4 Ekim 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

4 Ekim 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vale ediyoruz. Biz, kendi işimize ba- kalım" yoluna sapması mümkündür. Fakat Genel Başkanlık — çevresinde bazı aklıevvellerin önünde sonunda İktidarın ileri gelenlerini Irak ihti- lâli derecesinde tedirgin edecek ma- hiyetteki "Fransa hâdiseleri" ni san- ki işe yarar silâhmış gibi gösterme- leri muhtemelen Genel Başkam bir de o tutumun propagandasını yap- maya teşvik edecektir. Yeni seya- hatinde Menderesin çarşamba günkü Zaferin başmakalesinde çıkan "siya- set haspalarının istedikleri siyaset yamyamlığı" nı Fransızların bile tasvip etmediğini, bunu bizim mem- leketimizin hiç kaldıramayacağım bir tem olarak ele alman D. P. saf- larına basiretin avdetini sadece bi- raz daha geciktirecektir» Bekleyen adam şte bu hafta, uzunca boylu, esmer, cazip bir banım olan yeni" eşiyle birlikte -ilk eşi biri 21, öteki 19 ya- şında iki çocuk bırakarak vefat et- miştir» Hilton otelinin 219 numaralı odasında Himmet Ölçmen hâdisele- rin gelişmesini beklerken D. P. için- de böyle karışık bir hava esiyordu. ' Himmet Ölçmen çabuk kızan a- a buna karşılık çabuk da barışan bır insandır. Kin . Çok canlıdır. Basa M l kür: n de konuşurken mılletvekıllerıne hitap ettiğini unutur . da vatandaşlarımı, aziz hemşerılerım diye çıkışlar yapar Himmet Ölçmen samimiyetle ina- nır ki, Konyada ne yapılmışsa hepsi kendi sayesinde yapılmıştır. Çok fa- al bir insandır. Meclisteki Birasında dahi bir an rahat duramaz. Hele mu- haliflerim karşısında gördü mü çi- leden çıkar. Konyanın D. P. li milletvekilleri içinde yıllardan beri sürüp giden li- ri onunla bir türlü Konyanın liderli- ğini paylaşmamışlardır. Himmet ölçmenin 1laisizme de hizmeti vardır Konya D. P. lileri a- da "19 ayıs Hocası" P. ye uzun uzun dualar ettikten son- ra sözü 19 ayıs bayramlarına ge- tırıp kızların çıplak bacakla ve şort- astik hareketleri yapmasına olunmasını dilemektir. Gene böyle bir kongrede arkadaşları tara- men, "19 Mayıs Hocası" tam mahut mevzua sö: getirdiği zaman, “"dur hoca efendi!” dıyerek kürsüye çık- hoca efendisin, abdest duası nasıldır?" diye sormuş, hoca duraklayıp şaşırınca da mikro- fonda gürül gürül abdest duasını 0- AKİS 4 EYLÜL 1958 kumuştur. Sonra gene hocaya dönüp, “söyle bakalım bana sağ elini yıkar- ken hangi duayı okursun?" diye sor- muş, hoca efendi buna da cevap ve- duayı da okumuştur remeyin, bu Boylece suallı evaplı hocayı mikro- fon başında saslı bir ımtıhandan ge- çıren ve cahilliğini iyice met Ölçmen delegelerın o— şiddet hocayı — kürsüden kovmuştur O günden beri de 19 Ma- yıs hocasını bir daha D P. kongre- lerinde gören olmamıştı Himmet Ölçmen bir ıkı defa Av- rupaya, bir defa da Beyruta gitmiş- tir. Avrupaya gidişleri, Konyada ku- rulmuş olan Şeker Fabrikasının in- şası ile alâkalıdır. —Olçmen Konya Şeker Fabrikasının, Çimento Fabri- kasının ve Ova Un Fabrikasının his- sedarlarındandır- Mühendis mekte- YURTTA OLUP BİTENLER binde bir parça fransızca okumuş 0- lan Himmet Ölçmen yabancı dilleri çok kolay taklit eden bir insandır. Gençliğinde İstanbul sınemalarından birinde seyrettiği Marleni etrich'- in "Mavi Melek" filmindeki şarkılar* dan bir kaç tanesini ve bilhassa "Ben baştan ayağa kadar aşk için yara- tıldım" diye başlayan Almanca şar- kıyı ezberlemiştir Ve çok güzel bi şekılde söyler. Bilhassa şarkının "ih bin" diye başlayan mısraını söyler- ken tecvit üzere ayını çatlatması bir çok kimsede Ölçmenin çok .iyi almanca bildiği kanaatini uyandırır. Ölçmen, hoşsohbet, çok konuşan ve kendisim dinletmesini de bilen bir meclis adamıdır. Bilhassa onunla be- daşları, gayet samimi olarak hayat- larının en hoş dakikalarını Ölçmen- Allah, Allah buna da ne oluyor ? E Içiler bulundukları memleketin, kendi kendi hükümetlerinin görüşlerini sö; devletlerini. ylerler temsil ederler, kendi milletleri adına konuşurlar. Klâsik diplomasinin beşiği sayılan Fransanın bazı temsil- cileri galiba bu yakınlarda "Siyasi Existentialism" e müptelâ oldular. Baksanıza, yeni bir usul peşinde koşuyorlar: Bulundukları memleketin halkı adına hisler ifadı Ekselans Spitzmüller bunlardan e ediyorlar. Ankaradakı Fransız Büyük Elçisi biri. Ekselans Spitzmüller'i Kemer bara_ıının açılış törenine davet et- mışler Ekselans da törene katılmış. Üstelik kürsüye çıkmış ve ko- Pek de iyi yapmış. mukabilinde de olsa esere Fran rekette yadırganacak bir cihet yok liğini övmüş, Türk işçisine takdirini bıldırmış, Keme ' nuşmuş Kemer barajını bizim meşhur RAB şir- ketiyle bırlıkte bir Fransız firması ınşa etmiştir, yüklüce bir bedel emegı geçmıştır Bu bakımdan ha- Bü Tür üyük Elçi e Fransız işbir- şantiyesinin —pahalılıgın haricinde- kırdığı rekorlardan bahsetmiş. Sonrada devam miş: "— Sayın Başbakan Adnan Menderes büyük yapıcılara has ce- saret ve sarsılmaz ısrarla yarının Türkiyesini karmaktadır. Kendisi- nin dinamik ilhamları, sayesinde tekniğin bütün sahalarında yeni eser- elmekti edir.' Memleketin bütün sathında çeşitli ınşaata, malı bir ler meydana ge fabrıkalara köprülere tesadüf edilmekte, her tarafta hum kilde çalışan şantiyeler görülmekte, etüt bürolarına rastlanmaktadır". her köşede mühendislerle dolu Bir yabancı muşahıdın Türkiye Başbakanı hakkındakı bu cemile- kâr sözleri biz Türkleri sadece elden Fransaya da ratıcı versın ve yarının Fransasını o buy ik Ekselans, ıhtımal torenın ıhtışamından lâfının or: şırmış ve emiş Bütün Tür teşebbuslerı gozonunde tutarak bugün gereken miştir" muhtelif ve muazzam fedakârlıkları seve seve kabul e memnun eder dıplomatlar, tarafın a da olsa methedilmesi bız Tür . Allah t Adna ürkiye Başbakanının klere ıftıhar ve- büyük n Menderes gibi bir ya- yaratıcı kursun Ama asında pusulayı şa- Milleti istikbali saglayacak olan Acaba Ekselans Spıtzmuller bu kanaate nasıl vasıl olmuş? Za- fer gazetesini okuyarak kınsın. O takdii mı? Eğ rde görecektir ki mesele Türkiyı yleyse, etrafına biraz daha ba- ede İktidar ile Muha- lefet arasındaki büyük bir iç politika tartışmasının temelini teşkil et- mektedir lerini tatmak tır. ra nezdinde akredite kıldıgı ndan Mılletı" bugunku fedakâ ve böyle tartışmalar mevzuunda yabancı elçilere düşen dil- "Bütün Türk Milleti" Ekselans Spitzmüller'i Anka- haberdar değildir. Hele rlıkları lüzumlu bulmakta “Bütün Türk n çok uzaktır. Bel- ki "Bütün Türk Mılletı" değil ama, her halde "Türk Milletinin büyük bir kısmı" dir ve Kalkın kâyetçidir. Oyle olmasa dahi vermez Eger Fransız Büyük Elçisi mutlaka bir "Bütün millet" bize kuvvetlerinin yaptıkları anlatabilir. Böylelikle hem o istifade eder, hem biz ni ifade etmek istiyorsa, meselâ zayirde Fransız l fedakârlıkların eserlere nisbetle aşırı olduğu kanaatinde- nma politika sının gerektıgı Ekselan danlarında sesini "Bütün Turk Mılletı gibi yürütülmediğinden şi- ns Büyük Elçiye tören mey- ne tercüman yapmak hakkını in fikri- hin Ce- a ne düşündüğünü Bütün Cezayir milleti" hakkınd

Bu sayıdan diğer sayfalar: