25 Eylül 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

25 Eylül 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cihat Baban İptidai zihniyet, insanlara doğuştan musallat, Baban. Geçen hafta bu İste, Cihat Adam, batı kültürü mış. Milletvekilliği sırasında oAvrupasını, dünyayı görmüş. Ama, kumaşı hep aynı kalmış. hakkı. Gerçekleri inkâr e de çâresizliğinin ifadesi olarak kabul etmek kabil. Am bura, şarklılık kokan şu satırlarını insan olarak basitliğinden başka ney şey yapmamış olsa Tekzibini yayınlatmak, kanuni bünyevi bir dert olmalı sütunlarda, tekzibini o yayınlattı. veren bir lisede okumuş. Sonra, hukuk tahsili yap Amerikasını dolaşmış, hiç bir a, buram meli: "Çok garip tesadüftür ki bu iphamlı şüpheleri tahrik lerek polis romanlarının içine yerleştirilip yapılan neşriyatta benim gibi neo -halk üleğin Tanini ile Akisin birleşmiş olması dır. Bu haksız ve şeref yiyici hücumlara maruz kalabilmek için o Metin Toker dostuma ne fenalı vey: iyilik ettiğimi bilemiyorum." Bunu yazan Cihat Baban! Mesleğin bütün kademelerinden o geçmiş bir gazeteci. Bir derginin başyazarının o derginin her muhabiri tara findan getirilmiş her haberinin sıhhat derecesi üzerinde fikir sahibi ola- mayacağını bilmemesine imkân tasavvur olunabilir mif Aşağıda, haber lerin sıhhati bahsinde Babanın mı, yoksa AKİS'in mi haklı bulunduğu tanık, delil, zaman, mekân ve hepsinin üstünde fotoğraf ibrazı suretiyle ortaya konulmaktadır. Böyle de olmasa ve yanlış istihbarat yapılmış ol- sa bunu derginin başyazarına bağlamaya kalkışmak hangi "dürüstlüğün ve faziletin oicapları'yla kabili teliftir, bu formülü pek sevdiği anlaşılan alaturka Baban lütfedip söyler mi ? Cihat Baban, Tanin ile AKİS'in birleşmiş olmasına şaşıyor ve pek kaba bir demagojiyle neo-halkçılık ithamını bahis konusu ediyor. AKİS için neo-halkçı diye bir sınıfın bulunmadığını ve AKİS'in bu çeşit mü cadele usullerini benimsemiş kimselerin karşısında şiddetle vaziyet al- dığını herkes bilir. Ama Cihat Baban şaşmak istiyorsa, başka bir birleş meye şaşabilir: Kendisi ile kuyrukçu basının iki mümtaz organı, Son Ha vadis ve Düşünen Adam arasındaki fikri izdivaça. O lahana yaprakla rında Baban hakkında çıkan methiyelerle, ancak Babanın o lahana yap rakları hakkındaki iltifatkâr sözleri, cemileleri yarış edebilir. Bu ideo arkadaşlığı bizim üstadı hiç düşündürmüyor mu! Terazinin gösterdiği ağırlıkla devlet adamlığının gerektirdiği ağır lığın başka başka şeyler olduğunu Cihat Babanın yeniden ispatına hiç lüzum yoktu. Terazinin üzerinde çeki taşı gibi dururken Bakanlık koltu guna oturur oturmaz kuş kadar hafif kalmasıyla bunun canlı misalini zaten (o vermişti. Aşağıda, onun ökseye eğlenceli hikâyesini tutuluşunun okuyacak SINIZ. Kanun şahıslara, doğru olmayan hususların cevaplan- dırılması için hak tanır. "Evet, dediğiniz gibi dav- randım ve çok iyi yaptım" demek maksadıyla D. P. devrinden bu yana hâkime başvuran ilk kimse, ' Cihat Baban olmalı. AKİS, Cihat Baban hiç bir başarı gösteremediği Basın-Yayın ve Turizm Bakanlığından istifa ettiği haf- ta bu ayrılışın gerçek sebeplerini ve hâdisenin hangi şartlar altında cereyan ettiğini haber sütunlarında hi- kâye etmişti. Ertesi hafta, mahkeme kanalıyla gönde- rilmiş bir tekzip alındı. Tekzip Cihat Babandan geliyor- du. Eski Bakan gerçi başarısızlık hükmünü "... başarılı bir Bakan olduğumun aynı sayfanın aynı sütunlarında kanun gereğince ilânı" diye tekzibe kadar işi götürmü- yordu ama, o noktanın hemen kenarına gelmekten ken dini alamamıştı. AKİS, istifanın Babanın dediği gibi Kurultayda C.H. P. Meclisine seçilmiş olmasıyla alâkalı bulun- madığını yazıyor -nitekim, halefi Sahir oKurutluoglu aynı Kurultayda aynı Meclise seçilmiştir-, Bakanın çalışmalarından bir süredir memnun olunmadığını bil- diriyor ve şikâyet konusu olan üç tutumunu misal diye gösteriyordu. Baban, geçen hafta yayınlanan mecburi tekzibinde bu üç noktayı ele almaktadır Ele almaktadır ama, tekzip değil, teyit için! AKİS demişti ki: İstanbul Radyosu teknisyenleri için yaptırılmış bir lojmanda bir yazar oturuyordu. Bu, dikkati çekti. Basın-Yayın ve Turizm Genel Mü- dürü bir ara lojmanın boşaltılmasını, teknisyenlerden birinin buna ihtiyacı olduğunu Bakana rica yollu du- yurdu. Baban, eski bir dostunu gücendirmemek kaygı- -ıyla ricayı kulak arkasına attı. etmek Baban demektedir ki: "Çok iyi yaptım!" ban çok iyi yaptığına kani olabilir ama, bunun cevap hakkıyla alâkası nedir onu anlayamadık ki.. AKİS, $6 EYLÜL 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: