25 Eylül 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

25 Eylül 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YASSIADA HÜKÜMLÜLERİ mahzunu bulun- madığı cevabım alınca, izin verdiği- ni Denizci OYüzbaşıya bildirmişti. Zinde görünen Menderes, helâya git- mek üzere, herhangi bir müracaatta bulunmadı. İmralıya ene e istismar O- lunan sıhhi içinde ve dış basında türlü Deli vi ri yol açan Menderes, iskeleden kendi- sine tahsis olunan misafir salonuna kadarki, çiçek tarhları sıralı yüz metrelik yolu, hiç kimsenin yardımı olmadan rahatça yürüdü. Ayrıca, misafir salonu ile darağacı arasın- daki 80 metrelik mesafeyi de aynı şe- kilde katetti, hatta sehpadaki is- kemleye bile kendi basına çıktı. Menderes, 12 bin dönümlük İmra- lıya getirildiğinde, doğruca misafir salonuna alındı. Akşam yemeği iste- medi ve başında gene muhafızı De- niz yüzbaşısı olduğu halde, elbisesiy- le yatağına uzandı. Yüksek Adalet (Divanı üyeleri, Egesel ve Yardımcıları, oGürya bir doktor normal mobilyası kaldırı- larak hazırlanmış misafir salonuna girdikleri zaman, saatler 1.30'u gös- teriyordu ve Menderes uyumuyordu. Yüksek Adalet Divanıma tasdik ka- rarım okuyan ve kesinleşen hükmün derhal infaz edileceğini bildiren Ege- seli dinlerken, bir darba yemiş gibi sendeledi ve oturduğu koltukta kam- burunu çıkararak daha da küçüldü. Biraz toparlanır gibi olduktan sonra sigara istedi. Verilen Yeniceyi tüttü- rürken: "— Dünyadan ayrıldığım şu an- de, ailem efradını şefkatle andığımı kendilerine bildirin. Vatanı ve mille- ti Allah refah içinde bıraksın" dedi. Menderes, en büyük oğlu Yüksel kendisim Yassıadada son defa ziya- ret ettiğinde, söyle demişti: — Beni ihtilal günü hemen ne- den öldürmediler? Bu şekilde hergün bir defa ölüyorum." eres, o ailesine (o yazdırttığı mektubun altını imzaladıktan sonra, dini telkinatta bulunacak imamın karşısına oturdu. İmam, arapça oku- duğu kelimeleri Menderese tekrarla- tarak tövbe istiğfar ettirdi ve bu fa- sıl düşük Başbakanın, "Mukaddera- tıma razı oldum" mânasına gelen sözleriyle ve kelimei şahadet getir- du. danışmış, hiçbir gömlek sırtına (geçirilirken titremesi şiddetlenen Menderesin, bilâhare kollan arkasında, bileke! lerin- den kelepçelendi. Maksat, ipe çekil- diği sırada ellerini kullanıp kendine eziyet etmesine mâni olmaktı. Daha sonra, usule uygun olarak iki gardi- yanın ortasında, o kalaslardan kuru- 22 Egesel ve Tarık Güryay Son Şahitler lan sehpaya doğru yola çıktı. Silâh- sız gardiyanların ogörevi, taşkınlık yapması veya bitkinlikten çökmesi veya ilerliyememesi halinde müdaha- le etmekti. Fakat, imamın tavsiye- sine uyarak yol boyunca biteviye ke- limei şahadet getiren Menderes, mü- dahaleye lüzum göstermedi. Menderesin ölüm cezası, Zorlunun 21 saat 30 dakika önce asılarak idam edildiği darağacında infaz edildi. Da- rağacı, Imralının Mete kesiminde ve iki anbar arasında, denize nezareti olmıyan bir yerinde kurulmuştu. Di- ger mahkümların nazarlarından u- zaktı, akasya ve ardıç ağaçlarının arasındaydı. Menderes, ilmik boğazına geçiri- lirken, çocuklarının politika hayatı- na atılmamalarının mutlaka önlen- mesinin sağlanmasını, ancak yakı- nındakilerin Oo duyabileceği ir sesle mırıldandı. Menderesin ruhunu tea- lim etmesi de, Zorlu ve Polarkanınıki gibi kısa ve kolay oldu. Gene sakim zihniyetleri uğruna hayatlarım kay- beden ideal arkadaşları gibi, bir saat- ten biraz fazla yağlı ipte asılı kaldı. Mahir kıpti cellat işini rahatlıkla bitirdikten sonra yılışarak Egeselin yanına yaklaştı ve klâsik şivesiyle dedi ki: "— Benim gözüm esas Celâl Ba- yarda. Getirin onu da hemen asıve- reyim.” Asabı fevkalâde gergin Egesel fena halde hiddetlenerek tersledi: Eğer sen Celâl Bayan asar- san, bei de seni asarım!" Tam 2.30 da asılan Menderesin cesedi, ipten indirildikten sonra yı- kandı ve ve kefenlendi. İmralı Ceza- evinin mescidinde cenaze namazı kı- lındıktan sonra, Martıtepe mevkiin- daha önce hazırlanan yere gömül- ü. Tarih! salonun dışı Ewelki hafta cuma günü, Mende- res hariç, idama veya müebbet hapse mahkum olan 45 düşük, İmra- lıya gönderildi. Bunların, jimnastik- aneden bozma tarihi duruşma salo- nundan çıkar çıkmaz, kimseyle gö- rüştürülmeden derhal ellerine kelep- çe vuruldu ve hepsi, lodosa açık Poy- raz İskelesinde beklemekte olan li- man savunma botuna bindirildiler. Yassıadadaki hücrelerine uğrayama- dıklarından, eşyaları vazifeli subay- lar nezaretinde liman savunma botu- na getirildi. Düşük Cumhurbaşkanı, ilk partide gelmiş, liman savunma botunun dolmasını ve hareketini bek- liyordu. Sonraki partilerden birinde Emin Kalafatı görünce gülümsiyerek takılmaktan geri kalmadı: "— Emin bey, geçmiş olsun." Minyon Kalafat, seke seke liman savunma botuna girmeğe çalışırken. kendine has sesiyle mukabele etti: — Size da geçmiş olsun. Kurtu- luyoruz. Bu iş te bitti." İmralı adasının içinde ve etra- finda, İstanbul Örfi İdare Kuman- danlığınca sıkı emniyet tedbirleri a- lınmıştı. o Dışarıda , Donanmamıza mensup tekneler, dahilde de Sten ve ompson makineli tabancalı erler göze çarpıyordu. M.B.K. nin idamları tasdik veya müebbet hapse tahvil kararları, bir helikopterle (o Yassıadaya getirildiği AKİS, 25 EYLÜL 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: