10 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

10 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EŞLERİNİN AĞZINDAN GÜNÜN ADAMLARI İ.R. Aksalı Anlatıyor Bir delikanlının romanı Bukısa, sadet harici sohbetten son - ra Jale hanımın, kocasının aile- si ve gençliği hakkında okayınval- desinden öğrendiklerine döndük. İsmail bey Müftüzade Rüştü be- yin dördüncü çocuğudur. İki abla- sı, bir ağabeyi, bir de erkek kardeşi Annesi de Konyalıdır. şesine koşacak ve eski baba evine dönecektir. 1948 de oranın bahçesi- ni istediği gibi tanzim etti. 1959 den sonra da, bir ara, politikadan tama- miyle çekilip, bağcılık yapmayı bile düşündü. İsmail. Beyin İstanbul lisesindeki ve Mülkiyedeki tahsil hayatı çok parlak geçti. Dürüst, çalışkan, müş- külpesent bir gençti. Elde ettiği ne- ticelerle hiç bir zaman tatmin ol- maz, daha iyisini yapıncaya kadar uğraşırdı. Mülkiyeye başladığı sene, 1980 da, babasını kaybetti. Küçük kardeşi Nedim henüz ilk mektep- teydi. Ailenin mali vaziyeti sarsıldı. 193S de İsmail bey Mülkiyeyi ta - kat imtihana küçüktü. Başka yerlerde iş buldu, ailesini yanma aldı. O sıralarda S o - yadı Kanunu çıkmıştı. Ağabeysi İs- mail beyin fikrini sordu. O da mem- leketinin eski adı olan Akhisarı ha- tırladı. Yalnız, bu isimde iki yer yordu. Nihayet Aksal obuasına ka- rar verdi ve aile bu ismi aldı. Müfettişlik imtihanım çok iyi de- receyle kazandıktan sonra, muharrir olarak vazifeye başladı. Senenin dört ayında Şarkı dolaşıyordu. 1939 da staj görmek üzere Fransaya yollan- dı. Fakat harp başladığı için geri AKİS 10 NİSAN 1961 döndü. 1941 de Hazine müşaviri ta- yin olundu. Bir sene sonra Londra- ya maliye ataşesi gönderilecekti. Harp devam ettiği, yollar kapalı ol- duğu ve Londraya bomba yağdığın- dan-kimse bu işe yanaşmıyordu. İs - mail bey razı oldu. Askeri bir uçak- la Belçika Kongosu üzerinden Lond- raya bir ayda uçuşu hakiki bir ma cera sayılır. Pasaportundaki bir ek- siklik yüzünden az kalsın Altın Sa - hilde harbin sonunu beklemeğe mec- bur kalacaktı. 1945 te memlekete döndüğünde Heyeti Teftişiye Reisi yaptılar. Fakat bu vazifesi uzun sür- medi. Bir anlaşmazlık yüzünden ay- rıldı. Politika mikrobu hs seçimleri İ. R. Aksalın issiz- ik devrine rastladı. Ailesine si- yasette şansını deneyeceğini söy- lediği zaman çok şaştılar. Politika- cı olacak karakterde hiç değildi. Çok konuşmazdı. Girgin sokulgan sayılmazdı. Caydıramadılar ve se- çimlere C. H. P. nin Kocaeli adayı olarak katıldı. Kaybedince iş büs- bütün inada bindi, memleketi karış karış dolaşmaya başladı. Bir kaç ay sonra yapılan ara seçimlerinde ka- zandı ve ailesiyle Ankaraya yerleşti. Fakat baba eviyle alâkasını hiç bir zaman kesmedi. Annesi yazlarını Pamukovada geçirmeye devam etti. B.M.M.de Aksal Bütçe komisyo- nuna seçildi ve ilk olarak kendisini orada gösterdi. Başlangıçtan itiba- ren müfrit bir oparticiden ziyade, prensip sahibi bir devlet adamı in- tibaını bıraktı. O tarihte muhalefet safında olan Adnan Menderes de Bütçe Komisyonundaydı. İki genç milletvekili birkaç defa münakaşaya tutuştular. Aksall olgun, hakim ko- nuşması ile sâdece kurt rakibini matetmekle kalmayıp, . kendi grup arkadaşları üzerinde de çok kuvvet- li bir tesir yaptı. Genç istidatlar a- rasında ismi geçmeğe başladı. Fakat politik (hayatının dönüm noktası sayılabilecek konuşmasını 1947 de Partisinin mühim bir grup toplantısında yaptı. Aksal, o zaman- ki Başbakanın tutumunu tasvip et- miyordu. Memleket yeni bir devre- ye, Demokrasi tecrübesine girmişti. Devlet idare usulleri değişmeliyi!. Genç adam notlar almış , söyleye- ceklerini tasarlamış, dikkatle hazır- lanmıştı. Sözaldı, kürsüye çıktı. Ka- ğıtlarına bakarak henüz konuşma- ga başlamıştı ki, ön sıralardan bir takım tecavüzkâr sözler, sesler yük- seldi. Daima sakin, kendine hakim görünen genç milletvekilinin o anda, şöyle elinin tersiyle kenara itti, ar- kasına dayandı ve gözlerini müteca- vizlere dikerek; "Pekâlâ beyler, o halde sizinle hesaplaşalım" diye sö - ze başladı. O dakikada İsmail Rüş- tü kendisi bakımından hayati bir mücadeleye girdiğini pekâlâ bili- yordu. Eğer mütecavizler karşısın- da ezilir, grup ekseriyetine haklı ol- duğunu ispat edemezse itibarı, po- litik şahsiyeti sıfıra düşecekti. Kar- şısında grup karışık fikirler arasın- da fırtınalı bir deniz gibi dalgalanı- yordu. Kendi ayaklarının altında, yerin kaydığını hissetti. Heyecanını belli etmemek için kürsüye iki eliy- le sıla sıkıya tutundu. İlk . sözleri uğultudan duyulmadı. Bu hal genç milletvekilini büsbütün şaşırtacağı- na, bilâkis soğukkanlılığını topla- masına yaradı. Yavaş yavaş sesi gü- rültülerin üzerine çıktı. Bir saat son- ra konuşmasını bitirdiği zaman bü- tün gruba hakim olmuş vaziyettey- di. Fırtına dinmiş o dalgalı deniz süt limana dönmüştü. Kürsüden i- nerken Aksal çok yorgun, fakat en büyük (Oİmtihanım muvaffakiyetle vermiş olmanın eşsiz hazzı İçindey- di. B. M. Meclisinde yeni bir devlet adamı doğmuştu. Bundan sonra meşhur 35 lerin ileri gelenlerinden biri oldu. Devrin Cumhurbaşkanı İnönüyle tanışması da bu sıradadır. İktidar merdivenleri karşılaşma İsmail (Rüştünün İnönüyle İlk karşılaşması değil- di. Henüz ilk mektep talebesiyken de bir defa İsmet Paşayı yalandan görmüştü. İstiklâl harbinden hemen sonraydı. İsmet Paşa ikinci defa o- larak Lozana gidiyordu. Treni Pa - mukova İstasyonunda durmuş, mu- rahhas kumandan da aşağı inerek 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: