3 Eylül 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

3 Eylül 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER konular Bakanlar ei halledil- mek üzere mesele edildi. Esasen bu yeni bir teklif değildi. Çalışmalara başlanıldığı ilk günlerde ortaya çı- kıveren vergi reformu meselesindeki anlaşmazlıkları Alican, Bakanlar Ku- rulunda hal edilmesi kaydıyla geri bı- rakılmasını istemişti. Bu fikri daha sonra Feyzioğlu da birkaç kere orta- ya atmış, ancak o sıralarda ortada daha büyük meseleler olmadığından işin üzerinde fazla durulmamıştı. Şimdi Yüksek Plânlama Kurulu 5 Yıllık Kalkınma Planının müzakere lerini bitirmiştir. Planı hazırlıyanlar- la, Hükümeti temsil eden bazı bakan- lar arasmda, bazı konularda anlaş- mazlık tam olarak m Bu pürüzlerin ortadan kalkması, kanlar Kuruluna birak Bu fik- lunda kendileriyle aynı fikirde olan birçok bakaran mevcudiyetinden e- mindirler. Bu şekilde müzakerelere o- Son günlerde cereyan eden olay lar Plancıların ümidini biraz daha arttırdı. Zira Yüksek Planlama Kur- rulunda ortaya çıkan çatışma geçir- diğimiz hafta içinde adeta iki Başba- kan Yardımcısının birbirine olan hu- sumetinden doğuyormuş hissini uyan- dırdı. Aslına bakılırsa bu his pek de ya- bana atılmamalıydı. Alican ve Fey- zioğlu arasında başgösteren çekişme Kurulun çalışmalara - "Plânlama" ) başlamıştı. İ- ki Bakanın ' "bunların ikisi de Kurul ü- yesidir ve oy sahibidir- çatışması e- sasen sayısı az olan Yüksek Plânla- ma Kurulu üyeleri arasında ister is- temez bir dengesizlik ortaya çıkardı. Bu dengesizlik çalışmalarda bil- hassa uzlaşma imkânlarında büyük rol oynadı. Oysa 23 kişilik Bakanlar Kurulundaki iki bakan arasındaki ça- tışma, daha hafif kalabilir, esas ola- rak uzlaşma gözönünde tutulursa iki oyun meselelerin hallinde büyük bir zararı dokunmazdı. Ancak bunun te- mini için de birkaç noktaya dikkat et- mek gerekiyordu. Bunların başında elbette ki parti kaygıları ve politik ya- tırımlar gelmektedir. Koalisyonun bakanları, bu tesirlerden uzakta mü- zakerelere otururlarsa meselelerin ko- laylıkla halli bekleniyordu. Zira orta- da herşeyden evvel ilim ve gerçekler mevcuttur Kuru toplantılar.. yama çalışmalarındaki anlaşmaz- lık evvelki haftanın sonunda Baş- bakan İnönünün ortaya attığı "Ba- 14 kanlar Kuruluna bırakalım" teklifiy- le yani bir istikamet aldı. Öyle ki ge- ride bıraktığımız hafta içinde yapı- lan iki toplantı pek sönük hatta ku- ru denilebilecek bir havada cereyan etti. Toplantılara Başbakan ve Ali- can katılmadılar. Diğer bakanlardan ise Planın son kısımlarıyla yakinen ilgileri olanları toplantıya geldiler. Toplantıların başkanlığını Hasan Din- çer yaptı. 2 numaralı Başbakan Yar- dımcısına bu toplantılar denilebilir ki yaradı. Çalışmaların başından be- ri pek az konuşan, hatta hiç sesini çıkarmıyan politikacı pi yarışın sonunda açıldı ve pe konuda fikirlerini söyledi. Dinçerin bu hare- keti en fazla takım arkadaşı Prof. Eteyi şaşırttı. Doğrusu istenirse Din- çer iki gün ardı ardına son derece yumuşak ve tarafları uzlaştırıcı ko- nuşmalar yaptı. Daha evvel Alican tarafına yatkın olan liberal m yardımcı bu defa Plancılarla, karş tarafın fikirlerinin ortasına girdi önemli olmasa bile hi eğilse sa duyu sahibi bir kişinin yapabileceği- ni yaptı. ftanın başında pek kuru olan toplantılara Planlamadaki teknik ele- manların Ee Dinçer, Feyzioğlu, İzmen, Çelikbaş ve Bayındırlık Ba- kanı İlyas Seçkin katıldılar. 5. cildin önemli konularından olan fi at politikası ve Kredi politikası bu ekiple tartışıldı. Plan, fiat politikasında bilhassa Devlet Sektörü üzerinde hassasiyet- Hasan Dinçer Sonca dence le durmaktaydı. Fiat politikasının is- tikrarı üzerinde yapılan o tavsiyeler Devlet sektörünün istihsaliyle ilgiliy- di ve bu malların fiatlarının dalgalan- maması için gerekli bütün tedbirlerin alınmasını zaruri görüyordu. Bakan- lar bu konuda fazla itiraz etmediler. Devlet Sektörünün istihsal ettiği mal ların kontrolü oldukça kolay oluyor. üstelik bu konuda yapılacak yatırım- larla ister istemez istikrarlı bir duru- ma giriyordu. Kredi politikasının m fazla uzun sürmedi ar, daha doğrusu Kurulda Üuhnanlar hemen hemen aynı fikirdeydi. Planın tavsiye- (Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesi eliyle aldığımız tekziptir.) Tekzip Yanlış Haber Derginizin 6/8/1962 tarihli 423 sa- yısının 14 ncü sahifesinde oBurhan Apaydının İzmire son gelişinde D. P. yi kurma veya ihya etme fikri ile benimle konuştuğu yolundaki o habe- riniz hakikata tamamiyle aykırıdır. Bugüne kadar hiç bir yerde hiç bir mevzuda Burhan Apaydınla o görüş- müş değilim. Hele Burhan Apaydının benimle konuştuktan sonra Enver Dündar Başarla aynı mevzuda İz- mirde konuşmuş olduğu (iddiasının ciddiyet ve sıhhat derecesinin takdi rini okuyucularınızın iz'anına Dinar kırım. Sizin kapalı kapılar arkasın- dakileri bile görüp işiten geniş istih- baratınıza rağmen bilmediğiniz fakat okuyucularınızdan pek çoğunun bile- bileceği bir vakıadır, ki Enver Dün- dar Başar Kayseri ceza evindedir. O- nu tamirde Burhan Apaydınla görüş- türebilmek a muhayyele kuvve- ti ile mümkün Hakkımda imi (elebaşı) ta- birini, kastetiiğiniz mânası ile size iade ediyo um. Ödemiş avukatlarından Ilhan Sipahioğlu. si, Kredilerin daha rasyonel dağıtı- mı, istihsal gücü olmayan işletme- lere kredi verilmesinin önüne geçil- mesi ve verilen kredilerin tahsilinin kolaylıkla temini maksadına matuftu. Devletle ilgili bankalarda (bunların temini için gerekli formüller bulun- muştu. işin biraz daha sıkı tutulma- sı meseleyi kökünden hallediyordu. Ama özel bankalarda bunun kontro- lü zor hatta imkânsızdır. Plâncılar bu konuda Bankalara aralarında bir or- ganizasyon yapmalarını, anlaşmaları- nı ve bu konularda gerekli kararı ver- AKİS, 3 EYLÜL 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: