11 Haziran 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

11 Haziran 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TI Ankara Kenterler Ankarada Ankara seyircisinin daha birkaç yıl öncesine kadar, kendi sahnelerin- de, sık sık güzel oyunlarını zevkle seyretmekten, yeni yeni yaratışları- nı alkışlamaktan zevk duydukları i- ki sanatçı vardı: Yıldız ve (oMüşfik Kenter. Yedi yıllık bir ara ile Kon- servatuvardan çıkmış oldukları hal- de iki kardeşin, biraz da aileden al- dıkları sanat gücü kısa zamanda par- lamalarını, Devlet sahnelerinin en başarılı oyuncuları arasında o tanın- malarını sağlamıştı. Meslek hayatına aynı sahnede, Devlet Tiyatrosunda, başlamış olan Kenterler, kısa bir süre, ayrı ayrı o- yunlarda, ayrı rollerde dikkati çek- tiler. Ama "yıldız"larının devamlı o- larak parlamıya başlaması, denebilir YA şıya oynamalarını bekliyordu. ten"le başlayan bu parlayış, murcu" ve "Çöl Faresi"yle devam et- ti, nihayet "Öfke"de en yüksek dere- cesini buldu. Garip bir tesadüfle Ken- ter kardeşler kendilerini en yüksek başarıya ulaştıran bu "Öfke"yle Dev- let Tiyatrosundan ayrıldılar. Yalnız Devlet Tiyatrosundan de gil, Ankaradan da ayrılmışlardı... 1959 . 60 mevsiminin başında, İstan- bulda yepyeni bir denemeye atıldılar. Muhsin Ertuğrulun Karaca Tiyatro- da, seçkin bir kadro ile kurduğu ö- zel topluluğa katıldılar. "Salıncakta İki Kişi"de, gerçek tiyatroya osusa mış çok geniş bir seyirci topluluğu- nu, bütün İstanbulu, kendilerine çek- mekte gecikmediler. Türk Tiyatrosu İçin yeni bir çığır açabilecek bu de- nemenin ömrü, ne yazık ki, bir mev- sim sürebildi... Sonra, aynı denemeyi küçük "Site" tiyatrosunda tek başla- rna, devam ettirmesini bildiler. Bu mevsim başında, Karaca Tiyatroda, "Kent Oyuncuları" topluluğu adı al- tında yürüttükleri faaliyet ise, o de- nemeyi başarıyla geliştirmiş, İlk ve- rimli sonuçlara ulaştırmış oldu. Şim- di Kenterler, üç yıl önce başlayan ve daha ikinci mevsiminde iki, üç kola ayrılan, Türk dram sanatına özel ve ları kazandırmayı güden bir akımın öncüleri olmuşlardır. İşte Ankara seyircisi Kentetleri kendisinden uzaklaşalıberi değil o bir mevsimini, bir ayını, bir o haftasını. hatta bir günü boş geçirmemiş, İs- tanbulun yıllar yılı ihmal edilmiş, es- ki kalıplar içinde donup kalmış sah- ne hayatına uyarıcı bir yemlik, sarsı- AKİS, 11 HAZİRAN 1962 TR O cı bir hareket getirmiş ve büyük işler başarmış olarak, gene karşısında bu- luyor. Üç mevsimlik bir ( ayrılıktan sonra Kenterlerin sanat damgalarını taşıyan kendi topluluklarıyla, reper- tuvarlarının en üzel oyunlarıyla Küçük Tiyatroda vermeğe başladık- ları temsiller Haziran o sıcaklarında gördüğü geniş ilgi Ankara seyircisi- nin bu karşılaşmadan ne kadar mem- nun olduğunu göstermektedir. Dört yönlü oyun Oyuncuları topluluğunun An- karadaki ilk oyunu “Raşomon" oldu. Öbür oyunlar birer hafta ara i- le onu takibedecek ve misafir sanat- çılar Haziran sonuna kadar sırasiy- le, Necati Cumalının "Nalınlar'ını, Marcel Achard'ın "Aptal Kız'"ını ve "Büyük Sebastiyanlar"ı Ankaralılara tanıtacaklardır. "Raşomon" bir Japon hikâyesin- den Fay ve Michael Kanin'in tiyatro- ca aktardıkları bir oyundur. Vaka eski Japon başkenti Kyoto'nun ka- pısında - Raşomon Kapısında - geç- mekte ve haydut Tajomoru'nun kan- lı bir aşk macerasını o işlemektedir. Egzotik bir hava içinde canlandırı- lan bu maceranın bütün özelliği, bir değil, dört defa, dört ayrı yönden canlandırılması o ve oynanmasıdır. Böylece zengin, soylu kocanın ölü- müyle, haydut Tajomaru'nun adaletin eline geçmesiyle sonuçlanmış olan hikâye, bir defa Tajomaru'nun, ikin- ci defa kadının, üçüncü defa ölen ko- canın -gerçeği aydınlatmak için çağ- rılan - ruhunun anlattığı şekilde, dör- düncü defa da Oduncunun gördüğü gibi seyredilmektedir. Bütün bu ver- sion'lardan hangisi doğrudur? Ame- rikalı yazarlar seyirciyi, oPirandelle gibi, bir izafilik problemi karşısında bırakıp, o şaşkınlıktan teatral bir te- sir elde etmiye kalkmıyorlarsa oda, daha ince bir yoldan, insanoğlunun "hakikat" diye bellediği şeylerin na- sıl pamuk ipliğine bağlı şeyler oldu- gunu belirtmekten de geri kalmıyor- lar. "Raşomon" mevsim başında, İs- tanbulda oynandığı zaman, oyun üze- rinde gene bu sayfalarda durulmuş- tu. (Bk. AKİS: Sayı 385) Onun için bu konuda daha fazla bir şey söyle- meğe lüzum yoktur. Yalnız şu kada- rına işaret edelim ki, Kent Oyuncula- rı, bilhassa renk ve ışık bakımından, apayrı bir itina isteyen "Raşomon'"u, Küçük Tiyatronun pek geniş olmı- yan imkânları içinde, İstanbuldakin- den farksız bir düzen içinde OAnka- ra seyircisine sunmuşlardır. Marie Bell temsilleri Geçenki sayıda haber vermiş oldu- dana gelen topluluğuyla bu hafta baş- larında İstanbula gelmiş olacaktır. Sofyada birkaç temsil verdikten sonra İstanbula geçecek olan Marie Bell topluluğu yurdumuzda bir haf- ta kalacak, dördü İstanbulda, ikisi Ankarada olmak üzere altı (temsil verecektir. Ankarada 16 Haziranda verilecek ilk temsilde "Phedre", 17 Haziran ak- şamı verilecek ikinci ve son temsil- de de "Berenice" oynanacaktır. Bi- lindiği gibi, ünlü Fransız- şairi Jean Kenterler ” Dört meçhullü Raşomon"u Ankarada temsil ediyorlar denklem 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: