21 Şubat 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

21 Şubat 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Cezayırde bir nümayişte polisler Cop hazretleri çalışıyor meti, Cezayir meselesinde fazla ge- rılendıgı takdirde, kendilerini ikti- dara getiren kütlelerin tekrar ho- murdanacağını pekâlâ biliyordu. Ni- tekim, Başbakanın son Cezayir si- yasetı de bu noktayı açıkça ortaya koymuştur. Halbuki. Cezayirde de- vamlı bir hâl çaresine varabilmek için, hiç olmazsa mutedil Arapları tatman edecek ortalama bir yal seç- mek zaruridir. Belki ondan sonra tam istiklâl isteyen mılhyetçılerle anlaşabilmek için bir zemin bulu- nabilir. Michel Debre bu hakikatleri kalabalıklara anlatmanın güçlüğünü geçen hafta fiilen öğrenmiş oldu. Tunustaki şebeke erhangibir siyasi hâl — çaresine varmadan önce, Cezayirde kati ir askeri zafer elde etmek 1steyen Fransızlar, son haftalar içinde. T nus sınırı civarında hayli faalıyet gösterdiler. Binlerce kilometrelik e- lektrikli tel örgülere rağmen Tunus- 'tan Cezayire yapılan gönüllü ve si- lâh sevkıyatı bir türlü durdurulama- mıstı. Geçen hafta, Tunusta yakala- nan bir Fransız şebekesı Paris hü- kümetinin sadece Cezayirde — faali- yette bulunmakla — kalmadığını ve milliyetçilerin kökünü kazımak için sınır ötesinde de çalışmalar yaptığı- nı ortaya koydu. Tunus makamlarının bildirdikle- rine göre, yakalanan şebeke men- supları dokuz teknisyenden ve dört de elçilik memurundan ibarettir. Teknik yardım perdesi altında Tu- nusa gönderilen teknisyenler, mem- leketteki ulaştırma ve posta işlerine el atmışlar ve bu voldan malümat toplamağa başlamışlardır. Telgraf ve telefon hatlarının tamiri vesile e- dilerek, resmi mukalemeler dinlen- 22 miş, posta merkezlerinde gizli tor- alar ve evrak açılmıştır. Bundan sonra elde edilen malümat, elçilik memurları vasıtasıyla Fransız ma- kamlarına ulaştırılmıştır. Fransız- lar bununla da kalmamışlar ve Tu- nusta bulunan bazı yabancı elçilik- lerin muhaberatına da el uzatmış- lardır. Arap devletleri tarafından Ceza- yire yapılan yardımları durdurmak maksadıyla Paris hükümetinin hay- li gayret sarfetmesine rağmen, Arap milliyetçiliğinin bu tabii tezahurle— rine bir türlü mâni olunamamakta- dır. Geçen hafta, Irak Başbakanı Abdülkerim Kasımın verdiği bir be- yanata göre, her gün Iraktan kal- kan bir askeri uçak Cezayir milli- yetçilerine sılah götürmektedir. Böy- lece. Bağdat Paktı sayesinde biri- ken silâhlar Fransa aleyhine kulla- nılmış olmaktadır. Fransa Kovulan adamı ransız Radikal Sosyalist Partisi, F geçen hafta, hiç umulmadık bir sırada, eski Başbakan Pierre Men- des-Franceı partiden 1hraç ediver- di. Gerçi bir . e parti li- derleri tarafından bazı azalara yapı- lan ihtarlardan sonra, böyle bir ka- rarın alınması gayet tabiiydi ama, kimse Mendes-France gibi kuvvetli, bir şahsiyet aleyhine bu çeşit bir ha- rekete geçilebileceğine ihtimal vermi- yordu. Bu karakter sahibi politikacı her türlü ithamları göze alarak, Ge- neral de aulle'e karşı ko 5 Fransada demokratik müesseselerin müdafaası için çırpınıp durmuştu. Böyle bir cephe alışın tabii neticesi olarak da, komünistler hariç General de Gaulle aleyhtarı unsurları bir a- raya getiren "Demokratik Kuvvetler Birliği"ne katılmıştı. Bu güçbirliği ile Radikal Sosya- list Partisi âza lığının telif edilemiye- ceğini düşünen parti idarecileri ni- hayet Mendes-France'tan kurtulmak için gayet müsait bir fırsatta ele geçirmiş oluyorlardı. Fakat tecrübe- li politikacının memleket çapındaki onları hayli — korkutuyordu. Liderler, ihtarı verdikten sonra bir müddet beklediler ve halk efkarının tepkisini ölçmeğe çalıştılar. Simdi, herhalde içlerine emniyet gelmiş ola— ki, Mendes-France'ı ihraç etmi cesaretını kendilerinde bulabılmışler- dir. Fransız Radikal Sosyalist Parti- sinin son Mayıs 1958 hâdiselerinden beri tuttuğu yol, partinin siyasi itibarını hayli zedelemiştir. İleri ve radikal düşünüşlü kimseleri sinesin- de toplayan, fakat aynı zamanda ko- münizm tehlikesine karşı gayet uya- nık parti, Fransada gittikçe kuvvet- lenen muhafazakâr unsular karşı- sında bir muvazene unsuru olabili- yordu. Fakat partinin iç bünyesinde- ki ve disiplin mekanizmasındaki za- yıflıklar, böyle bir muvazene unsuru- nun müessiriyetini hayli azaltmak- taydı. , Hele, Massu, Salan ve de Ga- ulle triosu karşısında paniğe kapı- lan bazı liderler, parti prensiplerini bir tarafa bırakıp kalabalıkların ar- dından gitmeyi daha kârlı bulmuş- lardı. Bunlara karşı duran Mendes- France, şimdi, açık ve doğru konuş- manın cezasını kendi partisinden ko- vulmakla ödemektedir. France Doğru söyleyeni... AKİS, 21 ŞUBAT 1959 Mendes -

Bu sayıdan diğer sayfalar: