10 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

10 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER lerinden ötürü ortaya çıkan izdiham- dı. Polis, Genel Başkanı bu sevgi çem- berinden kurtarmıştı. Topkapıda ise, İnönüyü öldürmek için gönderilen binlerce kiralık katil mevcuttu. Cebe- cide İnönü, izdihamdan kurtarılmak için bir otomobile bindirilmişti. Top- kapıda ise, esasen bir otomobil için- bir zevkin neticesiydi. Zira Kosovanın otomobili son model bir Chevrolet idi. Kosova İnönünün rahatını ziyadesiy- le düşünüyordu!.. Aydınlık yüzlü hukukçuların elle- rinde bulunan delillere bir tanesi da- ha, işte böyle eklendi. Esasen hâdise- nin hazırlanışı, hazırlıyanların mak- satlarını açıkça ortaya koyuyordu. Üstelik, bir zamanın efendileri ve u- beraberliklerini osonuna ka- sorguları esna- sında daimi surette birbirlerini itham etmişlerdi. Bir vali vardı li açık. Vali Ethem Yetkiner tara- fından verildi ve Başbakan Mende- resin Kemal Aygün vasıtasiyla hâdi- seyi nasıl hazırlattığım o anlattı. Menderes, İnönünün İzmirden dönü- güne rastlayan günün sabahı Kemal Aygüne şöyle demişti: — C.H.P. liler İnönüye muazzam bir karşılama töreni yapacaklarmış. Biz seyirci mi kalacağız? Sis de teş- kilâta söyleyin, İstanbulda yalnız kendilerinin olmadığım, D.P. lilerin de mevcut bulunduğunu gösterelim." Aygün, efendisinin bu isteğine pek taraftar görünmemişti. Nihayet sert ve kesin olarak "Git teşkilâtına bil- dir!" emrini alınca, teşkilât olarak evvelâ Vali Yetkinerden başlanmıştı Yetkinere durumu anlatmış ve işin kötü olabileceğini ifade etmişti. Ilu teşkilât o mensubu, Cumhurbaşkanı Bayara haber vererek onun Mende- rese nasihat etmesini ve fikrinden vazgeçirmesini isteme hususunda bir- leşmişlerdi. Ama kaya pek sert çık- mış, Bayar Yetkinerle Aygünü âde- ta azarlamıştı. Yapılacak tek bir iş kalıyordu, o da, Ankarada bulunan, devrin müthiş İçişleri Bakanı Namık Gedike haber vermek ve İktidarın başlarını bu işten vazgeçirmekti. An- cak, Ankarayla yapılan telefon mu- haveresi sona erdiğinde, bunun da imkânsız olduğunu anlamışlardı. Ge- dik, Bayar ve Menderesle aynı fikir- i. Üstelik eğlence kendisini pek memnun etmiş bayağı keyiflenmişti. Vali ve Belediye Başkanı, işi bera- berce planlamağa koyuldular. Yetki ner ilk olarak bir tebliğ yayınladı ve C.H.P. ne ihtarı çekti. Tebliğde, Top lantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu- 14 nun tam manasıyla tatbik edileceğini belirtiyor, bir hâdise vukuunda me- suliyetin C.H.P. ne teveccüh edece- ğini açıkça ifade ediyordu. Eh, hadise olursa mesuliyet C.H.P. ne teveccüh edecekti ya, öyleyse mesele yoktu! İşler tıkırında sayılırdı. Bundan son- rası Aygünün bileceği işti. Kendisi, bugüne bugün D.P. İl Başkanıydı ve teşkilâtında binlerce kişi hazır bekli- yordu. Aygün hakikaten iyi çalışdı. Teşkilata haber saldı ve silânendaz- ların oTopkapıya gönderilmesi için emir verdi. Kurnaz başkan ileriyi de düşünmüş ve yazılı tamimin, idare heyeti defterine geçen kısmının yok edilmesini sağlamıştı. Ama Aygünü -enfes polis zekâsına rağmen- bir şey ele verdi. Bu, Beykoz D.P. İlçe Mer- kezinde bulunan bir vesikaydı. Ev- rakta, partililerin Topkapıya gönde- kadar sertti. OKıkırdakları kırılmış kulaklarından güreşçi olduğu belliy- di. Üstelik görenlere yabancı gelmi- ağır siklet güreş şampiyonlarmdandı. Ünü dünyayı sarmıştı! Kafilede kasapların da bulunma- -1 ihmal edilmemişti. Turgut Tunç a- dındaki şahsın, pirzolanın kemiklerini ne maharetle kırdığını bilmeyen yok- tu. Cengâverlerin mühim bir kısmını arabacılar teşkil ediyordu. İl Başkan - larının emline maaile iştirak edenler de vardı. Hasan ve Ferdane Polat ai- lesi beraberce Topkapıya yerleşmiş- ler ve avlarını beklemeğe o başlamış- lardı. Aygünün cengâverlerini İdare e- den kurmaylar D.P. İlçe Başkanlarıy- dı. Böyle bir vazifede elbette ki Is- Tarihi Yassıada Kalabalıklaşıyor rilmesi için yapılan masraf bildirili- yor ve ödenmesi İl Merkezinden rica ediliyordu. Üstelik, evrakın üzerinde nal gibi bir de tarih vardı. Beykoz- lular İl Başkanlarının tamimine has- sasiyet göstermişler, edindikleri vası- talarla bir kısım cengâver naklettik- ten başka, geri kalanların gidebilme- leri için de her birine beşer lira yol parası ödemişlerdi. Bu paraların da tediyesi İl İdare Kurulundan rica edi- liyordu. Doğrusu istenirse Aygün cengâ verlerini iyi seçmişti. Topkapıya gön- derilenler, içinde bileğine kuvvetli pek çok kişi mevcuttu. Hele birisi vardı ki, adım duyanlar Aygünün işinin nasıl ehli olduğunu derhal anlıyorlar di. Bu zat 100 ilâ 120 kilo ağırlığın dâydı Boynunu bir taraftan bir tara fa zor döndürüyordu. Adaleleri taş tanbulun ünlü Demokratı Faruk Sar- gut eksik olmıyacaktı. Fatih İlçe Başkanı ile arkadaşları erkenden yerlerini almışlar ve teşkil ettikleri rduyu mevzie yerleştirmişlerdi. İl- çe Başkanlarından gazi mertebesini erişmek isteyenler arasında Selâm e Nüvit; Up, Selâhattin Genç de ardı. Şikâyet edilenler jönü Topkapı surlarının dışındı karşılandı. Kosovanın (o otomobili yolu kesmişti. Genel Başkanın oto- mobili evvelâ duraklar gibi oldu. Son- ra hızla Önüne çıkan halkın arasından sıyrılmak istedi. Bu defa Kosova avı- nı elinden kaçırmamak için İnönünün otomobilinin önüne geçti. o Otomobil durunca Aygün ün cengâverleri sal- dırdılar Pattılar kırıldı. . Tecavüzün şiddeti her an artıyordu. Bu sırada AKİŞ 10 EKİM 190

Bu sayıdan diğer sayfalar: