10 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

10 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YASSIADA Duruşmalar İki mühim tanıklık Ortadan uzun boylu, yakışıklı adam, gittikçe heyecanlanarak ifadesine devam ettiği sıralarda vakit hayli ge- cikmişti. Ortadan uzun boylu, yakı- şıklı adam, başını daha da dikleştire- rek: — Türkiyenin biricik Harp Okulu kimse tarafından, hattâ dünya tara- fından dahi satılamaz dedim" dedi. Yassıadanın tarihi Duruşma Salo- nunda bir alkış tufanı koptu. Dinle- yiciler, eme hatıralarla tanık ada S a- nık sandalyesinde ÖRMEK olanlar başlarını eğdiler. Bayar, dudağının Osman Köksal Düşükleri terletti sağ tarafını kemirmeğe başladı. Men- deres, elinin tersiyle alnındaki teri sildi ve önüne baktı Hadise, geçen hafta perşembe gü- nü cereyan ediyordu. Tarihi salonda, Ankara ve İstanbul olaylarının du- ruşması yapılmaktaydı. Haftanın içindeki o gün, Yassı - adaya duruşmaları takibe gidenler çok heyecanlı saatler geçirdiler. Zira o gün dâvanın seyri üzerinde son de- rece ilgi çekici açıklamalarda bulu- nan iki tanık dinlenmişti. Başkan Salim Başol, celseyi muay- yen saatte ve muayyen lafzıyla açtı- gında hiç kimse, biraz sonra tanık mevkiinde yer alacak iki ihtilalcinin 24 ilgi çekici açıklamada bulunacağını tahmin etmiyordu. Bunun için tanık- ların ifadeleri bir sürpriz tesiri ya- rattı ve heyecan barometresini de o mabette yükseltti. Tanıkların ilki Milli Birlik Komi- tesi üyesi ve Devlet Bakam Sıtkı Ulay dı. Ulay, Harp Okulu yürüyüşünü bü- tün teferruatı ve bilinmeyen tarafla- rıyla anlattı ve dinleyicilerin teza- hüratına sebep oldu. Hele Harp Oku- lunun imhası için düşüklerin kurduk- ları plânlar dinleyicilerin haklı nefre- tini celbetti ve ifadelerin ışığı altın- da sanıkların durumları daha da vu- zuha kavuştu, mayın sözleri sanıklar tarafından belli ki pek dikkatle din- leniyordu. Nitekim tanıklık sona e- rince Başkan Başol sanıklara dönüp: — Tanığın ifadesine bir diyece- giniz.?" şeklinde sorunca, sanık san- dalyalannda bir kaynaşma başladı. Fakat hiç kimse ortaya çıkıp "tanık doğru söylemiyor" şeklinde kelâm e- demiyordu. Erdelhün ve Argüç, sâ- dece hâdiseleri teville oyetindiler ve Ulayın ifadesinin bir çok ( kısmının doğru olduğunu söylemek zorunda kaldılar. Köksal konuşuyor Şabahki celse böyle heyecanlı bir ha- va içinde sona erdi. Halbuki sa- nıkları ve dinleyicileri başka bir sürp- riz bekliyordu. Öğleden sonra dinleni- len bir tanık 27 Mayısın nedenini ve niçinini ortaya koydu ve kafalarda be- liren bir takım istifhamları izale etti. öğleden sonraki tanık, Muhafız Ala- yı Komutanı ve Milli Birlik Komitesi üyesi Albay Osman Köksaldı ve sa- nıklara ter döktüren bir tanıklıkta bulundu. Köksal evvelâ Başkanlık Di- vanından elindeki notlara bakma mü- saadesi aldı ve sonra tam kurmayca bir tanıklığa başladı. Her meseleyi ayrı ayrı anlatıyor, sonra bu meslede- ki şahsi kanaatini beyan ediyordu. Bu tarzda bir tanıklığa alışık olmayan düşükler feryadı koparmakta gecik- mediler. "Tanık, iddia makamının ye- rini aldı" vaveylasını kopardılar. Fa- kat otoriter Başkan Başol sanıklarla aynı fikirde değildi. Öyle ya, hâdise- ler hakkında, hadiselerin içinde yaşa - yan Muhafız Alay Komutam kanaat serdetmiyecekti de kim edecekti? Ni- tekim Başol: ". Tanık hâdiselere vel el diyerek meseleyi kestirip at Bundan sonradır ki ilgi çekici ifa- denin dinlenilmesine geçildi. Doğrusu İstenirse Köksal pek çok şeyi en iyi bilen insan olarak konuşuyordu. Nite- DURUŞMALARI kim bâzı bilinmeyen hakikatler de böylece Ortaya çıkmış oldu. Kimler nümayişçileri ihbar etmişlerdi? Kim- ler Harp Okulunu imha plânını hazır- lamışlardı? Çankaya Köşkünde neler konuşulmuştu ? Bunlar bir bir tari- hi Duruşma Salonunda zapta geçiril- di. Hele bir açıklama bâzı kimseleri hayrete sevketti. Bu, nümayişçilerin nasıl tespit edildiği hususuydu. Kök- sal bunu bizzat şahit olduğu hâdise- lerden istifade ederek Yüksek Ada- let Divanı huzurunda anlattı. Nü- mayişçileri ihbar edenlerden birisi de bir basın mensubuydu ve halen dışar- da geziyordu. Bu foto muhabirinin marifetleri doğrusu pek eğlenceliydi. Muhabir gözde adam olma sevdasın- Sıtkı Ulay Müthiş o ifşaat dan bulunduğundan her nümayişte Te- yiş yapan gençleri teşhis etmelerine yardımcı oluyordu. Köksal bu işgüzar muhabirin adını da söyledi. Bu iş- güzar muhabir Zafer gazetesinin fo- toğrafçısı Mehmet Sürenköktü. Kök- salın tanıklığı son derece ilgi çekici safhalar arzetti. Tabii bu arada sa- nıklar da ipliklerinin pazara çıktığını görünce feveran ettiler. Ne var ki, ne sualleri ne de itirazları bir şey ifade ediyordu. Haftanın içindeki o gün Yassıada, tarihi günlerinden birini daha yaşadı ve duruşma ertesi güne talik edildi. AKİS, 10 NİSAN 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: