10 Nisan 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 36

10 Nisan 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 36
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Godard ve çevresi (gedard çevrede gördüklerini bir se- çim yapmadan filmine alıyor. Da- Ila doğrusu her gördüğünü seçiyor. Ama gördükleri sâdece kendi istedik- leridir. Bundan sonrasında ise, gör- düklerinin veya aklından geçenlerin anlamını açıklamaya çalışıyor. Araya giren kesiklikler bu karışıklığın be- i Bu yüzden bir sevişme Faulkner'den Jean de Letraz'a geçilmesine şaşılmamalı. A- rada filmin iyi kurulmamış olduğu, son onbeş dakika dışında olayın ge- lişmediği ileri sürülebilir. Bunun se- bebi, Godard'ın gelişme fikrine karşı oluştundadır. Film, birbirini takip eden skeçlerden ve sahnelerden kuruludur ve ilk bakışta seyirciye arada hiç bir bağlantı yokmuş gibi gelmektedir. Aslında ise bütün bu olaylar birbir- lerine sıkı sıkıya bağlıdır ve bu bağ tabii bir bağdır. Parvulesco ile ya- pılan konuşma, sevişenlerin çözüm- lemek zorunda oldukları başlıca prob- lemleri ortaya atıyor. Godard, söyle- diklerinin-hep tersini yapan bir sine- macıdır. Sinemadaki davranışı da buna eşittir ve "A bout de souffle Serseri Âşıklar" da kısa süreli plân- ların ardından çok uzun plânların gelmesi, kişilerin yanlış ahlâk bağlan- tılarına, sahip oluşundandır. Godard'ın filminde hemen hemen herşey çizgi dışındır. Meselâ şimdiye kadar yurdumuza getirilip gösterilen öbür "Yeni Dalga" cılardan Malle'in, Boisrohd'un, Vadim'in, Molinaro'nun ve Truffaut'nun filmlerine bakarak çok daha alışılmışın, kalıplaşmışın dışına çıkma çabasındadır. İşlemesine giriştiği hikâyesi yeni değil ama, İş- leniş ve anlatım gereğinden çok gözü. peklik içindedir. Belirli sinema dili kurallarından gitmeyi gerekli sayma- yan Godard'ın kullandığı sinema dili ilkten gelenekçi seyirciyi şaşırtıyor, garipsetiyor.. Rejisör - oyuncu alış- verişinde ise Godard eski ustaların çok üstündedir. Daracık bir otel oda- sında sevişen iki kişiyi on onbeş da- kika gibi hayli uzun bir süre içinde seyirciye sıkmadan verebilmek ger- çekten küçünsenmiyecek bir ustalık- tır. OPERATÖR - DOKTOR MUZAFFER ARGUN Doğum ve Kadın Hastalıktan Mütehassısı Muayenehane : Meşrutiyet caddesi No. 1 Tel: 12 7943 36 5 P Futbol Sarvan ve diğerleri “Türk hakemlerini' bu duruma düşü- ren sizsiniz İbrahim bey. Bizi kukla gibi kullanmak istiyorsunuz. Yapmayın artık bunu." Muzaffer Sarvanın bu sözleri kar- şısında, Merkez Hakem Komitesi ikinci başkanı İbrahim Onuk, irkildi. Sarvanın sinirli olduğunu anlamıştı. İstikbalde çok şey beklediği bu hake- mi yatıştırmak istedi. Fakat, İzmir- li hakem hakarete de başlamıştı. O- nuk, dayanamadı: — Benimle bu şekilde konuşamaz- sın Muzaffer" dedi. Karşıdan ses gelmiyordu. Sarvan telefonu kapatmıştı. Bu kısa görüşme, Martın ilk haf- tasından beri spor çevrelerinde gü- nün konusunu teşkil eden Fenerbahçe - Gençlerbirliği maçında çıkan olayın yeni bir safhasıydı. Merkez Hakem Komitesi, hâdisede Muzaffer Sarvanı da suçlu görmüş, iki ay dinlendirmeğe karar vermişti. Muzaffer Sarvan ise bir basın toplantısı tertiplemek ka- rarındaydı. Bunun için İzmirden tele- fonla Beden Terbiyesi Genel Müdürü Bekir, Silâhçıları aradı, izin istedi. Si- lâhçılar, yetkili olmadığım, İbrahim Onuk ile görüşmesini: bildirdi. Onuk ise, hakemlerin açıklamada buluna- mıyacağını söyleyince, Sarvan ipin koptuğunu anladı. Telefonda, Onuka ağzına geleni söyledi ve iki gün sonra da İzmirde basın toplantısını yaptı. Sarvan toplantıda, Merkez Hakem Komitesinin hakemleri kukla gibi kullandığını iddia etti ve komite de- ğişinceye kadar hakemlik yapmıya- cağını bildirdi. Hepsinden önemlisi Sarvan, Fenerbahçeli futbolculardan sadece üçünün suçlu olduğunu ileri sürdü. Sarvan bu beyanatıyla, aley- hinde konuşmakta olan Fenerbahçe- lileri susturmak gayesini güdüyordu. Çünkü Fenerbahçeli futbolculardan diğer üçü, yan hakemi Orhan Gönül, saha müşahitleri Remzi Tosyalı ve Dr. Galip Ezgü ile federasyonun yet- kili üyeleri Eşfak Aykaç, Fevzi Uman ve Saim Kaurun verdiği raporlarla cezalandırılmışlardı. Fenerbahçeli üç futbolcunun suçsuzluğunu iddia et- mek bu bakımdan Sarvanı kurtaramı- yacaktı. Kısacan Sarvan, bir yönden kendini kurtarmak isterken yeni yeni hatalara düşüyordu. Bunun sonucu teşkilât, Sarvanı Merkez Ceza Kuru- luna vermeyi kararlaştırdı. Son haftaların Türk hakemliği için başarılı geçtiği söylenemez. hâdiseler birbirleri kovalamış, birçok hakem cezalandırılmıştır. OR Meselâ Galatasaray - Feriköy, Şe- ker-Hilâl - Göztepe, Göztepe - Vefa maçları .hâdiseli geçen maçların bir- kaçıdır. Bunların yanında birçok maç- ta da hakemlerin hatası, bazı takım- lan mağdur duruma düşürmüştür, Kulüpler haklı olarak bunun sonunun gelmesini beklemişlerdir. Fakat bu şartlar altında hataların son bulma- sına imkan yoktur. Hakemlik mücadelesi Hakemlik müessesesinin tenkit ko- nusu olmasının en büyük sebebi, hakemler arasında bir birliğin kuru- lamamasıdır. Çünkü, hakemler bölge bölge veya birer lider etrafından gruplara ayrılmışlardır. "Bu şekilde geçimsizliğin önlenmesi, dedikodunun durdurulması mümkün olamamakta- dır. Kısa bir süre önceye kadar Mer- kez Hakem Komitesine karşı İstan- buldan karşı bir cereyan vardı. Mer- kez Hakem. Komitesinin dışında bu- lunan Sulhi Garan, İstanbullu ha- kemleri etrafında toplamıştı. Şimdi ise Merkez Hakem Komitesi, Sulhi Garan grubunun elindeydi. Komitenin diğer beş üyesinden Mustafa Çakar vs Samih Duransoy, Garan tarafta- rıydı. Saim Kaur da bir İstanbullu olarak gruba katılmak zorundaydı. öylece, komitenin İkinci başkanı İbrahim Onuk ile Haşim Çorbalı yal- nız kaldılar. Sulhi Garan, eski isim- leri silmek istiyordu. Bu kararını derhal tatbike başladı. Hakkı Gürüz, Cezmi Başar, Zülbahar Sağanak, Or- han Gönül, Bedri Çakır ve daha bir- kaç kişiye türlü sebeplerle beklenme- dik anlarda cezalar verildi. Bunun ya- nında yeni bir ekol yaratıldı. Faruk Talü, Semih Zoroğlu, Doğan Baba- can, Nejat Şener, Tarık Yamaç, Sa- bahattin Lâdikli, Muvahhit Afir, Hakkı Çaktırma, Mustafa Gerçeker bu ekole dahil olan hakemlerin bir kısmıdır. Ancak bu hakemlerden yal- nız bir-ikişi bu yıl başarılı olabilmiş- tir. Birçok maçta, bu gruba dahil ha- kemler yüzünden hâdise çıkmıştır. Meselâ Tarık Yamaç, Doğan Babacan, Muvahhit Afir son haftalardaki hâdi- seli maçların hakemleridirler. İstanbul Sosyetesinin en beğendiği Lokal CLUP 12 Sıraselviler caddesi No: 91 Tel: 44 44 07 AKİS, 10 NİSAN 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: