24 Kasım 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

24 Kasım 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER vk en vermesi derecesinde mbittir a çok kere unutulan, tal enin "mukaddes mülkiyet akkı"ndan ziyade mülkiyet hakkı müessesesinin Çukurovada aldığı şe- duğudur ve bu şeklin sakatlığı- nın bütün komünist tahriklere fırsat gösterecek küçüklü büyüklü ( arazi sahiplen azdır ve onlar da, kurunun yanında yanan yaşlar gibi hasetle- rin, kinlerin, nefretlerin ve infialin hede fi dir ünmek lazımdır ki tamamı devletin elinde olması gereken 440 bin dönümlük Mercimek harasında, bilirler. Böyle bir yolculuk, o kendilerine daha başka "Türkiye Gerçekleri"ni de öğretecektir. unların arasında, "Kaymakam Hadisesi"nin gerçek mahiyeti de vardır. Tapu denilen kâğıt kurovada topraklara el koyma hadisesinin başlangıcına gitmek için tarihin pek derinliklerine inmek lazımdır. Ama meseleyi oOkavramak için Ademe kadar gitmeye lüzum yoktur. Nuha kadar gitmek, hadise- olarak geniş topraklar, Ermeni Teh- ciri dolayısıyla geçmiştir. Kısa za- miştir. Olan sadece bu değildir. Tapularda çok zaman, hudut ola- rak "sağı Savrun nehri" denmekte- dir. Savrunun mecrası bu hududun kaç dönüm ötesine giderse, toprağın genişliği de otomatik aynı dönüm miktarı büyümektedir. "Mukaddes mülkiyet (o hakkının Çukurovadaki bu hiç âdil olmayan te melidir ki toprak sahibi ekalliyeti top raksız ekseriyetin korkunç düşman- lığının hedefi yapmaktadır. Geçen haftalar içinde bir gün Cumhurbaş- kanı Cemal Gürsel Adanaya gitti- ğinde, kendisini dinlemek için top- lanmış kalabalıktan bir ses Devletin bunun ancak onda biri kadarı bugün Hazinenindir. Kadirlide kurutulan Akçasaz bataklığından ise devlete. Kadirlinin dişlileri iki bin dönüm- lük bir fidanlığı kâfi obulmuşlardır. Kadirliden geçen Savrun (suyunun mecrası ne zaman değiştirilse, eski mecra son süratle, ilk kapanın elinde mümbit ve "mukaddes mülkiyet hakkı" na ziyadesiyle uydurulmuş bir tarla haline gelmektedir. Bunun delilini görmek isteyenler, Adanaya otomobille iki saatlik mesafede bu- lunan ve "Kaymakam Hâdisesi" ile memleket çapında şöhret yapan Ka- dirli ilçesine gidip bir cip içinde eski Akçasaz (o bataklığında Savrunun eski mecraları kenarlarında dolaşa- AKİS/16 Kadirlide derme çatma bir su arkı - Mukaddes Mülkiyet Hakkı" mı, İsmail Hakkı mı? e yağma edilen de, bu toprak- r olmuştur. Tapular, inanılmaz bir ti ie giden ermenilerin en verimli arazisini içine alır olmuştur. "Tevsi-i hudut suretiyle tashih-i ta- 5 yaz sakal, ehl-i vukufluk beratını sağlamaya yetmektedir- üst tarafını tamamlamıştır. Devletle hususi şa- hıslar ihtilafa düştüklerinde, dev- letin elinde bir "muteber ehl-i vukuf heyeti üyelerine yardım fonu" bu- lunmadığından davaların inanılmaz nisbeti ikincilerin lehine o neticelen- n yüksek makamının sahibine Çu- kurovanın bu derdini haykırdı ve on- dan, devletin arazisinin küçüklü bü- yüklü bu ağaların elinden alınıp top- raksız köylüye dağıtılmasını istedi. Toprakla iş biter mi? Anda çok kimsenin sandığı gibi topraksız köylüye toprak odağı- tılması meselenin li sağlamaya- caktır. 1940 ile 1945 arasında Tevzi-i Arazi Komisyonları yüzbinlerce dö- vermişlerdir. Bunun ii onu köy- miştir. Bunda, meselenin sosyal yö- nü kadar bir de ekonomik yönünün

Bu sayıdan diğer sayfalar: