28 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

28 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şekilde hazırlanmıştı. Antidemokr: tikti. Kürsü hürriyeti, dokunulmazlık müessesi de gene anayasaya aykırı bir şekilde karanlıklara sürükleni- yordu. Konuşurken heyecanından yerii de duramayan yalnız Barutçu degıl- di Dıkensız gül bahçe şampiyonu Tevfik İleri de yerinde — duramıyor ve ikide bir kalkıp, koridora çıkıyor ve cebinden çıkardığı pürosunu diş- leri arasına kıstırarak ateşliyor, an- cak aradan bir i dakika geçtikten sonra içerde olup bıtenlen merak et- tiğinden pur yu söndürüp — yeniden salona giriyor ve Hükümete ayrılan yerdeki koltuğuna oturuyordu. Doğ- rusu dikensiz gul meraklılarının hu- zuru iyiden iyiye kaçmıştı. NATO fatihi ise bir türlü ortalıkta görün- müyor ve muhtemelen müzakereleri yukardaki odasından takip ediyordu. Barutçuyu Komisyon adına konu- şan Hamdi Sancar, onu da C. M. P. Grubu adına söz alan Osman Cana- tan ve D.P. Grubu adına Sebatı A- taman takip etmişlerdi. doğ- rusu kürsüden bir, huk kç nun "Hurme onlara ki orada konuşulur, Hicap edilir onlara ki orada susulur” cümlesini naklederek inen Barutçu dan sonra kim konuşursa konuşsun büyük bir şanssızlığa uğramış demek- ti nitekim' de fiyle oldu. Barutçudan sonra salon bir anda yarıyarıya bo- şaldı. Hele kursuye Beh at Bilginin çıkması salondaki avuç milletve- kilinin de busbutun azalmasına sebeb oldu. Vakit bir haylı gecikmiş, her- kesin karm acıkmış Ziller çalıyor ünün en enteresan, en kuvvet- konuşması Turhan Feyzıoglu tarafından Söz sırası C.H. mılletvekıllerınden Suphi Baykama aitti, Ama Baykam, sırasını Feyzioğ- luna bıraktığını söyledi. Bunu söyler söylemez de salonda bir uğultudur yükseldi. D. P. liler olanca kuvvetle- riyle: "— Olmaz öyle şey!" diye bağı- rıyorlardı. ; Ancak halen yürürlükte olan İç tüzük son derece sarihti ve pek âlâ r hatip, sırasını bir başkasına bıra- kabılırdı Nitekim Başkan da İçtüzü- ğe uyarak —Feyzioğluna söz verdi. Feyzioğlunun kürsüye ıkması ile de Meclis koridorlarındaki ziller çal- maya ve salon dolmaya başladı. Fey- zi oğlu konuşmasına son derece ente- resan bir şekilde girdi. İktidar hatip- leri ve bilhassa Behzat Bilgin, ge- tirmek istedikleri iç tüzük tadilâtına ait maddelerin Fransız anayasasın- dan ve Fransız içtüzüğünden alındı- ğını söylemişti. Feyzioğlu çantasın- dan, her iki kitabı da çıkardı ve işte bahsedilen kitaplar buradadır ve bunlarda Behzat Bilgin arkadaşı- mızın bahsettiği maddeler yoktur, Behzat Bilgin arkadaşımız hilafı ha- kikat beyanda bulunuyor. İşte kanun ve iç tüzük. Gelsin var olduğunu id- dia ettıgı maddeleri göstersin, dedi. Ancak daha Feyzioğlu kürsiye çık- AKİS, 28 ARALIK 1957 tığında Behzat Bilgin başına gelecek- leri biliyormuş gibi salonu terk etmiş- ti. Feyzioğlu dünyanın muhtelif mil- letlerinin Anayasalarından örnekler verdi. Getirilmek istenen tasarının tamamen antidemokratik olduğunu madde madde izah etti. Biraz sonra Behzat Bilgin müdafaa sadedinde söz aldığında anlaşıldı ki Bilginin Fran- sız Anayasasınnın ve İç tüzüğünün içinde var olduğundan bahşettiği maddeler meğer 1875 anayasasında imiş. Salonda bir defa daha kahka- halar yüksekli. — Feyzioğlu kursude konuşurken Meclisin eskıde "yayla- cılar" namiyle maruf D. P. lilerinin oturduğu sıralara oturmuş olan Os- man Kavrakoğlu, Osman Kapani ve Mükerrem Sarol arkadaşlarıyla pek hararetli bir sohbete dalmışlardı. Sa rol, ikide bir kürsüde konuşan Fey- zioğluna bakıyor ve sonra cebinden çıkardığı sonzamanlarda eczahane- lerimizde bulunmaz olan. nezle men- diline burnunu sili yordu. Anlaşılan sabık Devlet Bakanı nezle olmuştu. Değişen Başkan Vaktın bir hayli ilerlediği ve Tev- i İlerini bir türlü yerinde oturamaz olduğu saatlerde Başkan- lık divanında bir değişiklik — oldu. Fikri Apaydının yerini Agâh Erozan aldı. Anlaşılan D. P. liler muhakkak surette bucelsede iç tüzük tadilâtım çıkarmak istiyorlardı. Nitekim biraz sonra da kifayeti müzakere takrirle ri verilmeğe başladı. Son olarak D.P. den Hilmi Dura uzun bir konuşma yapmı ve salon hemen hemen tama- men boşalmıştı. Kifayeti müzakere taktirleri reye konulduğunda Başkan takrirlerin kabul edildiğini — söyler söylemez muhalefet sıralarından bir Bülent Ecevit Zarf ve mazruf YURTTA OLUP BİTENLER itiraz yükseldi. Beyler iyi sayılma- mıştı. Başkan önce bu itiraza aldır- mak istemediyse de ısrarlar karlı- sında lehte Ve aleyhte rey verenlerin ayağa kalkarak sayılmalarına karar verdi. Reyler sayıldı. Kifayeti müza- kere kabul edilmişti., Başkan Ekosen maddelerin müzakeresine geçileceği- ni söyledi. Muhalefet beş altı ki- şi hariç salonu tamamen terk et- mişti. Birden bu beş altı kişinin de ayağa kalkarak salonda — ekse- riyet kalmadığını yoklama yapıl- masını istedikleri görüldü. liler gene itiraz etiler. Ama sürür- lükteki içtüzük sarihti. Beş kişi a- yağa kalkar, yoklama — yapılmasını isterse yoklama' yapılırdı. Bir iki da- kika sonra Başkan Erozan, Hüküme- te ayrılan sıralarda oturan Emin Ka- lafatla belki onuncu defa pusulalaş- tıktan sonra salonda ekseriyetin kal— madığını söyliyere oturumu cum gününe talik ettiğini bildirdi. Mu— halefet, on saat üç dakika süren bir oturumdan sonra sabaha karşı saat birde bulduğu taktıkle iç- tüzük tadilâtının' kabulünü iki gün daha geri atmış oluyordu. C. H. P, Milletvekilleri son derece zeki ve us- taca hareket etmişlerdi. Bu Muhale- fetin artık yabana atılmayacak bir kuvvet olarak Meclis içinde de ken- disini gostermege başlamasının ba- riz deliliydi. Dikensiz Gül meraklıları ile gü- lü sevenler arasındaki maçın ilk haf- tayımı böylece berabere neticelenmiş olarak sona er erçi vaziyet gülü sevip dikenine katlananların eninde sonunda ofsayttan da olsa bir gol yi- yeceklerini gösteriyordu. ama bu yoldakı mağlüpların galıp sayılaca— ğı bilinen bir hakikatt C. HL E, Merkez ve Teşkilât u hafta Ankaraya gelen AKİS o- kuyucusu bir C. H. P. il başkanı eski partinin yenimesullerinden bi- rine merakla sordu: "— Beyfendi, okuduk ve çok se- vindik. Parti bir Araştırma Merke- zi kuruyormuş. Artık batılı usullerle çalışılacak, o Merkez bilhassa Mec- is Grubu azalarına faaliyetlerinde lüzumlu malzemeyi temin edecekmiş. İşe ne zaman girişiliyor? Her hâl- de, plânlar hazırlanmıştır." Eski partinin yeni mesulü sıkıla- rak gulumsedı dedi. Şeey.. Tabii, ya. kında başlıyoruz Evet, evet.. Plân- lar hazır olmaz mı?" Sonra lâfı değiştirdi ve son dere- ce mühim bır mevzua atladı: "— Ankara ne kadar — soğudu, değil mi? Galıba kış bu sene ya- man olacak. Halbukı geçen yıl hayli yumuşak geç işti Gen başkam muhatabının yü- zune baktı Evet evet.. Anlamışt " dedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: