13 Kasım 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

13 Kasım 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER istiyordu. Bu arada Fuat Sirmenin adı bahis konusu edilmişti. Nitekim 1935 yılında Rize Milletvekili olarak B.M. M. ne girdi. Siyasi hayat içinde Böylece (o hukukçu Sirmen yeni bir hüviyete bürünüyor ve politikaya atılıyordu. Sirmen Mecliste kendini göster- mesini bildi ve o sıralarda teşkil e- dilen Müstakil Grubun İdare Kuru- lunda vazife aldı. Hattâ kurulun Başkanlığını aptı. o Sirmenin parlâmento hayatı 1943 yılma kadar böyle hareketli, fakat ikinci plânda bir adam olarak geçti. Vakta ki 1943 yılı geldi çattı ve Saraçoğlu ikin ci defa kabineyi kurmakla vazifelen- dirildi, Sirmenin de yıldızı parladı. meşhur seçimlerin sonunda, yeniden gürültülü (Meclise Rize milletvekili sıfatıyla geldi. Ancak, ondan sonra, nisbi temsille yapılan bu son seçime kadar -C. H. P. listesinin başınday- dı- bir daha Rizeden ne kendisi, ne partisi oseçilebildi. Kocaeliden şan- sını denediğinde de talihi daha yaver gitmedi. 1946-50 arasındaki devrede, Fuat Sirmen Adalet Bakanı olarak şöh- ret yaptı. İkinci Hasan Saka kabine- sinde bu görevde çalıştı, oradan Gü- naltay kabinesine intikal etti. Bakan- lığı dolayısıyla, devrini damgalayan adamlardan biri oldu. Fakat, sevilen bir Bakan olamadı. Bilâkis, üzerine ziyadesiyle şimşek çekti. Bu şimşek- lerin bir kısmının, devrin başarılı kirleriyle gazetecilerin karşısına di- kildi. Zaten Hadi Tan, yardımcıları arasındaydı. O devirde hazırlanan bir Basın Kanunu tasarısı, faşist İtalya- da hukuk tahsil etmiş Adalet Baka- nını derhal sevimsiz yapmaya yetti. Halbuki, fikir haysiyeti ve inançla- rına sadık kalma bakımından bunun kusur Oo sayılmayacağı muhakkaktır. Nitekim, seçim kampanyasında raki- bi bir savcıya gösterdiği müsamaha ile dikkati çekmiştir. Buna mukabil bir kaç emekliliğe sevk kararı, hak- kındaki tenkitleri şiddetlendirmiştir. Sirmen, siyasi hayatının o devre- sine ait hücumlardan bir kısmını âdi dedikodu saymakta ve onların hatır- latılmasından hoşlanmamaktadır. Ha tırlatıldığında da "Bu suali odediko- Fuat Sirmen siyasi Zira Saraçoğlu bu genç ve çalışkan hukukçuyu kabinesine İktisat ve Ti- caret Bakam olarak âldı. oSirmenin bu ilk Bakanlığı 1946 yılının Ağus- tos ayına kadar devam etti. Sirme- nin İktisat ve Ticaret bakanlığı unu- tulmaz bir bakanlık olmadı. Devrin güç iktisadi ve ticari şartları için- de, bir sıra Bakanı oldu. Ama dürüst- lüğü, alnım dik tutması, sert hatları altındaki (o hakşinaslığı (o icraatından daha fazla dikkati çekti. Zaten as- lına bakılırsa, eski Ankara Savcısını öyle bir bakanlığın basma oturtmak ta da fazla bir basiret yoktu. 1946 yılı, Tükiyeye yeni bir de- vir getirdi. Tayinle milletvekili olma usulü artık tarihe karışmıştı. Fuat Sirmen Rizede, kuvvetli D. P. e karsı seçim mücadelesi ya ptıveo 20 Parti liderleriyle koalisyon konusunu görüşüyor Göbek çatlatan gayret Muhalefeti D. P. tarafından hususi itinayla gönderildiği muhakkaktır. A ma bir yandan Sirmenin mizacı, bir politikacı için fazla katı, haşin ve kırıcı . Me taraftan ise okrasi konusundaki temayülü, anlayışı ve telakkisi ten- kitlerarasınabolmiktardahaklıten- kidi de soktu. Nitekim o şöhreti, Mec lis Başkanlığı için turlar birbirini takip ederken kendisi için handikap olda. Dürüst ama müsamahasız Fuat Sirmen Adalet (Bakanlığında dürüstlük şöhretinden bir şey kay- betmedi. Kendi telakkileri içinde haksızlık da yapmadı. Fakat, meselâ Basın Hürriyeti konusunda meşhur Hadi Tanın fikirlerine pek uyan fi- dularııkaranlara sorun. Onlar ne biliyorlarsa, söylesinler bakalım" de- mektedir. Sirmen, o devredeki iraa- tının politik zaviyeden mütalea edil- memesi taraftarıdır. Zira kendisi de görevini öyle mütalea etmemektedir. İkinci Cumhuriyetin ilk Meclis Baş- kam bitirdiğimiz hafta içinde (o bir gum söyle dedi: — Ben, Adalet Bakanına verilen Büyük Hâkim ünvanına uygun ola- rak hareket ettim. 1946-50 arasında, partilerarası mücadelede, o zamanın muhalifleri tarafından ve tamamen politik mülahazalarla yapılmış geri neşriyat bu haberlerin çıkma- sına sebep olmuştur. 11-12 yıl sonra ve Meclis Başkanlığına aday göste- rildiğim sırada yapılan neşriyat da bunlara dayanmaktadır." AKİS, 13 KASIM 1961

Bu sayıdan diğer sayfalar: