11 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

11 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÜNİVERSİTE 147' ler Yorgan gitti, kavga, bitti... Bitirdiğimiz haftanın ortalarında bir öğle sonu, İstanbul Üniversi- tesinin Rektörlük binasının büyük, ceviz kapısından çıkan orta boylu ve son derece mağrur tavırlı bir a- dam, kapıyı itina ile kapattıktan son- ra,, mermer merdivenlerde kümelen- miş bekliyen gazetecilere dudakları- nı ie pikap gülümsedi ve kalın bir ses sle — Bütü ün ihtilâflarımız bitti. Rek- törün kesin kararı herşeyı düzeltti" dedi. Bir atı durakladıktan sonra, aynı mağrur eda ile sözlerini şöyle tamam - — Artık Klinik Şefleri de bi- ziZ.. Hâdise, Tıp Fakültesi (oProfesör- ler Kurulunun yaptığı muhataralı toplantıdan sonra cereyan ediyordu. Mağrur tavırlı adam, Ord. Prof. Kâ- zım İsmail Gürkandı. Tıp Fakültesi Profesörler Kurulu, o gün 147'lerden üniversiteye dönenlerle takviyeli oo- larak toplanmış ve 147'lerden o Tıp Fakültesine dönenlerin yeniden Kür- sü Profesörü ve Klinik Direktörü o- larak tayin edilmelerine karar over- mişti. Tıp Fakültesi Profesörler Ku- rulu, o toplantısında, ayrıca, iki gün önce Tıp Fakültesi Dekanlığı göre * vinden uzaklaştırılmış bulunan Prof. Kâzım İsmail Gürkan Zilli taktik Halit Ziya Konuralp hakkında da Rektör Sıddık Sami Onar tarafından alınan kararı tasvip ederek, n ralp aleyhinde tahkikat SGEİMESİ. uygun görüyordu. Böylece, zahiren Tıp Fakültesindeki ihtilâf kapanmış oluyordu. Aslında herşey o gün Profesörler Kurulunda, önceden bütün replikleri- ne kadar hasırlanmış olan piyesin sahneye konulması seklinde cereyan etti. Piyesin sahneye koyucusu tabia- tıyla Taktikçi Allâmeler Kliğinin şe- fi, Kâzım İsmail Gürkandan başka- sı değildi, Esasen piyesin son prova- sı, Profesörler Kurulu toplantısından bir gece önce yapıldı ve doğrusunu söylemek lâzım gelirse muvaffak da olundu. Bir gece önce Ekrem Şerif Egelinin evinde toplanan o Klikçiler kendileri için başbelâsı kesilen oHa- lit Ziya Konuralpe son darbeyi vur- mak üzere teşebbüse geçtiler ve Rektör Onarı da Egelinin evine da- vet ettiler. Yemekte yapılan konuş- malar Tıp Fakültesindeki hâdiselerle alâkalıydı ve Klikçiler ihtiyatlı Onarı ürkütmemek için ziyadesiyle dikkatli davranıyorlardı. Yemekten sonra kü- tüphanede kahveler içilirken İsmail Gürkan teatral bir konuşma yaptı ve Senatonun şerefinin korun- masının Rektöre düştüğünü ihsas et- t. Gürkanın "Senatonun şerefi"nin korunmasından maksadı, o 147'lerden Tıp Fakültesine dönenlerin yeniden Kürsü Profösörü ve Klinik Direktörü olmaları konusunda Senato tarafından alınan kararı tatbik -etmemekte da- karşıy- dı. Gürkan, "Sami bey, vazife size diye sözlerini oOtamamladı ve bu arada Onara 147'lerin dönmesi mücadeleyi hatırlattı. Taktikçi Allâmelerin Edmond Ros- tand'ın tiplerini pek hatırlatan ziya- teatral şefi engellerin ortadan kaldırılması o ge- rekiyordu. Engel de nn ya Konu- Nitekim kahveler içildikten sonra Onar, "eski dostlar"ına hak ver- diğini belli eder'tarzda bir konuşma yaptı. Rektör olarak Tıp Fakültesi Dekanına "işten el çektirmek "ten başka çâre kalmıyordu. Onar, başını hafifçe eğerek: "— Arkadaşlar, yarın Konuralpe işten el çektireceğim" dediği sırada saatler tamamı tamamına 12'yi gös- teriyordu ve Taktikçi oAllâmelerin yüzlerine muzaffer bir (o gülümseme yayılmıştı. Bu sırada ise bir başka yerde, Bâ- Halit Ziya Konuralp Salıncakta bıande Kıyametler kopuyor ve Maarır muhabirleri, fellik fellik Sıddık Sa- mi Onarı arıyorlardı. Zira, Taktikçi Allâmelere yakın gazetelere, el al- tından, "Konuralpe işten el çektirile- ceği" haberleri uçurulmuş, bunun ü- zerine oOOnarın telefonları o işlemeye başlamıştı. Fakat Onar eve döndük- ten sonra da gazetecilerin telefonları- na cevap vermedi ve ertesi gün her ne hikmetse, Konuralpin işten el çektirildiğine dair haber, A. A. vası- tasıyla gazetelere iletildi. Anlaşılan Onar, ' gazetecilerle karşılaşmaktan bu sıralarda pek hazzetmiyordu. Klinikçilere karşı kazanılan bu ilk raund Taktikçi Allâme'ere rahat bir nefes aldırdı. Zira meselenin aşağı yukarı hepsi halledilmiş oluyor, sâ- dece bu kararla kendilerinin Kürsü Direktörlüklerine oatanılmaları hu- susunun zaten Önceden peylerimiş Profesörler Kurulunda tasdik edilme- si kalıyordu, ki, bu da basit bir for- maliteden ibaretti. Taktikçi Allâme- lerin sevinçle, avuçlarını ovuştura- rak Profesörler Kurulu toplantı salo- nuna girmeleri de esasen bunu gös- teriyordu. Nitekim Profesörler Kurulu top- lantısı, gerçekten bir sahneye koyma şeklinde cereyan etti. Toplantıya ka- tılan 94 üyenin çoğunluğu, o esasen Klinikçileri (o desteklediğinden, o karar- lar kolayca kuruldan geçti. (Fakat meselenin olup bittiye getirildiğini gören Prof. Necdet Sezer Prof. Der- viş Manizade ve Hatice Bodur, top- lantıyı kızgınlıkla terkettiler. Zaten yapılacak başka bir şey de yoktu. Toplantıdan sonra Dekan Vekili Sup- hi Artunkal, bir basın toplantısı yap- tı. Yumuşak tabiatlı Artunkal, söz- AKİS 11 HAZİRAN 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: