25 Eylül 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

25 Eylül 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURITA OLUP BİTENLER daşların samimi sevgi gösterilerine şahit oldukça duygulandı. Şunu da söylemek gerekir ki, Devlet ve Hü- kümet Başkanının bu sohbeti sıra- sında yanında Başyâverden ve şofö- ründen başka vazifeli kimse (o bulun- muyordu. Gürsel sanki İhtilâlin lide- ri değildi de, akşam gezisine çıkmış herhangi bir generaldi. Gürsel, bir ara, etrafını uzun uzun süzdü. Sonra başını hafifçe arkaya atarak sordu: "— Ahval nasıl, nasıl (o buluyor- sunuz sizler?." Kalabalıktan çıkmadı. nefese: "— Çok iyi, Paşam.. Çok iyi luyoruz" diye atıldı. Ama Generalin söylenenler değil, söylenmiyenler dikkatini çekti. oGü- lümsedi. Bu konuya tekrar dönece- gini belli eden bir baş işaretinden sonra sözü ekonomik konulara ak- tardı. Şöyle dedi: "— Bakın, israftan kaçınmak lâ- zım. Türk milleti olarak bizler, akıl- lı kişileriz. Öğretileni çabuk okavra- rız. Feragat sahibiyiz. Çalışkan ve vatanseveriz. Gelgelelim, birçok ek- sikliklerimiz ve bir devrin alıştır- dığı kötü itiyatlarımız var. Bunlar- dan kurtulmak lâzım.. Başkan Gürsel Doner sonra, İS- rafın memleketimizde oOmüzmin bir dert halini aldığını, dinliyenlere izah etti. Sözlerine devamla: — Bakın, bir Alman düşünürü iiceemi. francalaların sarıldığı kâ- ğıtların miktarı günde 30 bin kilo ediyormuş. Bunlar atılıyor, israf olu- yor. Onun için daha iktisatlı hareket etmek lâzım. Biz, tek tip ekmek yap- mağı tercih ettik. Bundan sonra da- ha iktisatlı hareket etmeğe mecbu- ruz" dedi. General Gürselin etrafını çeviren vatandaş topluluğu hayli artmış, da- ire hayli genişlemişti. General yorul- madığını belli eden hareketler yapa- rak, biraz evvel sorup cevap alama- dığı konuya tekrar döndü Evvelâ şapkasını halife düzeltti. Etrafım birkaç saniye gözden geçir- dikten sonra, merakla kendisine ba- kanlara tane tane: — Bakınız, ilk ve en önemli mer- hale seçimlerdir. Seçimlere mâni ola- cak her türlü sinsi tertip ve hareket- lere kulak asmamak, meydan verme- mek lâzımdır. Kulağıma bazı küçük olaylar geliyor. Ama ehemmiyeti ha- iz şeyler değil..." Kalabalıkta bir kaynaşma oldu. Saflar birbirine daha fazla yaklaşıp Generale daha fazla sokuldular. Gürsel bu arada biraz nefes aldık- tan sonra sözlerine şöyle devam et- ti: 18 birkaç saniye oses Sonra birkaç erkend, nefes bu- Gürselin halkla sohbet Ankaranın "— Seçimleri yapmamak bize pek pahalıya mal olur. Bu, Türkiyemizin son şansıdır. Bu, son şansımızdır..." Başkan cümlesini bitirdiğinde et- raftan çıt çıkmıyordu. Herkes dikkat kesilmiş, bu önemli konuda Devlet ve Hükümet Başkanının söyliyecek- lerini dinliyordu. o Gürsel bastonuna hafifçe dayandı. Başını iki tarafa sallıyarak devam etti: "— Bir takım yabancı devletlere avuç açarak yaşamak acıdır. Milli itibarımızı zedeleyicidir. Düşününüz bir kere, yardım isteğimiz ya redde- dilirse, durum veri ne olur? Milli itibarımız ne olu Başkanın bu nucu fazla hassas olduğu konuşmasından belli oluyor- du. General âdeta üzülmüştü. Keli- meler ağzından çıkarken kendisini zorluyordu. Ancak, kendisini çabuk topladı. Yüzüne gene o tebessümünü oturttu. Etrafını saranlara şefkatle baktı. Birden ciddileşti, kaşlarını çat- tı. Başını hafifçe öne eğerek gözle- rini bir noktaya dikti ve: "— İşte bütün bunlar için, milli bütünlüğümüzü bozmağa çalışan fır- satçılara, kincilere ve intikamcılara müsaade etmiyeceğiz. Sizler de et- meyin" dedi. Şu siyasi ahval.. Başkan Oo sözlerini tamamladıktan içinde müddet ısıl ışıl yanan Ankarayı sey- retti. Konuşmadı. Sonra etrafını sa- ranlara âniden dönerek: — iyasi ahvali nasıl buluyor- sunuz?" diye ikinci defa sordu. ettiği Çankaya Parkı Hyde Park'ı Kalabalık şöyle bir (o dalgalandı. Generale yakın olan ince bıyıklı, ko- nuştuğu müddetçe devamlı baş sal- layan, ellerini kavuşturmuş biri atıl- dı: — Çok iyi, ei vi ya Paşam, ah şu oy avcıları olm Başkan Gürsel, ince . bıyıklı ada- mın Sözlerini duymamış gibiydi. Gü- lümsedi. Âdeta suali kendi kendine sormuştu. Cevabını landı ve ağır ağır, rine basa basa, kendisine has diksi- yORUŞIŞ konuştu: — Oy avcılığına mâni olmak için çok çalışıyorum. Bu gibi hareketle- rin memlekete zararlı olduğunu an- latmak için elimden geleni yapıyo- rum. Sık sık parti liderlerini ikaz e- diyor, sık sık onlarla bu konuda ko- nuşuyorum..." Başkan sözlerinin burasında ge- ne birkaç saniye durakladı. oEtrafı- nı gülümsiyerek söyle bir süzdü, de- vam etti "— Gümüşpala, geçen olaylardan sonra düzeldi. Artık osağduyusuyla hareket ediyor. Daha basiretli dav- ranıyor. Bu, memleketin hayrına bir işarettir." Gürsel, Gümüşpalayla ilgili sözle- rini müteakip dinliyenlerin ne diye- ceklerini veya ne düşündüklerini an- lamak istercesine odurakladı. Kala- balık, nefesini kesmiş. Generalin söz- lerinin gerisini obekliyordu. General gülümsiyerek devam etti: — Gel bu defa teşkilât Gümüşpalayı (o sıkıştırmağa başladı.. Âdeta Gümüşpalaya gücendiler.." General, sözünün burasında mâ- AKİS, 25 EYLÜL 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: