23 Ocak 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

23 Ocak 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURITA OLUP BİTENLER ler üzerinde çalışmağa (o başladılar. Salonun hemen sağ tarafında faali» yete geçmiş bulunan ufak çayhane bu kulis için seçilen yenli. Yeni par- ti organizatörleri çaktırmadan adam avlamağa çabalıyorlardı. En faal av- cılar Alican ile Aybardı. Bu yüzden, eski arkadaşları ve C.H.P. nin en sa- mimi mensuplarından Turan Güne kendilerine zaman zaman takılmak- tan ve "Nasıl, isler kesat mı?" diye laf atmaktan geri kalmadı. Yeni partilerin müstakbel kuru- cuları, Temsilciler Meclisinin gözle- rine kestirdikleri elemanları üzerinde çalışıyorlar, Onlara niyetlerini an- latıyorlardı. Aslına bakılırsa, adları "müstakbel kurucu"lar arasında ge- çen on, onbeş kişi Meclisteydi. Bun- lar, taraftarlarını çoğaltmaya bakı- yorlardı. Bu yüzden yeni ve cakalı Meclis binası (o bitirdiğimiz haftanın sonunda bir nevi Amerikan Fuarı lüklü, son derece nazik, o mabette de çalışkan bir adam müşahede ettiği eksiklikleri (oO-ve o eksikliklerini- dü- zeltmeye çalışıyordu. Bu, Temsilciler Meclisinin Başkanı Orgeneral Kazım Orbaydı. Kazım Orbayın da, tıpkı yardımcısı olan arkadaşları gibi Parlamento idaresinde büyük tecrü- besi yoktu. Usüllere vakıf değildi. İç Tüzük de hazır bulunmadığından güçlükler artıyordu. oOBuna rağmen Orbay, askerliğin (o verdiği bir alış- kanlıkla mesaisini plânladı ve Tem- silciler Meclisinin Başkanlık Divanı- nın daha göz doldurucu hale gelmesi için bazı hususlar üzerinde titizlik- le durdu. Kazım Orbay, 1886 yılında İz- mirin İnas Terakki Mektebi yanın- daki iki katlı büyük evde doğdu. A- şar memuru Mahmut Hamdi beyle karısı Fıtnat hanım, bir oğulları dün yaya geldiği için büyük sevinç için- Meclisi Avlananlar ve Temsilciler manzarası göstermiyor değildi. An- cak, temsilcilerle alakalananlar sa- dece yeni partilerin müteşebbisleri . İktidarda bulunan ekiple C. . liler de harekete geçtiler ve memleketin bu yeni temsilcilerini tanımaya çalıştılar. Nitekim İsmail Rüştü Aksalın Mebusevlerindeki ne- de bahçeli mütevazı evinin önünden bitirdiğimiz hafta boyunca geçenler alt kattaki odalarda ışıkların oOgece hayli geç vakitlere kadar yandığım farkettiler. Tanışma da, fikir teatisi de, sohbet de bir yemek masası ba- sında, elde kadeh -Aksal içmiyordu- daha samimi ve daha tatlı oluyordu. Çalışkan bir Başkan T'emsilciler Meclisinin gözle görü- len Oo kısımlarında, bitirdiğimiz hafta içinde bunla olup biterken bi- nanın üst katında Başkana ayrılmış odada uzun boylu, çıplak başlı, göz- 14 tavlananlar salonunda kulis faaliyeti pek çok deydiler. Mahmut Hamdi bey kendi halinde bir memur, Fıtnat hanım ise tam bir ev kadınıydı. Kazım, anne ve babasının ihtimamı neticesi, kü- çük yaştan itibaren askerlere ve as- kerliğe karşı (oObüyük ilgi duymağa başladı. Annesi, akşam üzerleri ma- halle çocuklarını kapının önünde bir sıraya dizerek askerce komutlar ve- ren oğlunu hayranlıkla (o seyrediyor- du. Kazım, anne ve babasından son- ra en çok askerliği seviyordu. İnas Mektebinin önündeki sokağa Kahra- manlar sokağı odendiği için, küçük Kâzımın çocukluk yıllarını geçirdiği semte de bu yüzden Kahramanlar deniyordu. Küçük Kazım hızla gelişti ve içi alev alev heyecan dolu bir asker o- larak memleket hizmetine katılmak için Harbiyeye girdi Oradan başa- rıyla mezun olduktan sonra Harp Akademisini tamamladı ve 1907 yı- lında Almanyada Topçu Atış oku- lunda bir yıl süren stajım bitirerek ordu saflarında görev aldı. İlk gö- rev olarak kendisine Üsküp Batar- ya Kumandanlığı o verildi Balkan Harbi patlak verince Orbay bu cep- heye geçti. Birinci oDünya Harbin- de Orbay çeşitli (o cephelerde örnek bir Türk askeri olarak çarpıştı ve emrindeki birliğin sevgi ve say- gı sim kazandığı gibi üstlerinin tak- dir ve sevgilerine mazhar oldu. Bi- rinci Dünya Harbinin son yıllarına Harbiye Nezaretinde Başyaver ola- rak katılan genç subayın içini tu- tuşturan vatan aşkı, onu Anadoluya, İstiklâl Harbinin kucağına attı. Or- bay, vatanın kurtulacağına inanı- yor ve Atatürke (güveniyordu. İs- tiklal Harbi Türk milletinin zaferi ile sonuçlanınca oOKâzım bey Genel Kurmay İkinci Başkanlığına getiril- di. Bu görevi sırasında dost Afganis- tan ile imzalanan bir anlaşma gere- gince oAfganistana giderek, Afgan Genel Kurmay o Başkanlığı görevini üzerine aldı. Türk askerini yabancı diyarlarda da şeref ve başarıyla tem- sil etti. 1930 yılında yurda döndü ve Jan- darma Genel Kumandanlığına geti- rildi. Soyadı Kanunu çıkınca Orbay soyadını alan Kazım bey, 1935'te 3. Ordu Müfettişliğine, 1948 de Askeri Şüra üyeliğine, 1944 de ise Genel Kurmay Başkanlığına getirildi. Türk ordusunun bütün kademelerinde ça- lışarak şerefli bir mazi bırakan Or- bay, 1950 de emekliye ayrıldı ve on yıl müddetle sabık idarenin icraa- takip etti, fakat politikanın dı- şında kaldı. Orbay, tabiata ve güzel olan her şeye ilgi duyan hassas bir insandır. Muhitinde kibar, iyi, mert bir insan olarak tanınmıştır. Karşısındakini güzey konuşmasıyla büyüleyen Or- bay: "—Askerliğin her anı heyecan- dır. Düşmanla cephelerde o çarpışır- ken, içerde askerlerle (uğraşırken, her asker gibi, milleti sevmek duy- gum başta gelir." demektedir. Şimdi bu duygulara bir de, Tem- silciler Meclisini gerektiği gibi ida- re edebilmek arzusu eklenmiştir. Cc. R. P. Kurultaydan önce Bu hafta, Türkiyenin I numaralı siyasi teşekkülü C.H.P. de, gene canlı bir hava esiyordu. Partinin en mümtaz 1300 temsilcisi pek yakında Ankarada toplanacaktı. Bazı kimse- ler toplantıda parlak nutukların söy- leneceği, ciddi tartışmaların yapıla- AKİS, 23 OCAK 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: