22 Mayıs 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

22 Mayıs 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Duruşmaların Anatomisi Gidişe Uyan Karar firar etmek gerekir ki Anayasa Davasıyla ilgili ilk tahliye kararının, henüz kararname okunur ve gular devanı ederken verilivermersi bir sürpriz tesiri yaratmıştır. Ama, hâdiseleri yakından takip edenler ve Ekimden bu yana süregelen duruşmalarda beliren havayı iyi bilenler için sürpriz, tahliyenin zamanının doğurduğu bir histir. Yoksa, bu gibi kimseler Mendere- sin tutumunu tasvip etmemiş, onunla meselâ meşhur Tahkikat Komisyonunun kurulması sırasında (pençe pençe mücadele etmiş bir milletvekilinin tahliyesini son derece normal ve beklenilir bir hadise olarak kar- şılamışlardır. Aynı durumda olduklarını Şevki Erkerin- ki kadar kuvvetli delillerle ispat edebilecek D. P. Gru- bu mensuplarının, Yüksek Adalet Divanından eş karar alabilmeleri için hiç bir mani yoktur. Yassıada duruş- maları, AKİS'in şimdiye kadar pek çok defa belirtmiş bulunduğu gibi, mevcut olduğu 27 Mayıs sabahı millet tarafından hükme bağlanmış bir suça kimlerin hangi nisbette iştirak ettiklerini tesbit maksadıyla başlamış- tır. Bu çerçeve içinde faaliyet gösteren Divan, işin ta başından itibaren sanıklara bütün savunma imkan larım vererek onlara kendi mevkilerini tâyin gtmelgrini söylemiştir. Eğer Divan bir peşin kararla harekete geç- miş bulunsaydı, hiç bir sanık Yassıadadan kurtulmaz, hiç bir dâvada beraat kararı verilmezdi. Ama maksat ve gaye bir, "toplu mahkümiyet" olmaktan çok uzaktır. Üzerinde münakaşa edilemeyecek husus, D. P. İktida- rının Türkiyede bir "Anayasayı ihlâl suçu"nu işlemiş bulunduğudur. Tıpkı Jürili mahkemelerde olduğu gibi, bu dâvanın büyük jürisi Türk milleti D. P. iktidarım o konuda suçlu ilân etmiştir. Aslında bu, gelmiş geçmiş bütün basardı ihtilâlle- rin vardıkları ve açıkladıkları karardır. Bazı ihtilâller- de kararın açıklanmasıyla birlikte, gelişigüzel (tesbit edilen suçlular derhal öldürülüvermiştir. Bağdatta olan budur. Başka ihtilâllerde salkım sal- kım adamlar kışlarda askeri mah- kemelerin huzuruna çıkarılmışlar ve oralardan alınan hükümlerle kurşuna dizdirilmişlerdir. Castro böyle bir yol tutmuştur. Türkiyede bu usüllerden bambaşka bir adalet dağıtma çâresi düşünülmüştür. Varlığı münakaşa e- dilemeyecek bir suçun sanıklarının en âdil, hukuki ve kanuni tarzda tesbiti memleketin mümtaz hâkimlerinden müteşekkil bir heyete verilmiş, Diva- nın çalışmaya başlamasıyla birlikte İktidar meseleden elini eteğini çek- miş, Divanı tamamile serbest, kendi vicdanıyla basbaşâ bırakmıştır. İşin, o heyetin üyeleri bakımından ne de- rene müşkül ve mesuliyetli bulundu- ğunu burada hatırlatmak dahi fazla- dır. Ancak Ekim ayından bu yana Yassıadadaki duruşma salonunda ce- reyan eden hâdiseler güç vazifenin başarıyla yürütüldüğünün elle tutu- lur, gözle görülür delilleridir. AKİS, 22 MAYIS 1961 Şevki Erker Fazilet mükafatı Bir mahkemede gerçek adalet, sanıklar da kendi çaplarında hakimlere yardımcı oolurlarım münakaşa- sız tecelli eder. Bu bakımdan, Anayasa sanıklarından İlkinin tahliyesi şüphesiz pek çok kimsenin gözünü aça- cak ve doğru yolun ne olduğunu gösterecektir. Bu yol, bazı saf zevatın sandığı gibi, şimdi tövbekar olmak de- ğildir. Bu yol, o tarihte hangi tutuma sahip bulunuldu- Şunun ispatı yoludur. Şevki Kriter D. P. den çıkmamış- tır. Demek ki, 27 Mayıs 1960 sabahı D. P. Grubunun üyesi bulunmak Yassıada hakimlerinin nezdinde suç- luluğun şaşmaz delili değildir. Bu, son derece ' mantıki bir kanaattir. İhtilâlden sadece bir kaç gün evvel siyasi hayatla birlikte D. P. Grubunu terkeden ve bu sayede takibata uğramaktan kurtulan şahıslarla Grupta kal- mış, fakat gidişi önlemek için elinden geleni yapmış kimseler arasında bir fark düşünülemez. Şevki Erker evvelâ Menderesle fiülen mücadele et- tiğini ispat etmiştir. Bu mücadelesini, şarlatanlıkları maalesef Yassıadada beliren bazı sahte kahramanlar gibi ramp ışıkları altında değil, ciddiyetle yapmış bu- lunması, hakkındaki takdir hislerini arttırmıştır. Bun- dan sonra, D. P. de kalmayı Grupta, belirmeye başlayan mukavemet hislerini destekleme maksadına bağlaması Divanın tahliye kararının esasını teşkil etmiştir. Bir milletvekilinin tek başına her fenalığı önlemeye kadir bulunamayacağı, Divan tarafından mükemmelen tak- dir edilmiştir. Ama her milletkevili için ihmal edile- meyecek görev, her fenalığı önleyebilmek için gerekir- se tek başına mücadeledir. Aynı durumda olduklarını Yassıadada ispat edecekler, Yassıadadakl ikametleri- nin uyamayacağından emin olabilirler. İsterlerse mil- letvekili sıfatından başka sıfat taşımasınlar, İsterlerse Bakla olarak bilinsinler.. Yassıadanın hakimleri etikete değil, suça iştirak derecesine bakmaktadırlar. a hiç kimse tarafından unutul- maması gereken husus, Yüksek Di- vanın gerçek kanaatlere varmak için elinde âdeta bir hazine, tuttuğudur. D.P. Grubunun gizli müzakere zabıtla rı Divandadır. Bir çok sanığın notları Divandadır. Bir sürü mahrem mek- tup Divandadır. Nihayet Meclis tuta- nağı ortadadır. Bu vesikaların ışığı altında meydana çıkarak hakikatler, yedi sınıfa ayrılabilen Yassıada sa- nıklarının ceza derecelerini tâyin ede- cektir. Şevki Erker, hakkında müsbet kanaat uyandıran tek tanık değil, bu çeşit sanıkların sâdece birincisidir. Divan, o kararıyla adalet prensipleri- ne- nasıl atfa sarıldığını belli etmiş, bir sanığın daha fazla tutuk kalmaması kanaatinin uyandığı an, henüz karar- name okunması ve Sorgu faslında bu- lunulmasına rağmen tahliye karan vermekte bir an tereddüt etmemiştir. Bundan daha güven verici bir davranış olabilir mi? 11

Bu sayıdan diğer sayfalar: