıklığa bizde de rastlamak mümkündür. Birçok şe- hirlerde ve bu arada İstanbulda ev- velâ işçi mahalleleri kurulmasına doğru gidilmiş, sonra da blok apart- manlar inşası fikri ortaya atılmış- tır. Şehirler dışında kurulan işçi meskenlerinin hava, güneş ve bah- çe gibi tabit şartlar bakımından el- verişli olmalarına karşılık, birta- kım mahzurları olduğu da meydan- dadır. Bilhassa bizde ulaştırma im- kânlarının azlığı, şehir dışına su, havagazı gibi belediye hizmetlerinin götürülememesi, işçileri âdeta me- deniyetten uzak bir hayat sürmeğe zorlamıştır. İstanbul gibi büyük bir şehrin tam göbeğinde yaşıyanların bile yazın su azlığından, kışın da su çokluğundan doğan aksaklıklar yüzünden susuz kaldıkları gözönün- de tutulacak olursa, şehir dışındaki işçi evlerindeki hayatın ne kadar çekilmez bir halde olduğa kendi- liğinden anlaşılır. Şehir dışındakı evlerın bu belediye hizmetlerinden m bulunmala- rı yanında bir de ulaştırma zorluk- larını hesaba kattığımız zaman işçilerin sosyal hayatın nimetlerin- den de tamamen uzak kaldıklarını, sinema, tiyatro gibi kültür kay- naklarından -eğer paraları varsa- faydalanamadıklarını görürüz. Bu- na karşılık, şehirlerde yapılacak iş- çi meskenleri de işçiler için hastaha- ne, teşkilâtlanma, eğlenme gibi ko- laylıklar sağlamalarına rağmen ar- sa fiatlarının yüksekliği dolayısıyle elverişli bulunmamaktadı beple şehirlerde yapılan i ışçı mesken— leri yüksek gelirlilerin oturduğu ma- hallelerin yanlarında, kenar mahal- yıldır engel olmaktadır. Ham madde- si yurtta bulunan birçok endüstri de makine ve vasıta yokluğu yüzünden işlememektedir. Bu suretle Türkiye yeniden fasit bir dai- renin içine düşmüştür. Halen dışarda 30 kuruşa geçen Türk lirasının değe- rindeki bu düşmeyi belki durdurmak mümkün olacaktır. Fakat bir paranın bu şekilde değerini kurtarmak bütün meseleyi çözemiyecektir. İşçiler için herhalde durum bu yeni ekonomi po- litikası devresinde de Adil AŞÇIOĞLU leler olarak ortaya çıkmaktadır. Biz- de bilhassa gecekondular onsekizin- ci yüzyılda Batıda gelişen endüstri şehirlerinin dolaylarında doğan işçi mahallelerinin yeni bir modelinden başka birşey değildir. Sadece son yedi yılı ele alırsak, memleketimiz- de bu süre içinde 7.000 işçi meskeni yapıldığını ve bunların da şehirler- den ve her türlü medenıyet vasıta- larından uzak olduğunu görürüz. Bu tempo ile de işçi meskenleri dâ- vasının yüzyıllar boyunca sürünce- mede kalacağı meydanda Günümüzde işçi meskenleri ve ucuz meskenler politikasını memle- ketin genel mesken politikasından ve şehircilikten ayrı olarak ele al- mağa imkân yoktur. Bu sebeple İ- mar Bakanlığının İlk ele alması ge- reken nokta, bütün memleket için bir mesken politikası çizmek olma- lıdır. Böyle bir politikanın gerçek- leştirilebilmesi de herşeyden önce arsa meselesinin halli, mesken inşa- sı - yatırımlarının planlaştırılması inşaat malzemesi istihsalinin arttı- rılması gibi birtakım — faktörlere bağlı tadır. Memleketi- mizde arsa fîatlarının alabildiğine yükselmesi, nüfusun — gittikçe art- ması, köylerden şehirlere doğru bir nüfus Aakınının başlaması, evsiz barksız insanların kendi başlarına bir mesken yaptırabilecek gelire sa- hip olamamaları, ekonomimizin mesken inşaatını karşılamaktan u- zak bulunması gibi sebeplerle işçi meskenleri dâvasının halledileceğine inanmak çok zordur. Çünkü biz, hü- kümetin arsa fiatlarında bir indir- me yapacağına, spekülasyona engel olacağına, hazineye ait — arsaların büyük bir kısmını mesken ihtiyacı- na ayıracağına,, mesken inşaasını ve yatırımlarını arttıracağına veya teşvik edeceğine ve ekonomimizin inşaat ihtiyaçlarını karşılıyacağına bugünkü ekonomik şartlar altında, ıl'ıtımal veremiyoruz. değişmeyecek- 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: