3 Eylül 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 8

3 Eylül 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURITA OLUP BİTENLER T.B.M.M. Arenada bayram ftanın ortasında Meclis binasının önünden geçenler korkulu gözler- le bu mimarlık şaheserine baktılar. Endişeleri binanın herhangi bir kaza- ya uğraması, yıkılıp yakılması filan değil, ama pek yakın günlerde bu ça- tı altında cereyan edecek olaylardı. Korkulu gözlerin sahibi vatandaşlar bir o kadar da endişeyle aralarında konuştular: "— Acaba 3 Eylülden sonra ne olacak?" Muhalefetin e kısmını teşkil edecek A n hücumlarına Koalisyonu teşkil a 3 partinin kar- sı koymak için şimdilik bir hazırlığı B memlekette İhtilâl yapıldığı Za- man, Zalimlerin yanında hiç se yok değildi. Vurgun idaresi, ir disini mükemmel şekilde teşkilatlan- dırmıştı. Zenginleri vardı, yazarla- rı vardı, gazeteleri vardı, kabadayı- ları vardı, militanları vardı, fana- tikleri vardı, midecileri vardı. Hiç kimse olmasa zalimlerin kendileri, ai- leleri, yakınları mevcuttu. İhtilal- den sonra bunlar, bir füzeye bin- dirilip fezaya gönderilmediler. Ara- mızda yaşıyorlar. Yüreklerinde derin bir kin, ihti- lali geçekleştirmiş bütün kuvvetle- re karşı amansız bir düşmanlık, Ordu veya Gazeteci yahut Gençlik deyince tüyleri diken diken olur tarzda, bir üniforma dahi görmeye tahammül eimeyecek kadar nefret dolu halde. Bunlar yeniden teşkilâtlanmış- lardır. Zenginleri parayı vermiştir, yazarları yazıları karalamaktadır- Ya yn hela duvar- ları "AF var! yazmaktadırlar, al ani derdi başka halkı tahrik- le meşguldür, fanatikleri "Merhum Edebiyatı" yapmaktadır, mideci- leri de eski "iyi günlerin" avdetini hayal etmektedir. Tezgâh İşlemek- tedir Tezgâh işlemektedir ama, çevre 27 Mayısa nazaran büyümemiş, pek daralmıştır. Menderes iktidarday- ken millet çoğunluğuna nazaran bir avuç olan bu faal grup, efendileri göçtükten sonra kendi kendisi için çalıp kendi kendisi için söylemekte- dir. Gazeteleri okunur, kongrelerde söyledikleri gözden geçirilirse bun- ların geniş bir muhayyileye dahi sa- yoktur. Gerçi üç parti Koalisyonu teşkil ederken imzaladıkları proto- kolda bir komisyon kurmayı ve Hü- kümetle ilgili meseleleri üç partinin temsilcileriyle evvelâ burada hallet- meyi karara bağlamışlardır. Koalis- yonun yürümesini temin için teşkil edilmesi düşünülen bu komite sadece düşüncede kalmış, Meclis tatile girer girmez rahatlayan Uç parti mensup- ları bu konuda çalışmaya adeta lüzum görmemişlerdir. Bu yolda ilk ve son toplantı Mec- lis kapanmadan birkaç gün evvel ya- pılmıştır. Parti grupları başkanlarıy- a, Başkan Vekillerinin iştirak ettiği toplantıda incir çekirdeğini doldur- mayan bazı konular ele alınmış son- ra herşey oluruna bırakılmıştır. Koalisyonun ikinci siyasi teşek- " Rockefeller'i hip olmadıkları kolaylıkla görülebi- lir. Bir subayın başına bir şey mi geldi? Başlık hazırdır: "Bir Albay bir çocuğu ezdi". (Bk. Son Havadis -31 Ağustos 1962. Sayfa 1) Orduy- la alakalı bir talihsizlik mi? "Muha- fiz Alayı paraşütçüleri kaza geçir- di" (Bk. Yeni İstanbul - 31 Ağustos 1962. Sayfa 1) "Kadeş Hadisesi"nin istismar tarzı herkesin hatırında- dır. İnönüye gelince, adam "asker kaçağı" dahi yapılmıştır. Derisini yüzüp dolduramayanlar, yıllar yılı yaptıkları gibi, en ufak soğuk al- gınlığını "Aman, bu sefer ölüyor ga- liba" diye Rockefeller'e müjdele- mektedirler. Tefrikalar (Bk. Tasvir - 31 Ağustos 1962. Sayfa 4), hatıra- lar (Kılıç Alininki tarzında), tahlil- ler gırla gitmektedir. Hep, Rocke- feller'i memnun etmek için. İnsan, hiç olmazsa plak değiştirir. İnsan, yır! İhtimal ki Rockefeller, bunu bile arzulamamaktadır. Düşmanları- na küfür edilsin, omurunda bile ol- mayan halk "Bu halk ne iş, ne ek- mek istiyor. Bu halk, ancak af is- tiyor. Başka şey değil.." diye göste- rilsin, derleme kalabalıkların tertip- li alkışları "Ah, bu millet şehitleri- ni unutamıyor" edebiyatına yol aç- ısın.. Rockefeller memnundur. Bugünkü Türkiye nerede, o Ba- sın nerede? Bir tekmede yıkılacak hale gelmiş, milletin bütün desteğin- den mahrum duruma düşmüş gece- kondu iktidarları için 2000 yılına kadar istikbal söyleyen sahte Mi ler okulunun yeni çömezleri guncu Demokratların besledikleri külü Y. T. P. idarecileri, partileri a- leyhinde A. P. tarafından açılan bü- ük kampanyaya karsı koymayı, Ko- alisyonla ilgili meselelere tercih et- miş, seçim bölgelerine dağılan mil- letvekilleri bu işi Meclis açılınca hal- letmeyi uygun bulmuşlardır. imdi, üç parti grubu ayrı, ayrı salı günü toplanacak ve birinci de- recede bu konuyla ilgilenecektir. Zi- ra en azından halk diliyle "Yumur- ta kapıya gelmiştir." Koalisyonun yürütülmesiyle | il- gilenecek komisyonun yetkili kişile- ri, Grup başkanları olacaktır. Her partinin Grup başkan o vekilleriyle Grup idare heyetlerinden birkaç ki- şi Komisyona katılacaktır. a partilerin Genel Idare Kurulları veya bunun yerine kaim olan üst teşek- in Gazeteleri" yeni beslemelerde kendilerini avut- makta, dalaletten hıyanete, düşüklü- gün bütün gamlarında çalıp oyna- maktadırlar Şaşılacak kimseler, tecrübesiz- lik veya telâşlılıklarından o bunları ciddiye alanlar, bir şey zannedenler, onlarla ağız dalaşmasına girenler- dir. Bunlar söyleyeceklerdir. Söyle- sinler de, hep beraber gülelim. Do- sunu inanılmaz derecede arttırdıkla- rı küfürler, tepetaklak giden tirajla- rım kurtarmak için son çaredir. Bir belirli miktarda Rockefeller'e ma- liktirler. Bu, eşeğin kuyruğu gibidir. Hatta, öyle bile değil.. Eşeğin kuy- ruğu ne kısalır, ne uzar. Bunlar, kı- salıyorlar. Kısaldı ıkça da, paylaş- tıkları 25 kuruşlukların adedi azal- maktadır. Ama, dikkat kendini bilen Ba- sın ve dikkat İktidar! Bu "Rocke- er bl. e ükleri ö- m çukurunda mu yalnız bı- rakımlı Bunlar. uri ÇÖ- mli kimseler veya müesseselerin m e sağlamak suretiyle rine hâkim olabilseydi melanet kay- nağını büyük nisbette kurutabilirdi. Ama o, sinirine hâkim olamadı ve o- yuna geldi. Şimdi, yeni İktidar bu imtihanın eşiğindedir. Ne Tedbirler Kanunu, ne pole- mik, ne cevap! . — Ayağın ucuyla, şöyle bir itilme.. İktidar memleketin havasını sükü- m çalışıp düzeltebildiği Mn Kuğunun Şarkısının sonu o ka çabuk gelecektir. AKİS, 3 EYLÜL 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: