13 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

13 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ve dostluklarımıza diklerini söyleyenlerin yardım teklif- leri ısrarla gelirken, oOAmerikan Hü- kümeti, herhalde Il. Cumhuriyetin kurucusu Inkılap Hükümetine gere- ken yardımı yapmak lüzumunu idrâk edecekti. Dış politika Hükümet Programında, dış politika konuları da yer alıyordu. Bu kı- sım bizzat Dışişleri Bakanlığı tara- fından yazıldı. Bu kısmın evvelki yıl- lara nisbetle özelliği vardı. İttifak bağlılığımız o de- vam edecekti. Ancak eşit bir partö- ner olmamın haysiyetli (o icablarına hem biz riayet edecektik, hem de dostlarımızı riayet ettirecektik. Her- halde para uğruna prensiplerimizi ne de Gaulle'e, ne de Adenauer'e, hattâ ne de Eisenhower'e satmayacağımız iyice oanlaşılmalıydı. e Programın dış politika kısmı bu hususları belirten bir üslüp içinde yazılmıştı. Hükümet Programı evvelâ Ba- kanlar Kuruluna sunulmuştu. Başba- kan Gürselin usülü, her Bakana bol bol serbest konuşma hakkını tanı- maktır. Bakanları arasındaki ihtilâf- larda hakemlik etmek vazifesi kendi- sine düşen Başbakan, şimdiye kadar ek tabii yetkisini okullanmağa lüzum bile görmemiş ve her kararı reye koyduktan sonra, kendisi de bir tek reycikle bu kararın alınma- sına (katılmıştır. Nitekim Kurul Programı süratle kabul etti ve haf- tanın başında Milli Birlik Komitesine C.H.P. Türbe boşalınca Bu haftanın o başındaki Oo Pazartesi günü Ankarada Kızılay meyda- nından geçenler her zaman cıvıl cıvıl ve Işıl ışıl olan bir binayı pek tenha, pek sessiz buldular. Binada terkedil- miş bir hâl vardı. Gerçi bu mevsim- de Ankaradaki binaların büyük ekse- riyetinde aynı hava göze çarpar suma bahis mevzuu olan yer ilk seçimde iktidarı alacak olan C.H.P. nin Genel Merkeziydi. Hakikaten geçen hafta- nın sonunda Genel Başkan İnönü İs- :anbula hareket edince kalabalığın ayağı birden Oo kesiliverdi. Halbuki 27 Mayıs İnkılâbından beri gelen ve giden heyetlerin önü alınamıyor, İ- nönüyü görmek isteyenler âdeta kuyruga giriyorlardı. Bu arada nor- mal parti içi faaliyet de yapılıyor, Genel Merkez teşkilâta zaman saman tamimler yolluyordu. oTamimlerin ekserisi teşkilât mensuplarını hiza- ya çağırmak içindi. Zira D.P. iktida- rı devrilir odevrilmez birçok yerde C.H.P.liler D.P. lilerin yerlerini al- naya kalkışmışlardı. O kadar ki İnönüyü Yanıltan Nokta Türkiyede siyasi partilerin ocak ve bucak teşkilâtı tarihe karışmış bu- lunuyor. Milli Birlik Komitesinin son derece yerinde bir kararıyla bunlar feshedilmiştir. Siyasi partiler ilçelerde ve illerde idare korulu bulunduracaklar, bunlara bağlı gençlik ve kadın kolları da olacaktır. Böylece Geçici İdare bazı temayül sahiplerinin aksine politikaya karşı bir düşmanlık gütmediğini -elmalarla armutları, politikayla çirkin po- litika birbirine karıştıran ve politikasız devlet idaresini sağlık ve- recek derece de aşırılığa düşen birkaç kişi kadın ve gençlik kollarının dahi kapatılmasını tavsiye etmişlerdir-, gayenin huzur içinde siyaset yapılan bir vasatın sağlanması olduğunu parlak bir şekilde ortaya koymuştur. Karar sadece memleketseverliğin değil, aynı zamanda aklıselimin de delilini teşkil etmiştir.' ararın kanunlaşmasından bir gün önce ocak ve bucakların lehin- de kudretli bir ses yükseldi. Ses, İnönünün sesiydi. C.H.P. Genel Başka- nı siyasi partilerin köye kadar inen teşkilâtını savundu, bunların parti- zanlığı körüklediğini reddetti, aksine bir ektep vazifesi gördüğünü söyledi, eğer yukarı kademe politikacıları partizanlığa heves etmezlerse alt kademelerin kudret sahibi olmayacaklarını ileri sürdü. Demecin bü- tün aydın sınıfta ve adı İnönü dahi olsa hiç kimsede yanılmazlık veh- metmeyenler arasında derin bir hayret uyandırdığı muhakkaktır. Hal- buki hayret bir yana bırakılırsa İnönünün düştüğü bu hata bugün İk- tidarı elinde tutanların, yarın iktidara gelecek kimselerin ne derece ba- sirete muhtaç bulunduklarım gösterir ve derslerin en mükemmeli yeri- ne geçer. Eğer onlara, dış âleme bakan birer pencere sağlamak sure- tiyle yardımcı olmazsak bir İnönünün bile hakikatleri zaman zaman hakiki veçhesiyle göremeyeceği bu misalle ortaya çıkmıştır. C.H.P. Genel Başkanı partizanlığın kökünü yüksek politika çevre- lerinde arıyor. Doğrudur. Ama madalyanın bir de öteki tarafı vardır. Nitekim 1947-50 devresinde iktidarın yüksek çevresinde partizanlığın P'si yoktu. Bizzat İnönü vatanı karış karış dolaşıyor, herkese partilerin eşit olduğunu söylüyordu. Ama o aynı 1947 - 50 arasında C.H.P. li ocak başkanlarının büyük ekseriyeti herkesin iflahını kesmiyor muydu? Cumhurbaşkanı İnönünün bundan haberdar bulunmaması tabiidir. İda- re âmirlerinin, nihayet menfaat dağıtan vazifelilerin o tip ocak baş- kanlarından çektiklerini belki İnönü bilmez ama Allah da bilir, bütün öteki kullar da. Daha iyisi köydeki o her ocak başkanının marifeti An- karadaki İnönünün zimmet hanesine kaydedilmiştir. Belki son on yıllık muhalefet yıllarında C.H.P. nin ayakta kalmasında ocak, bucak başkan- larının bol tuzu bulunmuştur. Ancak C.H.P. iktidarını yıkanın Ankara- daki İnönü değil -o, kendi kıratını ve hakiki şahsiyetini göstermek fır- satını bularak tarihte âbideleşmiştir- ocaktaki, bucaktaki başkan ol- duğunu bizzat İnönünün öğrenmesinde fayda vardır. Tâ ki bir daha aynı akıbete uğramasın. İhtimal ki İnönüye, üstelik, parti teşkilâtı tarafından Mart teşki- lâta söz geçirilemediği şikâyet yollu bin defa aksettirilmiş, İnönü de ta- rifsiz iyi niyetiyle bunu rejimin sıhhatine vererek müracaat sahiplerini kovmuştur. Ama Türkiyenin ocak başkanından en ziyade çektiği devre olan 1954 - 60 arasında D.P. Meclis Grubu her toplandığında D.P. mil- letvekilleri idarenin C.H.P. liler elinde bulunduğunu söyler, D.P. lilerin arzularının idari teşkilât tarafından yerine getirilmesinin sağlanmasını Başbakandan ısrarla isterlerdi. Bu, bir ocak başkanı saltanatının bulun- mamasının değil, mm gözünü topraktan başka hiç bir şeyin do- yurmadığının delilidi! Demek ki insan diş âleme bakan pencereden mahram kaldı mı en basit hakikâtleri deforme ederek görüyor. İnönü, hiç şüphesiz, kendisi- ne yapılan telkinlerin tesiri altında şahsiyetiyle tezat teşkil eden bu "fos pozisyon"a düşmüştür. Nitekim parti olarak C.H.P. nin bu görüşü açık- lamış olması eski partide bazı tutumların nasıl alındığını yakından bi- lenlerin dudaklarını bükmelerine yol açmıştır. Bayar- enderes ikili- siyle mücadele yıllarında Milletvekili maaşları Bedelsiz İthalâttan oto- mobil meselesi gibi münasebetsizliklerin tahribatının büyük politika girdabı içinde bizzat İnönünün bir çıkışıyla tedavi ediliverdiği doğrudur Ancak şimdi her kusur daha fazla sırıtacaktır ve her hatalı adım eski sinden bin kat şiddetli hücum çekecek. Bin misli facia yıpranmaya yol açacaktır. AKİS 13 TEMMUZ 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: