28 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 34

28 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 34
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S P O R Bir Yıl Özlenen başarılar T ürk Sporu 1957 nin son birkaç gü- yaşarken düşünecek ve . Bir yıl daha arkada kalıyordu. hemen her kolunda hatıra zincirleri bir sinema şeridi gibi gözlerin önün- den geçiyor ve bütün spor meraklı- ları, bir futbol ekibinin hasırlanma- sında pek geniş bir vakit olarak bili- nen, bir atletin ve tenisçinin yetiş- mesınde mühim rol oynayacak id- manları içine alan, bir boksörün dö- vüş hayatının onemlı bir — parçasını teşkil eden "bir yılın" daha geçtiği- ni hissederek hâlâ 1956 veya 1930 daki yerinde duran Türk Sporuna üzüntü ile bakıyorlardı. Ancak, her yeni yıl gibi ümidle başlayan 1957 neden Türk Sporu için mühim bir yer tutmuyor- du? Neler olmuştu? Hangi küçük se- beplerden dolayı 1957 yılı Türk sporun da evvelki yıllardan farksızdı ? Sporu- muza bir türlü yerleşmeyen "modern zihniyet" aranması gereken ilk se- bep miydi? Herhalde değildi. Olan- ların ışığı altında bir arama yapılır- sa görülecekti ki, sporun her ko- lunda bir alfabe manzarası dahi gös- termeyen çalışmalar, üzerinde — bir zihniyet veya sistem tartışması ya- pılmayacak kadar geriydi. Türk Spo- ru, muasır dünya sporunun dev adım- larla yaptığı ilerlemeye katiyen ayak uyduracak durumda değildi. Sporu fertlerin başarılarından uzaklaştıra- rak cemiyetin muvaffakıyetı haline getirenler zaman zaman cuları hakkında mühim açıklamalar- a bulunmuşlardı: "Türkler ferden üstün, kabiliyetli sporculardır. Ancak uygun olmayan çalışmalar, ekip, sporlarında ki sistemsizlik sonunda başarıdan uzaklaşmaktadırlar" de- mişlerdi. Halâ usul hakkındaki kav- galar, bazı ahlâk münakaşaları, teş- kilâtsızlık veya şahsi kaprislerin za- rarlı tesirleriyle mücadele eden Türk poru, bu son yıl içinde de en ufak bir adım atamamış, başarı gibi görü nen bazı "tefsir” ler hariç, bitmiyen bir "çekişme" den ileri gidememişti. İşte son yılın vakaları 1957 de Türk Futbolu, grafik ola- rak muhakkak bir iniş eğrisi çizmiş- ti. Esasen kurulmamış Türk Futbol mektebinin ihtiyaçlarda görülen ek- sikliğinden sonra, alaylı futbolcular ve alaylı idareciler elinde kalan fut- bolumuz, sadece İstanbulda ileri gö- rünmüş, manasız yere reddedilen ba- zı milli maçlarla, kulüplerin teşkilât üzerindeki elle tutulan baskıları so- nunda teşkilât, idari selâhiyetlerini ve kuvvetini adeta ybetmiş, Dünya Kupasına iştirak hakkı elden gitmiş, Hakem meselesi futbolumuzu kemi- ren iri bir kurt olarak büyümüş, tri- 34 bünleri her harekete küfür eden bil- gisiz seyirciler doldurmağa devam etmiş, profesyonellik talimatnamesi keskin bir kılıç hüviyetinden kurtul- mamış, ekipler teknik olarak takım oyunundan çok fert başarılarına da- yanmak yolunu tercih etmiş ve Türk futbolu, Avrupada ,zaten — olmayan notunu gene kazanamamıştı. Millet olarak çok güvendiğimiz ve başarıla- rına alıştığımız Güreş Sporu ise 1957 senesini bir teşkilât kavgası olarak geçirmişti. Dünya Güreş piyasasının büyük ismi Vehbi Emre bu yıl içinde, Türk teşkilâtından ayrılmış, — Türk Güreşinde büyük bir başarı payı olan Nuri Boytorun gene bu yıl içinde Türk Güreşçilerinin başına getirilmemişti. Dünya minderlerindekihakimiyetimi- zi elde etmekiçin büyük çalışmalara Engin Ünal Türkiye için rekor! girişen Rusların, Olimpiyatlarda ve Dünya Şampiyonasında gösterdikleri cidden tehlikeli duruma karşılık ted- bir düşünecek yerde bir iç — bünye kavgasına giren Güreş teşkilâtı İler- de hasıl olacak "müthiş" vaziyetler için şimdiden mesuliyet payını ha- zırlamıştı. Bünyesine Fenerbahçe - Galatasaray rekabeti girdikten son- ra talihsiz bir ilerleme gösteren Türk Basketbolunun bu ilerlemesi, davul ve zurnaların ışığı altında tribünle- re inhisar etmiş, Türk — Basketbolu Avrupa Şampiyonasında bütün iddi- alara rağmen final grubuna dahi çıka- mamış, | numaralı Basketbolcumuz Yalçın Granit basketbolu bırakmıştı Türk Basketbolcuları Viyana — se hatlerinde görülmemiş dısıphnsızhk örnekleri vermişlerdi. Teşkilât — ki- fayetsiz görünm ve yeni kaideler, bu sporumuzda "fundernental" prob— lemi hal edilmezse yıkıcı tesirler ya- pacağı anlaşılmıştı. 1957 Ölü Türk Atletizmi için de ölü yıllarından biri ol maktan ileri gitmemişti. Bu kolda müspet veya menfi en ufak bir kıpır- danma olmamış ve Türk' Atletizmi- nin hakikaten öldüğüne inanmak i- cabetmişti. Aynı durumda olan ve an cak bir iki turnuva ile yaşadığını is- pata çalışan Türk Boksu Avrupalı rakipleri ile boy ölçüşecek durumda olmadığını Prag ve Ankârada gös- terdikten başka, teşkilât hakkında olagelen daimi şikâyetler gençlerin artık bu spordan uzaklaştıklarım da anlatmıştı. 1957 yılında tok bir spor kolu, teşkilâtsız ve yersiz olduğu halde mevsimin verdiği kolaylıkla hayli ha reketli görünmüştü. Bu kol yuzmey- di. Bir günde peşpeşe on bir mevsim- de elli defa Türkiye rekoru tâzeliyen Engin Unal, Selma Hassan veya Yıl- maz Özüak gibi gen çler "Havuzsuz Türk Yüzücüleri" olarak başarı ka- zanmışlardı.Ancak, deniz — suyunda elde ettikleri ve yalnız kendilerine mahsus şampiyonluklar, Avrupalı rakipler karşısında veya enternasyo- nal havuzlarda yapılmadığı için bir sportif değer taşımıyordu. Kendi ken- dilerine çalışarak yetişen Türk Yü- zücülerini dış piyasada her hangi bir deneme yarışına yollamayan teşkilât aynı zamanda 50 metre veya 55 yar- dalık beynelmilel ölçülü bir havuzun yapılması 1çın en ufak bir göstermemiş ve bu yönden pek de parlak olmıyan bir not kazanmıştı. Gazetelerin spor sayfalarını — sık sık işgal eden ve yüzmeden aşağı kalmıyarak yüzlerle Türkiye rekoru kıran Haltercilerin şimdilik ne ka- dar geri oldukları, Tahranda yapılan şampiyonada anlaşılmıştı. Jiri Korb- le gibi çalışmayı arzulayan, fakat çalışacağı zaman karşısında ne teşki- lâtı ne de sporcu bulamayan ehliyet- li bir Çekoslavakyalı antrenörü, ek- siklikleri basına bildirdiği için kovan Voleybol Federasyonu bu spora son darbeyi indirmiş. Bisiklet ve Hendbol sporları uykularına devam etmiş, sa- bir "orta oyunu" -olarak vasıf- landırılacak İstanbul Enternasyonal Turnuvası ile vakit öldüren — Tenis meraklıları bir hiç olarak devam eden bu sporu bir "sosyete" haline dökerek modern alâkasızlıklarım göstermiş, Dağcılık ve Atıcılık şahsi gayretler- den jimnastik okul dersi, olmaktan ileri gidememişti. Bu tablo, dünyada milyonları pe- şinden sürükleyen modern sporun, Türkiyedeki bir yıllık kışa görünü- şüydü.. Bazan maddi zorluklar, ba- zen hesapta olmayan politik güçlük— lerle karşılaşarak yuvarlanıp giden Türk Sporu, sahasız, hocasız ve programsız bir yılım daha kapamak- tadır. Yeni yıl yeni ümitler yılıdır. Fakat, herhalde Türk Sporu için de- ğil... AKİS, 88 ARALIK 1957.

Bu sayıdan diğer sayfalar: