21 Şubat 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

21 Şubat 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Cihad Baban Ey gaziler.., fırsatını bulacaklardı. İşte bu düşün- ceyledir ki Asım Eren -Velibeşenin mahkümiyetiyle neticelenen dava o- nun muvafakatiyle açılmıştır-, mu- vafakatini geri alması için yapılan bütün teşebbüsleri geri. çevirmiştir. Ne Cenap Yakana, ne de Zühtü Hil- mi Velibeşenin hapse gitmesini ha- kikaten istemediği halde, içlerinde çok yakın akrabaları ve Medeni Berk gibi — seçim ölgesi — arkadaşları da bulunan aracıların ısrarlarına, karşı durmak zorunda kalmıştır. Zi- ra birçokları gibi Asım Eren de, De- mokrat Partiye bunca hizmeti dokun- muş yaşlı bir yazarın hapse girmek üzere bulunmasının, âmme vicdanı- nın basın suçlularının affı bahsinde duyduğu derin ihtiyacı alakalıların da gormesıne yarıyacağına inanmak- tadır. Bir ay istirahat elibeşenin mahkümiyetiyle birlik- te Temyiz, Zaferin bir ay kapa- tılması hakkındaki kararı da tasdik etmiştir. Doğrusu bu bir aylık isti- rahate, benzi soluk Zaferin hakika- ten 1ht1yacı vardır. Hatta bu soluk benizliliği, Bahadır Dülgeri Zaferı ıslaha memur gazeteci milletveki çekemıyenler "Bahadır, Zaferin yu- zünü ağırttı"diye alaya bile almak- tadırlar. Hakikaten -küçük puntolar ve ufak klişelerle Zaferın görünüşü epeyce — beyazlam -gazetecilikte makbul değildir- ye iktidarın dehşe- tengiz organı yenileştirme hareketin- den yüz akı ile çıkmıştır. Ama geçen hafta olduğu gibi, bu yenileşme gay- retleri Başbakanın Zürich görüşmele- ri hakkındaki beyanatım bile küçü- cük bir çift sütunda göstermeğe ka- 16 dar vardırılınca gazetenin değil ama, idarecilerinin yüzlerinin kızartılma- sına elbette lüzum hasıl olmuştur. Fakat Zafer, her şeye rağmen, eğlen- dirici olmak vasfını -hem de her za- mankinden fazla, muhafaza etmek- ledir. Gazetenin en fazla ciddiyetle hazırlanan altıncı sayfasındaki ko- unda karikatürlerin mü- kerrer neşrı gibi "masum" hatalar unutulsa bile, sadece birinci sayfa başı hapise düşecek kadar dertte o- lan bir gazeteciyi dahi saatlerce gül- dürecek incilerle süslüdür. Maeselâ Zaferin son Pazar nüshasının birinci sayfasmdakı şu-haberi bir okuyunuz: "Londra 14, a.a — Ingılterede Born Greens şehrinde ev kadınları arasında bir müsabaka tertiplenmiş- tir. Müsabakanın başlıca suali şuydu: Biâ' a;lede en faydalı levazım hangi- sidir? Oralarda, Buralar da ekzip müessesesi hakkında- ki —şikâyetleri biz göklere yükselte duralım. Batı Alman- ya gazeteleri -ne temayülde o- lurlarsa olsan- müttefikan A- dalet Bakanlığının şerefe teca- vüzleri cezalandırma tasarısına, karşı ateş puskuıtmektedırler nüz ne nihai seklini alan, ne de Bundestag'a gelen tasarının bazı hükümlerinin — duyulması basını müşterek harekete sev- ketmiştir. man gazetelerini ayaklandıran hükümlerden bi- Ti şudur: 'Birine zarar vermek kas- tıyla bir haberi yazan ve neş- redenler, zarara uğrayan kim- senin talebi üzerine verilecek cevabı hiç bir şey eklemeden, ayni şekilde ve derhal —neşre mecburdur". Mrs. Evelyne adındaki kadının verdiği: Kocamdır, cevabı birinciliği kazanmıştır. Diğer kadınların verdik- leri cevaplar arasında çamaşır maki- nası, buz dolabı, kahve değirmeni, elek"trik süpürgesi v.s. — gelmektey- i... İş bununla da bitmemiş, bu müs- tesna haberin tek başına canı sıkıl- masın diye olacak, sağına soluna "Bir tıyatroya paraşütle canlı fare ındırıldı "Muhabereyle satranç o- ve "Nice'de e yeni bâr skandal" dıye herkesin günlerden beri merak- tan çatladığı mevzulara dair haber- ler konması da <i edilmemiştir. Tirhalli bir halli... ğ aferin bu halinden dolayı en çok uma maruz kalanlardan biri de şüphesiz halen Ankara Hiltonda bulunan eski yazı işleri müdürü Fatin Fuattır. Koğuş arkadaşları Zaferde ne yakalarlarsa, sanki mesulü oymuş İ C gibi gazeteyi Fatinin burnuna daya- makta ve eski yazı işleri müdürünü durmadan gazetesini — müdafaaya mecbur bırakmaktadırlar. Bereket Fatin Fuadın elinin altında daima bir tesirli müdafaa silâhı bulunmak- tadır: Allahlık Ulus... Fatin Fuat he- men ikinci sayfayı çevirmekte" ve münasip bir “"Deyişler" bulamazsa dördüncüye atlayıp "Eskitemedikle- rimizden Örnekler" — klişesi altında neşredilen sözüm ona şiirlerden" He-, rifçioğlu Sen Mişelde koyuvermiş sa- kalı.... Uy yesun oni nenesi! Yesin oni nenesi!” diye diye üç satır okudu mu ortalık derhal süt liman olmaktadır. Hakikaten Allahlık Ulusun hali yürekler acısaydı. O kadar ki meselâ bir yazısında Zürich mülakatından bahisle, ortada ne fol ve ne de yu- murta varken "ikinci kore Zzaferi" nden söz açılmaktadır. er şeye rağmen, son gün- lerin rekoru gene de Zaferdedir ve bu rekorun bir müddet daha kırılmı- yacağı muhakkaktır. Zira Vatan Cephesine iltihak telgraflarının neş- rine devam edilecektir. İste Zaferin pazar günkü nüshasının beşinci say- fasında neşredilen rekortmen telgraf: ayın Adnan Mendere: Başvekil Ankar. Otuzbeş yıldır tuttuğum C H. den 120 kişi ile ayrılıp safınıza geç— tik. Allah D. P. ye yardımcı olsun ve size de uzun Ömürler versin. 'Bulanık: Mıgık köyü Mehmet Al- ın Mehmet Altın gibi Üyeleri ve za- fer gibi organı öldükten sonra, haki- katen Allah D. P. nin yardımcısı ol- sun! Yoksa... Zühtü Hilmi Velibeşe Halaskâr!.. AKİS, 21 ŞUBAT 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: